Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5123
Karar No: 2012/11471
Karar Tarihi: 30.11.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/5123 Esas 2012/11471 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/5123 E.  ,  2012/11471 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine, dahili davalı ... Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Gürün Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.01.2012 gün ve 109/12 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; vekil edeninin Çoşkunüstü mevkii ile Suludere"nin alt kısmında bulunan iki parça taşınmazı kardeşleriyle birlikte 40-50 yıl kadar önce satın aldığını, yapılan rızai taksim sonucunda bu iki parça taşınmazın davacının payına düştüğünü, yıllardır tarla olarak kullanıldığını, kadastro çalışmaları sırasında 108 ada 174 parsel sayılı taşınmaz olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak 108 ada 174 parselin içinde bulunan iki parça taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine vekili, cevap dilekçesinde taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve mera olarak kullanılan yerlerden olduğunu, zilyetlik ile iktisabının mümkün olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Dahili davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi, yargılama oturumunda davaya bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davaya konu taşınmazın fen bilirkişisi Soner Aydın’ın raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen 4542 m²"lik kısmının tarla niteliğinde, Konakpınar Köyüne ait 108 adanın en son parsel numarası verilerek davacı Vahap ve Hatun oğlu 1930 doğumlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu B harfi ile gösterilen yere yönelik olarak açılan davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, kabul edilen kısım bölüm yönünden, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro öncesi kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği benimsenerek, dava konusu taşınmazın krokide A harfiyle gösterilen 4542 m²"lik kısmının davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de, davacının aktif dava ehliyeti üzerinde durulmadığı gibi yapılan araştırma ve incelemede hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Ayrıca tapu kaydının iptaline karar verilmeden davacı adına tescile karar verilmiş olmasıda usul ve yasaya aykırıdır.
    Davacı vekili dava dilekçesinde, “ ..vekil edene ait olan iki tarlanın Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline…” karar verilmesini talep ettiği halde mahkemece hüküm fıkrasının bir nolu bendinde krokide A harfiyle gösterilen 4542 m²"lik taşınmaz bölümünün tapu kaydı iptal edilmeden çifte tapuya yol açacak şekilde taşınmazın bu bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Uyuşmazlık konusu Gürün İlçesi Konakpınar Köyü 108 ada 174 parsel sayılı taşınmazın tapuda ve vergide kaydı bulunmadığı, 30.11.2007 tarihli Mera Kadastro Komisyonunca tahdidi yapılıp, parselin mera vasfında olduğunun belirlendiği ve mera zemin tutanağı ile krokisinin tutanağa eklendiği ve halen Konakpınar Köyü halkı tarafından mera olarak kullanıldığı, zemin durumununda bu vasıfta olduğu belirtilerek 17.12.2007 tarihinde orta malı olarak sınırlandırılmış, tespitin itirazsız olarak kesinleşmesi üzerine köy orta malı ve mera vasfıyla tapu kaydı oluşmuştur.
    Keşif sırasında dinlenen tanık Ali Aktepe; taşınmazların davacının babası tarafından kendisinin amcalarından satın alındığını, o tarihten beride taşınmazı davacının babası ile ölümünden sonra davacı ...’ın kullandığını açıklamış, taşınmazların davacıya intikal biçimi konusunda bir beyanda bulunmamıştır. Davacı tarafça dava dilekçesinde, taşınmazın davacının kardeşleriyle yaptığı rızai taksim sonucunda payına düştüğü iddia edilmiş ise de, keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar intikal biçimi konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Bu durumda davaya konu taşınmazların davacının babası Vahap’ın ölümü ile mirasçılarına miras yolu ile intikal ettiğinin kabulü gerekir. Dosya arasındaki nüfus kayıtlarına göre davacının babası Vahap Aslan 14.10.1985 tarihinde ölmüş olup, terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların payları belli olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Terekeye tabi taşınmazlar için bir veya birkaç mirasçının üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma, sıfat ve hukuki ehliyetleri bulunmamaktadır. Davada, tasarrufi işlemlerden olduğundan TMK.nun 702. maddesi uyarınca tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açmaları zorunludur. Şayet dava konusu taşınmaz bölümleri satış, bağış veya terekenin paylaşımı ya da miras payının devri sonucu davacıya düşmüş ise, davanın bulunduğu bu haliyle yürütülmesi ve aşağıda belirtilecek eksikliklerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Aksi halde davacı dava dilekçesinde sadece kendi adına iptal ve tescil isteminde bulunduğundan ve üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma, sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi düşünülmelidir.
    Dava konusu taşınmaz, mera niteliği ile köy orta malı olarak tespit ve tapuya tescil edildiği halde, usulüne uygun olarak kadim yada tahsisli mera araştırması yapılmadığı gibi, komşu parsel tutanakları ile varsa kadastro çalışmaları sırasında bu taşınmazlara uygulanan tapu ve vergi kayıt örnekleri ile orijinal pafta örnekleri dosya arasında bulunmamaktadır, keşif sırasında dinlenen tanıklarda taşınmazın bulunduğu Konakpınar Köyü halkından olup, taraflarca talep edilmediği halde tespit bilirkişisi de resen mahkemece dinlenmiş, tapu kaydının iptali talep edilmesine rağmen iptal kararı verilmeden taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, yakın plan panoramik fotoğraflarla hava fotoğraflarından yararlanılmamış, usulüne uygun olarak miktar araştırması da yapılmamıştır.
