16. Ceza Dairesi Esas No: 2019/11442 Karar No: 2020/264 Karar Tarihi: 16.01.2020
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11442 Esas 2020/264 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2018/291 - 2018/407 sayılı kararında, sanık silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK'nin 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK'nin 53, 58/6-9, 62, 63 maddeleri uyarınca mahkum edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar temyiz edilmiştir. Dosya incelendiğinde, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak gerçekleştirildiği, delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği, savunmaların eksiksiz ve vicdani kanıya uygun olarak yapıldığı belirlenmiştir. Ancak örgüt mensubu olan sanığın tekerrür hükümleri uygulanması gerektiği gözetilmemiştir. Bu nedenle hüküm BOZULMUŞ ve tekerrür uygulamasına dair kısımda bulunan “5237 sayılı TCK'nın 58/6. Maddesi gereğince” ibaresi çıkarılmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri şöyledir: TCK'nin 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK'nin 53, 58/6-9, 62, 63.
16. Ceza Dairesi 2019/11442 E. , 2020/264 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi İlk Derece Mahkemesi : Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.12.2018 tarih ve 2018/291 - 2018/407 sayılı kararı Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK"nın 53, 58/6-9, 62, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyete ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE, Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak; Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün tekerrür uygulamasına dair kısmından “5237 sayılı TCK nın 58/6. Maddesi gereğince” ibaresinin çıkarılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.