15. Ceza Dairesi 2013/25269 E. , 2016/2825 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın cezaevinde tanıştığı mağdura .... ilinde...şirketinin yedek parça şubesi açacağını, mağduru orada işe yerleştirebileceğini, işçi ücretlerinin banka üzerinden yatırıldığı için hesap açılması gerektiğini söylediği, bunun üzerine mağdurun ..... şubesine giderek hesap açtırdığı, birkaç gün sonra sanığın mağdura cep telefonu numarasını bankaya yanlış verdiğini, numarasını güncellemesi gerektiğini söylediği, birlikte banka şubesine gittikleri, sanığın kendi telefon numarasını yazarak bilgileri birlikte güncelledikleri, ayrıca mağdurdan habersiz olarak internet bankacılığı işlemlerini aktif hale getirdiği, bir süre sonra sanığın banka müşteri hizmetlerini arayarak internet bankacılığı şifresi aldığı, kredili hesap açtırdığı, bu hesaptan çektiği 250 TL parayı kendi hesabına EFT yaptığı olayda; sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğine dair mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiş, eylemin sanığın hileli hareketleri ile başlamış olması karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan belirlenen 120 gün adli para cezasının TCK"nın 168/2. maddesi uyarınca indirim ve 62/1 maddesi uyarınca indirim yapılırken belirlenen 50 gün adli para cezası yerine hesap hatası yapılarak 30 gün adli para cezası verilmek suretiyle eksik ceza tayini ve adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın herhangi bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 30/03/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif üye)
Muhalif Oy:
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin ... tarih ....... karar sayılı ilamı ile ........ Ağır Ceza Mahkemesinin ....... E-K sayılı mahkumiyet hükmünün onanmasına ilişkin kararda, Sayın daire çoğunluğu ile uyuşmazlığımız suç vasfının nitelendirilmesine dairdir.
Sanığın cezaevinde tanıştığı mağdura ...... ilinde .........şirketinin yedek parça şubesi açacağını, mağduru orada işe yerleştirebileceğini, işçi ücretlerinin banka üzerinden yatırıldığı için hesap açılması gerektiğini söylediği, bunun üzerine mağdurun ........ şubesine giderek hesap açtırdığı, birkaç gün sonra sanığın mağdura cep telefonu numarasını bankaya yanlış verdiğini, numarasını güncellemesi gerektiğini söylediği, birlikte banka şubesine gittikleri, sanığın kendi telefon numarasını yazarak bilgileri birlikte güncelledikleri, ayrıca mağdurdan habersiz olarak internet bankacılığı işlemlerini aktif hale getirdiği, bir süre sonra sanığın banka müşteri hizmetlerini arayarak internet bankacılığı şifresi aldığı, kredili hesap açtırdığı, bu hesaptan çektiği 250 TL parayı kendi hesabına EFT yaptığı olayda; uyuşmazlık konusu sanığın eyleminin, TCK.nun 158/1-f kapsamındaki banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu mu yoksa TCK.nun 142/2-e maddesindeki bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmayacağıdır.
Olaya geçmeden önce hırsızlık ve dolandırıcılık suçları konusunda açıklama yapılmak gerekirse;
Dolandırıcılık ve hırsızlık suçunun faili haklı olmayan yollarla başkasının zararına zenginleşme amacını taşımaktadır. Ancak bu amaca ulaşmak için kullanılan araçlar, başvurulan hareketler birbirinden farklıdırlar. Suç hırsızlıkta çalarak, dolandırıcılıkta hile kullanılarak işlenmektedir.
Bundan başka dolandırıcılık ve hırsızlık suçları manevi öğe açısından, kasti suçlardandır.
Hırsızlık suçunda suçun maddi konusu taşınabilir maldır. Dolandırcılıkta ise suçun konusu hem insan iradesinin özgürlüğü ve mal varlığına ilişkin varlık yada menfaatlerdir.
1-Hırsızlık suçunda mağdur malını teslim etmemekte, onun bilgisi dışında fail tarafından alınmaktadır.
Dolandırıcılıkta ise mağdur iradesi etki altına alındığından malı kendi rızasıyla faile teslim etmektedir. Bu açıklamalar ışığında;
Sanığın müştekiye ait hesaba ilişkin internet hesabı güncellenirken müştekinin cep telefonunun olmaması sebebiyle kendisinin cep telefonu numarasını bankaya bildirmesi akabinde daha sonra müştekiye ait bilgilerle bankanın çağrı merkezini arayarak şifre alıp müştekinin hesabında bulunan 250.00 TL yi kendi banka hesabına EFT yaparak parayı çekmesi şeklinde kabul olunan eyleminin; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ...... gün ve ......... Sayılı Kararında açıklandığı üzere; Sanığın kastının müştekiye ait paranın rızası dışında elde etmek olması nedeniyle daha özel bir düzenleme olan 1412 sayılı CMUK.nun 326 maddesi gereğince kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla, TCK.nun 142/2-e maddesinde düzenlenen bilişim sistemininde kullanılması suretiyle hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşülerek nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararının kanuna aykırı olması sebebiyle bozulması gerektiği düşüncesi ile Sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.