20. Hukuk Dairesi 2014/2420 E. , 2014/5518 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 206 ada 4 sayılı parsel 9643.98 m2 olarak tarla niteliği ile, 213 ada 9 sayılı parsel 25.033,55 m2 olarak çalılık niteliği ile, 194 ada 8 sayılı parsel 324.03 m2 olarak çalılık niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazların kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 206 ada 4 sayılı parselin kadastro tesbitinin iptali ile tarla vasfıyla ... oğlu ... ... adına, 213 ada 9 ve 194 ada 8 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; davacı ... Yönetimi tarafından 206 ada 4 parsele yönelik olarak; Hazine tarafından 206 ada 4 sayılı parsele ve Hazine aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden bahisle; dahili davalı ... tarafından ise, kendisinden tahsiline karar verilen bakiye karar ve ilâm harcı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine, hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/09/2012 tarih ve 2012/3167-10451 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “1) Orman Yönetiminin 206 ada 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyizi yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli ve temyize konu 206 ada 4 parsel sayılı taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Dahili davalı ..."un bakiye ilâm harcı, yargılama giderleri ile vekâlet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Kural olarak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunamaz. Ne var ki; davaya, mahkemenin ara kararı ile dahili davalı sıfatı ile katılan ..."un esasen 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi bağlamında harçlı olarak müdahil davacı sıfatı ile davaya usûlüne uygun bir katılımı bulunmadığı, mahkemenin kendisini ara kararı ile davaya davalı sıfatı ile dahil etmesinin davada kendisine taraf sıfatı kazandırmayacağı, Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre de kararı ancak davanın gerçek taraflarının temyiz edebileceklerinden dahili davalı olarak davaya katılan ..."un bu bağlamda temyiz nedenlerinin incelenmesine olanak bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3) Davalı Hazinenin 206 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ve yargılama giderleri ile vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu ile eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli ve temyize konu 206 ada 4 parsel sayılı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; lehine tescil kararı verilen ve davaya, mahkemenin ara kararı ile dahili davalı sıfatı ile katılan ..."un esasen 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi bağlamında harçlı olarak müdahil davacı sıfatı ile davaya usûlüne uygun bir katılımı bulunmadığı, mahkemece, ara karar ile davaya davalı sıfatı ile dahil edilmesinin davada kendisine taraf sıfatı kazandırmayacağı, davaya müdahil davacı sıfatı ile usûlünce katılmayan ... lehine dahi bu nedenle tescil kararının verilemiyeceği düşünülmeden yazılı şakilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olduğu gibi, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunamayacağının da ayrıca düşünülmemesi usûl ve kanuna aykırıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz araştırmaya dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı” olduğuna değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacının davasının reddine, 206 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 24.10. 1946 tarihinde yapılan ve 23.03.1947 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/05/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.