Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/1116
Karar No: 2020/24

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/1116 Esas 2020/24 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/1116 E.  ,  2020/24 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 16. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza (CMK"nın mülga 250. maddesi ile görevli)
    Sayısı : 17-6

    Anayasayı ihlal etme (Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme) suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda eylemlerin silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin bulundurulması ve mala zarar verme suçlarını oluşturduğu kabul edilerek sanığın lehe olan 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 5 ve TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis; lehe olan 5237 sayılı TCK’nın 174/1-2, 62, 52/2. maddeleri uyarınca ayrı ayrı beş kez 3 yıl 9 ay hapis ve 300 TL adli para; lehe olan 5237 sayılı TCK’nın 151/1, 152/2-a ve 62. maddeleri uyarınca ayrı ayrı iki kez 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, tüm suçlar yönünden TCK"nın 53/1, 63 ve 54. maddeleri uyarınca hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye; silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından TCK"nın 58/9. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin İstanbul (Kapatılan) 13. Ağır Ceza Mahkemesince (CMK"nın mülga 250. maddesi ile görevli) verilen 23.10.2008 tarihli ve 81-288 sayılı hükümlerin sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 12.11.2009 tarih ve 9507-11326 sayı ile;
    “Tüm dosya kapsamıyla sanıkların mensubu bulundukları silahlı çete niteliğindeki örgüt adına, kabul edilen eylemlerinin niteliği, zamanı ve insanların yoğun olarak bulundukları yerlerde eylemlerin icra edilmiş olması, kullanılan araçların özelliği nazara alındığında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasını zorla değiştirip, yerine dini esaslara dayalı bir sistem getirmek şeklindeki amaçlarına yönelik olarak, vahamet arz eden olaylara fiilen katıldıklarının anlaşılması karşısında hukuki durumlarının ve lehe yasa değerlendirmesinin buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince 31.01.2013 tarih ve 17-6 sayı ile, lehe ve aleyhe yasa değerlendirilmesi yapılarak 5237 sayılı TCK’nın 7/2, 5352 sayılı Kanun’un 9/3. maddeleri delaletiyle sanığın eylemine uyan Anayasal düzeni cebren ilgaya teşebbüs etme suçundan 765 sayılı TCK’nın 146/1, 59, 31, 33 ve 40. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına, müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanmasına ve mahsuba karar verilmiştir.
    Bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 24.06.2014 tarih ve 4295-7644 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 09.03.2015 tarih ve 407795 sayı ile;
    “Sanığın vahamet arz eden eylemlere (bomba atma) katıldığına ilişkin 26.12.2002 tarihli kendisi ve diğer dosya sanığı..."in (28.12.2002 tarihli ek kolluk beyanında) "eylemleri sanık ..."le birlikte gerçekleştirdiklerine" ilişkin CMUK"nın 135. maddesine uygun olmayan şekilde alındığı için hükme esas alınması mümkün olmayan kolluk beyanları dışında dosyada delil bulunmadığının anlaşılması karşısında; terör örgütü üyesi olan sanığın evinde örgüte ait patlayıcı maddeler ile silahları bulundurma eylemlerinin vahamet arz eden eylemlerden olmaması, Yargıtay ilgili ceza dairelerinin benzer birçok olayda sayıca fazla olsa bile patlayıcı madde bulundurma eylemlerinin vahamet arz eden eylem olarak kabul edilmemesi, örgütle hiyerarşik bağ kurduğu tespit edilemeyen sanıklar bakımından ise TCK"nın 315. maddesindeki "silah sağlama" suçunun oluştuğunun kabul edilmesine ilişkin kararlar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın ikametinde bulunan ancak hükme esas alınan bombalama eylemlerinde söz konusu patlayıcı maddelerin kullanıldığına yönelik savunmanın aksini gösteren delil bulunmaması karşısında, sanığın silahlı terör örgütü üyesi olma, patlayıcı madde bulundurma ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından dolayı 765 sayılı TCK"nın 168/2, 264, 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 170. maddeleri gereğince lehe yasanın tespitiyle hakkında örgüt üyeliği, patlayıcı madde bulundurma ve 6136 sayılı Kanun"a muhalefet suçlarından cezalandırılması yerine suç vasfında hata yapılarak anayasayı ihlal suçundan dolayı yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesince 01.07.2015 tarih ve 3595-2213 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    İnceleme dışı sanıklar ... ve... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan 765 sayılı TCK’nın 146. maddesi uyarınca verilen mahkûmiyet kararları Özel Dairece onanarak kesinleşmiş olup, itirazın kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında Anayasayı ihlal etme (Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme) suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
    1- Sanığın eyleminin Anayasayı ihlal etme suçunu mu yoksa silahlı terör örgütüne üye olma suçunu mu oluşturduğunun,
    2- Silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğunun kabulü hâlinde ayrıca patlayıcı madde bulundurma ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçlarının oluşup oluşmayacağının,
    3- 6136 sayılı Kanun"a muhalefet etme suçunun oluştuğunun kabulü hâlinde bu suç yönünden dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin,
    Belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından,
    06.11.2002 tarihinde iş kazası geçirdiğini beyan ederek İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesine müracaat eden inceleme dışı sanık ...’in, ... silahlı terör örgütü üyesi olduğunu, çeşitli bombalama eylemlerine katıldığını, sanık ...’in ve inceleme dışı sanık...’ün de örgüt üyesi olduklarını ifade etmesi üzerine başlatılan soruşturmada;
    24.12.2002 tarihli yakalama, üst arama ve zapt etme tutanağına göre, sanık ...’in Gaziosmanpaşa ilçesi, Bağlarbaşı Caddesi"nde iş yerinin önünde yakalandığı, kabanının iç cebinden bir adet Artvin ili, Ardanuç İlçesi, A. Irmaklar nüfusuna kayıtlı...ve ... oğlu, 1968 doğumlu, ...adına tanzim edilmiş ancak üzerinde sanık ...’a ait fotoğraf bulunan nüfus cüzdanının ele geçirildiği,
    İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca 24.12.2002 tarihinde sanık ...’in ve inceleme dışı sanık...’ün evlerinde arama yapılmasına karar verildiği,
    24.12.2002 tarihli ev arama ve zapt etme tutanağına göre; saat 18.30 sıralarında başlanılan aramada giriş kapısının karşısında bulunan odanın girişine göre sağ duvar dibinde bulunan çekyatın altına bakıldığı sırada sanık ..."in branda bezinden yapılma, üzerinde “HEAB” ve “FILA” yazılı yeşil ve siyah renkli çantayı göstererek “Bu çanta...’e ait içinde patlayıcı olabilir” demesi üzerine bomba imha bürosu ve olay yeri inceleme şube müdürlüğü ile irtibata geçilerek uzman ekip çağrıldığı, bomba imha uzmanları tarafından açılan siyah ve yeşil renkli çanta içerisinden;
    - 2 adet patlamaya hazır saatli, elektronik devreli boru tipi bomba,
    - 1 adet 2,5 litrelik plastik kola şişesi içerisinde nevi belli olmayan beyaz renkli, küçük tabaklar hâlinde toz madde,
    - 1 adet 2 litrelik plastik kola şişesi içerisinde beyaz toz madde,
    - 1 adet 2 litrelik şişe içerisinde beyaz renkli toz,
    - 1 adet 1 litrelik cam kavanoz içerisinde karışık toz madde,
    - 1 adet küçük cam kavanoz içerisinde beyaz toz,
    - 1 adet küçük cam kavanoz içerisinde tahminen 50 gr barut,
    - 1 adet cam kavanoz içerisinde tahminen 50 gr siyah renkli topaklar hâlinde toz madde,
    - 2 adet bomba yapımında kullanıldığı tahmin edilen metal boru dirsek,
    - 1 adet üzerinde tadilat yapılmış Casio marka kol saati,
    - 5 adet pordinavs üzerine monte edilmiş bomba yapımında kullanıldığı tahmin edilen elektronik devreler,
    - 8 adet el feneri ampülü,
    - 12 adet yeşil renkli let lamba,
    - 3 adet kırmızı renkli let lamba,
    - 3 adet açma kapama anahtarı,
    - 1 adet ampermetre,
    - 2 adet kalem şeklinde lehim havyası,
    - 2 adet lehim,
    - 1 adet lehim pastası,
    - 9 adet Akashi marka 9 voltluk pil,
