(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/1888 E. , 2021/4399 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 31.05.2021 gün ve saatte temyiz eden ... ile aleyhine temyiz istenilen ... ve ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece; temyize konu 145 ada 44, 145 ada 43, 142 ada 28, 142 ada 19, 138 ada 5, 137 ada 4, 136 ada 6, 126 ada 50, 126 ada 1, 120 ada 7, 119 ada 29, 120 ada 8, 121 ada 13, 125 ada 11, 104 ada 10, 104 ada 14 ve 119 ada 19 parsel sayılı taşınmazların tarafların kök murisi olan ..."a ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmak için yeterli olmadığı, davalı ...’ın cevap dilekçesinde taşınmazların tapu kaydıyla satın alınan yerlerden olduğunu ve buna ilişkin eski tapu kayıtlarının bulunduğunu beyan etmiş ve dilekçe ekinde eski tapu kayıtlarını sunduğu halde mahkemece mahallinde yapılan keşifte davalı tarafın sunduğu tapu kayıtları uygulanmadığı belirtilerek öncelikle dayanılan tapu kayıtları tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Müdürlüğünden getirtilmesi, bundan sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak, yerel bilirkişi ve tanıklar vasıtasıyla tapu kayıtları zemine uygulanarak çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı belirlenmesi, ayrıca davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde sözünü ettiği 111 ada 14, 15, 18 ve 20 parsel sayılı taşınmazlar dava dilekçesinde dava konusu olarak gösterildiği halde bu parsellerle ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, kabule göre de; 104 ada 14 parsel sayılı taşınmaz hakkında hem kabul hem de tefrik kararı verilmek suretiyle çelişkiye düşüldüğü, asli müdahillerden ..., ... gerekçeli karar başlığında gösterilmediği" belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 111 ada 18 ve 20 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 26.11.2012 tarih 2012/224-260 Esas, Karar sayılı muris ...’a ait mirasçılık belgesinde davacı ve müdahil davacıların miras payları oranında adlarına tapuya tesciline, kalan kısmın tespit malikleri üzerinde bırakılmasına, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma sonrasında yapılan iki ayrı keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarca çekişmeli taşınmazların davalılar tarafından kullanıldığı, davalılara kimden intikal ettiğini bilmedikleri, kök muris ... tarafından kullanıldığını görmediklerinin beyan edilmesi , önceki keşiflerde yerel bilirkişilerce kök murise ait olduğu hususunda beyan bulunduğu ancak bu beyanların duyuma dayalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
Davacı ..., çekişmeli taşınmazların kök muris ...’a ait iken 1957 yılında ölümüyle mirasçılarına kaldığı, mirasçıları arasında taksim bulunmadığı gerekçesiyle miras payına yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, bir kısım davalılarca, taşınmazların kök muristen geldiği, ancak muris ... tarafından sağlığında, kendisinden evvel ölen oğlu ...’nın payını ...’nın çocukları olan...ve...’e (tespit malikleri) verdiği, bir kısım davalı tarafından da taşınmazların muris ...’ın da babası olan ...’den (1909 yılında ölmüş bulunan) geldiğini savunmuş, tespit maliki ...’in mirasçısı ...’da bir kısım taşınmazlara ait olduğunu öne sürdüğü tapu kayıtlarına dayanmıştır.
Bozma sonrasında; 26.05.2015 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ... ... (ki bozma öncesi keşifte davalı tanığı olarak dinlenmiş) ve tamamı taşınmazların kök muris ...’a ait olduğunu, ölünce mirasçıları arasında taksim yapılıp yapılmadığını bilmediklerini beyan etmişler, 15.08.2018 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarda benzer beyanda bulunmuşlardır.
Diğer bir anlatımla; temyize konu taşınmazların kök muris ...’dan kaldığının sabit olduğu, bu hususun zımnen davalıların da kabulünde bulunduğu, davalı tarafça kök murisin ölümüyle usulüne uygun bir taksimin yapıldığının ispat edilemediği, yine davalı ...’ın dayandığı tapu kayıtlarının taşınmazları kapsadığının davalı tarafça ispat edilemediğinin yapılan uygulama ve alınan raporlardan anlaşıldığı önceki tarihli davanın kabulüne dair verilen kararın bir kısım taşınmazların tespit maliki olan ... mirasçısı ... tarafından temyiz edildiği, diğer bir kısım taşınmazların tespit malikleri olan İbrahim ve ... mirasçılarının bir temyizinin bulunmadığı, bu taşınmazlar yönünden karar başlığında bir kısım müdahillerin gösterilmemesi nedeniyle davacı vekilinin temyizi üzerine bozulduğu, hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken 30.05.2018 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların (daha önceki keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar) bu kez taşınmazların davalı tarafça kullanıldığını, onlara nasıl intikal ettiğini bilmediklerini yöndeki soyut beyanlarına dayalı olarak yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup davacı ve müdahiller vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu olan 145 ada 44, 43, 142 ada 28, 19, 138 ada 5, 137 ada 4, 136 ada 6, 126 ada 50, 1, 120 ada 7, 8, 119 ada 19, 29, 121 ada 13, 125 ada 11, 104 ada 10 , 111 ada 14 ve 15 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.