    Uyuşmazlık meraya ilişkin bulunduğuna göre, Konakpınar Köyüne ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının olup olmadığının İl, İlçe Özel İdare Müdürlüğü ile Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüklerinden sorulması, kadim ve tahsisli mera kayıtları ile haritalarının getirtilerek dosyayla birleştirilmesi, davaya konu 108 ada 174 parsel sayılı taşınmazı komşularıyla birlikte gösteren orijinal pafta örneğinin Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına eklenmesi, bundan sonra davaya konu taşınmazın krokide A harfi ile gösterilen kısmına yakın komşu parsellere ait kadastro tutanak ve eklerinin örnekleri ile varsa kadastro çalışmaları sırasında bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ile varsa hükmen tescil dosyası örneklerinin bulundukları yerden getirtilerek dosya arasına eklenmesi, 1.6711.742,49 m² olan taşınmazın yüzölçümü ile mera niteliği gözetilerek tespitin yapıldığı 17.12.2007 tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1977 ile 1987 yılları arası) İki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının yöntemine uygun bir biçimde Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte uzman bilirkişi jeodezi ve fotoğrametri uzmanı mühendis ile yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla harita, hava fotoğrafları ile tahsisli ve kadim meraya ait kayıtlarla komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının uygulanması, dava konusu yerin kadim ve tahsisli mera kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, kapsamında kalmadığı takdirde kadim mera araştırmasının yapılması, bu konuda 4342 sayılı Mera Kanununun 1, 2, 3, 4, 5 ve devamı maddelerinin göz önünde tutulması komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotoğrametri uzmanı aracılığıyla uygulanması, çekildikleri tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu, kadim mera sayılan yerlerden olup olmadığı hususları üzerinde durulması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle 3 boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, uzman bilirkişilerden tarafların mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine açık rapor alınması, daha önce götürülmeyen başka bir uzman ziraat bilirkişisi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenmek suretiyle, iptali istenen ve krokide A harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün kadim meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığı, kültür ve tarım arazisi niteliğinde olup olmadığı yönünde rapor sunulmasının istenmesi gerekmektedir.
    Dava konusu yer, davacının babasından intikal, satış, bağış ya da terekenin paylaşımı veya miras payının devri sonucu davacıya düşmüş ise, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince davacı, babası ve davacının babası Vahap Aslan’ın tüm mirasçıları bakımından miktar araştırmasının yapılması, belgesizden edinilen taşınmazlar olup olmadığının, Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davaları açıp açmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı olarak açılan tescil davalarına ilişkin dosyaların ise ait olduğu mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
    28.09.2011 tarihinde verilen keşif ara kararıda yöntemine uygun bir biçimde verilmiş bir ara karar olarak kabul edilemez. Ara kararı ile 04.10.2011 tarihinde keşif yapılmasına karar verilmiş ise de, yerel bilirkişiler ile tanıkların keşif mahalline hangi yolla çağrılıp dinlenecekleri konusunda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Davacı tarafça sunulan 16.12.2009 tarihli delil ve tanık listesinde adı geçen davacı tanıkları taşınmazın bulunduğu Konakpınar Köyü halkından olup, uyuşmazlık meraya ilişkin olduğundan taşınmazın bulunduğu köy halkından seçilen tanıkların dinlenmesi de doğru olmamıştır.
    Bir taşınmazın kadim mera niteliğinde olup olmadığı hususları araştırılırken, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre, taşınmazın bulunduğu köy dışından seçilecek yerel bilirkişiler taraflarca bildirilecek, tanıklar HMK.nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiye ile çağrılmaları, aynı Kanunun 239 ve 290/2 maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenilmeli, dava konusu taşınmazın önceki niteliği, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden ise kim tarafından ne zaman imar ihyasına başlandığı, imar ihyanın bittiği tarihten itibaren tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ile bu zilyetliğin dava tarihine kadar kim tarafından sürdürüldüğü, taşınmazın davacıya babasından satış, bağış suretiyle ya da babasının ölümünden sonra mirasçıları arasında yapılan miras taksimi ya da miras payının devri suretiyle geçip geçmediği, yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde çelişkinin HMK.nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalı ve toplanacak tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Taraflarca talep edilmediği halde keşif sırasında tespit bilirkişisi Şeyh Hamit Akıncı’nında mahkemece resen dinlenmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. 3402 sayılı Kadastro Yasasının 30. maddesine göre “Kadastro tutanaklarında beyanlarına başvurulan kişiler, bu beyanlarının gerekçe gösterilerek itiraz edilmedikçe, yeniden dinlenemezler…” HMK.nun 25/2 maddesine göre de “kanunla belirtilen durumlar dışında, hakim, kendiliğinden delil toplayamaz. Mahkemece taraflarca talep edilmediği halde tespit bilirkişinin genel mahkemede açılıp yürütülen dava sırasında resen dinlenmesi az önce açıklanan yasa maddelerine aykırı olmuştur.
    HUMK.nun 290/2 maddesi gereğince keşif sırasında birlikte götürülecek uzman bir fotoğrafçı bilirkişiye taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğraflarının çektirilerek keşfi yapan hakim tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile taşınmazın krokide A harfi ile gösterilen kısmı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 30.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi