18. Ceza Dairesi 2015/304 E. , 2015/128 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/3-a, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca, 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine, 1 yıl süre ile denetim süresine tâbi tutulmasına dair, .. .Ceza Mahkemesinin 23.10.2014 tarihli ve 2014/259 esas, 2014/302 sayılı kararının, .... tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2015 gün ve 2015/33687 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre; “ 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 51/3. maddesinde yer alan “ Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz” şeklindeki düzenleme karşısında, sanıkların cezasının 1 yıl 15 gün hapis cezası olarak belirlenmesine karşın 1 yıl süre ile denetime tabi tutulmalarına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Sanık hakkında hakaret suçundan yapılan yargılama sonucunda, .... Asliye Ceza Mahkemesinin 23.10.2014 tarihli kararıyla, hapis cezası verilerek cezanın ertelendiği, yüze karşı verilen kararın temyiz edilmemesi suretiyle kesinleştiği, kararın infazı sırasında kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hakaret suçundan denetim süresinin hatalı belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen.., o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Ancak, hükümdeki her hukuka aykırılık, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasayolunun olağanüstü bir yasayolu olması nedeniyle Kanun yararına bozma konusu yapılamayacaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 7.11.2006-227/228 sayılı kararında açıklandığı üzere; yargılama yöntemine veya cezalandırmaya ilişkin hükmün belirli biçimde takdir edilmesinden kaynaklanan değerlendirme hataları "hukuki yanılgı" oluşturmakta iken; isim, yaş ve hesap hataları, yargı kararlarında "maddi yanılgı" veya ""yazım hatası" diye isimlendirilen beşeri hatalardır. Hukuki yanılgılar, ancak başka bir mercii tarafından ve yasa
yolu başvurusuyla açılan bir tali muhakeme ile giderilebilir. Yargı kararlarındaki maddi yanılgıların düzeltilmesi ise herhangi bir yöntem ve zamanla sınırlı değildir. Bu yanılgılar, bizzat bu hatayı yapan mercii tarafından, kendiliğinden veya bir yasa yolu başvurusu üzerine verilen bir karardaki uyarı üzerine düzeltilebilir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konuları ayrı ayrı incelendiğinde, Hakaret suçundan cezası ertelenen sanık hakkında, eksik denetim süresi belirlenmesi,
5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinin 3. fıkrasında “Cezası ertelenen hükümlü hakkında, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı mahkum olunan ceza süresinden az olamaz” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.05.2010 tarih ve 4/87-112 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; aleyhe değiştirme yasağı münhasıran “cezalar” ile ilgili olup; cezalar da 5237 sayılı TCK’nın 45. maddesinde; hapis ve adli para cezaları olarak sayıldığından, cezalar arasında sayılmayan güvenlik tedbirlerinin ve diğer müesseselerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği kabul edilmektedir.
Bu nedenle ertelemenin yasal sonucu olmasından ötürü zorunlu olarak hükmedilmesi gereken “denetim süresi”ne ilişkin hataların, infaz aşamasında ve 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca düzeltilmesi mümkün olduğundan, bu husus “aleyhe değiştirme yasağına” konu oluşturmayacaktır.
Ayrıca, kanun yararına bozma yoluna başvurulması için hukuka aykırılığın başka bir yol ile giderilmesine imkan bulunmaması gereklidir. Hukuka aykırılığın olağan kanun yolları ile denetlenip giderilmesi imkanının bulunması durumunda kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacaktır.
5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun “Mahkumiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama” başlıklı 98. maddesinde; “Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 101. maddesinde de duruşma yapılmaksızın verilecek bu kararlara karşı itiraz yolunun açık olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen Ceza Genel Kurulu kararında da açıklandığı üzere, denetim süresinin mahkûmiyetin yasal sonucu olması, kazanılmış hakka konu olmaması ve infaz aşamasında bu konuda karar alınma olanağının bulunması karşısında, bu hususa yönelik talebin kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi mümkün görülmemiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği itiraz yazısındaki düşünce yukarıdaki açıklamalara göre yerinde görülmediğinden,
Denetim süresinin eksik belirlenmesine yönelik hukuka aykırılığın, infaz sırasında alınacak kararla giderilebilecek nitelikte bulunması nedeniyle bu konudaki kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 13.04.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.