Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/7613 Esas 2013/9425 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7613
Karar No: 2013/9425
Karar Tarihi: 06.06.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/7613 Esas 2013/9425 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı ve davacı kardeşler arasında babalarının mirasıyla ilgili anlaşmazlık söz konusudur. Davacı, miras kapsamında kendisine verilmesi gereken taşınmazın karşılığı olarak davalıya 100.000 TL ödemiştir ancak davalı taşınmazın devrini gerçekleştirmemiş ve parayı da geri ödememiştir. Mahkeme, tapu kayıtları, banka hesaplarına ait yazılar, tanık beyanları gibi delilleri değerlendirerek davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay kararı bozarak, davacı ve davalının kardeş olması nedeniyle tanık dinlenebileceğini ve yazılı bir delile gerek olmadığını belirtmiştir. Davacı tanıklarının dinlenmesine rağmen yeterli delil sunulamadığından, hüküm bozulmuştur.


HUMK. 293/1 (HMK 203/1-a maddesi) - Kardeşler arasındaki uyuşmazlıklarda tanık dinlenilmesi mümkündür.
3. Hukuk Dairesi         2013/7613 E.  ,  2013/9425 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının murisi babasının vefat ettiğini, mirasçı olarak davacı, davalı ağabeyi ve dava dışı ablası ....."nin kaldığını, murisin bankada kalan parasının mirasçılar arasında paylaşıldığını, murisin bir kısım taşınmazlarının paylaşılması konusunda mirasçıların anlaştıklarını, anlaşmaya göre ..., ...,.... 32322 ada, 22 parsel sayılı taşınmazın davacıya verileceği bunun karşılığında davalının hissesine karşılık 100.000 TL verileceği konusunda anlaştıklarını, bu anlaşma gereğince davacının 100.000 TL"yi davalı ağabeyine vermesine rağmen davalının hissesini davacıya devretmediğini, ödediği parayı da geri iade etmediğini ileri sürerek 100.000 TL"nin 10.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında gerek sözlü gerekse yazılı hiçbir sözleşme akdedilmediğini, davalının hesabına herhangi bir şekilde para aktarımı yapılmadığını, davacının iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, talep, savunma, tanık anlatımları, tapu kayıtları, banka hesaplarına ait yazılar birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalının murisinin 04/08/2009 tarihinde öldüğü, miras payları oranında parasının paylaşıldığı, bankadaki paranın da paylaşıma tabi olduğu, paranın paylaşılması sırasında taraflar arasında yapıldığı iddia edilen anlaşma uyarınca hisse devri karşılığı davacının 100.000 TL"yi davalıya ödediği, ancak tapuda işlem yapılmadığı gibi paranın geri iade edilmediği bu sebeple 100.000 TL nin davalıdan tahsilinin davacı tarafına talep edildiği, davacının banka ödeme kayıtlarına ve bu kayıtlardaki tarih ve saat aralığına dayandığı, ancak miras taksim sözleşmesinin yapıldığını ve buna istinaden 100.000 TL mirastan gelen paranın davalıya ödendiğine dair miktar da dikkate alındığında yasal delil sunulmadığı, yemin deliline dayanıldığı ve davalının yemin eda ettiği, 100.000 TL nin miras taksim anlaşması gereği davacı tarafça verildiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı ile davalının kardeş oldukları uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar kardeş olduğu için HUMK. 293/1 maddesi (HMK 203/1-a maddesi) gereğince tanık dinlenebilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 14.06.2006 tarihli, 2006/13-354 Esas, 2006/368 Karar sayılı kararı da bu yöndedir). Bu durumda, yazılı bir delil aranmasına gerek yoktur. Mahkemece davacı tanıkları dinlenmiştir. Tanık beyanları da değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken miktar dikkate alınarak yasal delil sunulmadığından bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.