Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/7264 Esas 2019/4178 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/7264
Karar No: 2019/4178
Karar Tarihi: 28.02.2019

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/7264 Esas 2019/4178 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, yerel mahkeme tarafından verilen kararın temyiz edilmesi üzerine yaptığı incelemede kararın açıklanmasına karar verdi. Ancak hüküm kurulurken kanıtların değerlendirilmediği, suçun unsurlarının belirtilmediği ve cezanın şahsileştirilmesinin yapılmadığı, bu nedenle Anayasa ve CMK maddelerine aykırı davranıldığı tespit edildi. Ayrıca mağdurun yüzündeki izlerin tespit edilmesi için gerekli sürenin gözetilmediği, yaralanmanın ne zaman ve kim tarafından kaynaklandığının belirlenemediği ve hak yoksunluklarına karar verilmediği de belirtildi. Bu nedenlerle kararın bozulması gerektiği kararı verildi. Kanun maddeleri: Anayasa'nın 141. maddesi ve CMK'nin 34., 223. ve 230. maddeleri, TCK'nin 86/1, 86/2, 86/3-e, 87/1-c-son ve 29. maddeleri.
3. Ceza Dairesi         2018/7264 E.  ,  2019/4178 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1) Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanmasına karar verilecek yeni hüküm olduğu, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan ve yeterli gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle Anayasanın 141. ve 5271 sayılı CMK"nin 34. ve 223., 230. maddelerine aykırı davranılması,
    2) Mağdur ... hakkında düzenlenen, ... Adli Tıp Şubesinin 20.11.2008 tarihli raporunda; sol kaş dış ucu komşuluğunda dikey seyirli 5x0.5 cm büyüklüğünde, üstteki 1.5 cm.lik kısmı hipertrofik, geri kalanı ciltten hafif çöküklük gösteren ciltten hafif koyu renkte yara nedbesi, sağ kaş dış ucu üzerinde 2x0.3 cm büyüklüğünde sedefi renge yakın ve hafif hipertrofik yara nedbesi mevcut olup belirli bir mesafeden, belirgin bir dikkat sarf etmeden, ilk bakışta dikkat çektiğine göre yüzde sabit iz niteliğinde olduğunun"" belirtilmesi karşısında, kurulan hükümde 5237 sayılı TCK"nin 86/1, 86/3-e, 87/1-c-son. maddelerinden uygulama yapılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK"nin 86/2, 86/3-e maddelerinde hüküm tesisi,
    3) Adli Tıp Kurumu uygulama ve kriterlerine göre mağdurun yüzünde sabit iz kalıp kalmayacağı yönündeki raporun olay tarihinden itibaren en az 6 ay sonra alınması gerektiğinin gözetilmeden, mağdur... hakkında ... Adli Tıp Şubesinin olay tarihinden 4 ay 22 gün sonra düzenlenen, 20.11.2008 tarihli raporunun hükme esas alınması suretiyle eksik inceleme ile hüküm kurulması,
    4) Alacak verecek meselesinden çıkan tartışmanın karşılıklı kavga şeklinde devam ettiği olayda, sanığın da adli muayene raporu doğrultusunda yaralandığının tespit edilmesine, olayın başlangıcına ilişkin taraflar arasında birbirinden farklı beyanlar bulunmasına ve ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının belirlenemediğinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas 367 Karar sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Dairemizin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında da kabul edildiği üzere, şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,
    5) Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilerek, 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarına karar verilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 28.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.


















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.