    - Çok miktarda telefon kablosu,
    - 1 takım saatçi tornavidası,
    - 10 adet maytap fitili,
    - 2 adet tahminen 4,5x8 cm ebatında perdinaks,
    - 1 adet tahminen 8x16 cm ebatında perdinaks
    - 3 adet yan keski,
    - 1 adet ayarlı pense,
    - 1 paket pamuk,
    - Çok miktarda kol saatine ait plastik kordonlar,
    - Beyaz naylon poşet içerisinde tahminen 300 gr ağırlığında toz madde,
    - 1 adet Bosh marka yeşil renkli matkap,
    - 2 adet demir matkap ucu,
    - Çok miktarda bomba yapımında kullanıldığı tahmin edilen maşan, kör tapa, nikel demir borular,
    - 2 adet Best marka sprey boya,
    - 1 adet üzerinde ... Limon Sosu yazılı plastik şişe içerisinde mavi renkli sıvı madde,
    - 1 adet üzerinde ... Limon Sosu yazılı plastik şişe içerisinde kahverengi renkli sıvı madde,
    - 1 adet boş 70 cl’lik yeni rakı şişesi,
    - 1 adet üzerinde star yazan ancak numarası görülemeyen uzun 9 mm’lik mermi atar tabanca ve bu tabancaya ait 2 adet boş şarjör ve 100 adet 9 mm çaplı dolu fişek,
    - 1 adet üzerinde Woltra Combat model 85 yazılı, 9 mm’lik, kuru sıkı tabir edilen tabanca ve bu tabancaya ait 1 adet boş şarjör ile 50 adet 9 mm’lik dolu fişek,
    - 49 adet oyuncak tabanca mantarı,
    - Kağıt şerit üzerine yapışık vaziyette 22 adet çatapat,
    - 16 yaprak İstanbul’un çeşitli bölgelerine ait harita fotokopisi,
    - 1 adet kareli defter yaprağına el yazısı ile yapılmış bomba ve yapılış açıklaması bulunan doküman,
    - 1 adet küçük kareli kağıt üzerine el yazısı ile bomba yapım çizimi,
    - 2 adet siyah renkli poşet,
    - 2 adet beyaz renkli poşet,
    - 1 çift kırmızı renkli bulaşık eldiveni,
    - 1 çift beyaz renkli bulaşık eldiveni,
    - 1 tek ameliyat eldiveni,
    - 1 adet Ekim 1998 tarih ve 39. sayılı...Dergisi,
    - 1 adet Şubat 1999 tarih ve 43. sayılı...Dergisi,
    - 1 adet Şubat 1999 tarih ve 44. sayılı...Dergisi,
    - 1 adet Haziran 2001 tarih ve 1. sayılı Beklenen ... Dergisi,
    - 1 adet Kasım 2001 tarih ve 6. sayılı Beklenen ... Dergisi,
    - 1 adet Aralık 2001 tarih ve 6. sayılı Beklenen ... Dergisi,
    - 1adet Ağustos 2002 tarih ve 13. sayılı Beklenen ... Dergisi,
    - 1 adet 1 Ocak 1999 tarih ve 11. özel sayılı Akademiya Dergisi
    - 1 adet Ağustos 1995 tarih ve 83. sayılı... Dergisi,
    - 1 adet Ocak 1996 tarih ve 89. sayılı... Dergisi,
    - 1 adet Mart 1996 tarih ve 91. sayılı... Dergisi,
    - 1 adet Nisan 1996 tarih ve 92. sayılı... Dergisi,
    - 1 adet Mayıs 1996 tarih ve 93. sayılı... Dergisi,
    - 1 adet Haziran 1996 tarih ve 94. sayılı... Dergisi,
    - 1 adet Temmuz 1996 tarih ve 95. sayılı... Dergisi,
    - 1 Ekim-Kasım 1998 tarih ve 3. sayılı Amatör Kalemler Dergisi,
    - 1 adet... Yayınevine ait...’nun yazdığı ...isimli kitabın 1. cildi,
    - 1 adet... Yayınevine ait...’nun yazdığı ...isimli kitabın 3. cildi,
    - 1 adet... Yayınevine ait ....n’un yazdığı ...isimli kitabın 4. cildi
    - 1 adet... Yayınevine ait...’nun yazdığı ...isimli kitap,
    - 1 adet... Yayınevine ait...’nun yazdığı Kökler isimli kitap,
    - 1 adet... Yayınevine ait...’nun yazdığı .....i isimli kitabın 3. basımı,
    - 1 adet içerisinde el yazması dokümanlar bulunan kırmızı renkli 2000 yılı ajandası,
    - 1 adet üzerinde .... Kip (Kitle İletişim Propaganda) yazılı ...’in posteri,
    - 1 adet ...’in Metris Cezaevinde çekilmiş fotoğrafı,
    - 1 adet ... ile....’nun Metris Cezaevinde çekilmiş fotoğrafı,
    - 1 adet alt kısmında... yazılı ...’in posteri,
    - 1 adet alt kısmında... yazılı....’ın posteri,
    Ele geçirildiği,
    İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 28.12.2002 tarihli adli tabiplik raporuna göre; sanık ...’in yapılan muayenesinde sanığın gözaltına alınırken 1-2 tokat yediğini, testislerinin sıkıldığını ancak bir araz oluşmadığını ifade ettiği, fiziki muayenesinde, kollarda ve yüzde bir ize rastlanılmadığı, sanığın daha fazla soyunmadığı, görünen yerler itibarıyla darp ve cebir izine rastlanılmadığının bildirildiği,
    Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 4. İhtisas Kurulunun 20.06.2007 tarihli ve 2189 sayılı raporuna göre; sanık ...’in suça karşı cezai sorumluluğu tam olup hakkında 5237 sayılı TCK’nın 32/2. maddelerinin tatbikine mahal bulunmadığına oy birliğiyle karar verildiği,
    İstanbul 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 25.12.2002 tarihli 674-27616 sayılı kararı ile, İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen arama kararının CMUK’nın 90 ve devamı maddeleri uyarınca onaylanmasına karar verildiği,
    Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Dairesi Laboratuvarları Dairesi Başkanlığının 26.12.2002 tarihli ekspertiz raporuna göre; sanık ...’in ikametgâhında yapılan aramada ele geçirilen iki adet patlamaya hazır saatli elektronik devreli boru tipi bombadan alınan 2 gr numune maddenin potasyum nitrat, kükürt ve karbon karışımı olduğu, 2 adet boru içindeki maddenin dumansız barut olduğu,
    Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Dairesi Laboratuvarları Dairesi Başkanlığının 31.12.2002 tarihli ekspertiz raporuna göre; sanık ...’in ikametgâhında yapılan aramada ele geçirilen 1000 ml’lik pet şişe içerisindeki 500 ml’lik yeşil sıvı maddenin ve 500 ml’lik pet şişe içerisindeki 300 ml’lik açık kaverengi sıvı maddenin yanıcı ve yangın başlatıcı özelliğe sahip maddelerden benzin olduğunun tespit edildiği,
    Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Dairesi Laboratuvarları Dairesi Başkanlığının 25.12.2002 tarihli ekspertiz raporuna göre; sanık ...’in üzerinden ele geçirilen bir adet nüfus cüzdanındaki fotoğraf değişikliği yoluyla yapılan tahrifatın, ilk nazarda ve kolaylıkla fark edilmeyeceğinden iğfal kabiliyetine haiz olduğu,
    Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Dairesi Laboratuvarları Dairesi Başkanlığının 31.12.2002 tarihli ekspertiz raporuna göre; 29,5x21 cm ebadındaki kareli defter kağıdı sayfasına çizilmiş elektronik devreye ait açıklamaları içeren mavi ve siyah renk kalemlerle yazılmış dokümandaki yazı, harf ve rakamların sanık ...’in eli ürünü olduğu,
    26.12.2002 tarihinde saat 19.15"te yapılan yer gösterme işlemi sonrasında düzenlenen tutanağa göre; sanık ...’ten Burger King isimli iş yerine bomba koyma eylemini anlatması istendiğinde, “Daha önceden keşfini yapmış olduğum Burger King Lokantasına giderek bir kola siparişi verdim ve kolayı içtikten sonra oturmuş olduğum masanın altına yanımda getirmiş olduğum bombayı patlamaya hazır hâle getirerek bıraktım ve iş yerinden çıkarak bombanın patlamasını beklemeden olay yerinden uzaklaştım. Ben bu eylemi...-C örgütü adına gerçekleştirdim” dediği ancak tutanağın altını imzalamadığı,
    26.12.2002 tarihinde saat 18.45"te yapılan yer gösterme işlemi sonrasında düzenlenen tutanağa göre; sanık ...’ten ... isimli iş yerine bomba koyma eylemini anlatması istendiğinde, “Yanımda getirmiş olduğum bombayı patlamaya hazır hâle getirerek daha önceden tespitini yapmış olduğum marketin yan sokağı olan Vatandaş Sokağı tarafına yere bıraktım ve olay yerinden uzaklaştım, ben bu eylemi...-C örgütü adına gerçekleştirdim” dediği ancak tutanağın altını imzalamadığı,
    26.12.2002 tarihinde saat 18.30"da düzenlenen yer gösterme tutanağına göre; sanık ...’ten Migros market isimli iş yerine bomba koyma eylemini anlatması istendiğinde, “Daha önceden tespitini yapmış olduğum Migros Markete geldim ve içeriye yanımda getirmiş olduğum bombayla birlikte girdim, bombayı daha önceden belirlediğim yer olan reçel reyonunda bulunan reçel kavanozlarının arkasına yerleştirdim ve bombanın patlamasını beklemeden olay yerinden ayrıldım. Ben bu eylemi...-C örgütü adına gerçekleştirdim.” dediği ancak tutanağın altını imzalamadığı,
    26.12.2002 tarihli, saati 18.00 olan yer gösterme tutanağına göre; sanık ...’ten Fatih Rum Erkek Lisesi önüne bomba koyma eylemini anlatması istendiğinde, “Daha önceden yerini tespit ettiğim Kırmızı Kilise diye bildiğim ve fakata sonradan isminin Fener Rum Erkek Lisesi olduğunu öğrendiğim yere geldim, bombayı daha önceden karar verdiğim yer olan giriş kapısına bırakmayarak daha yukarıda bulunan diğer kapısının kenarına bırakarak olay yerinden ayrıldım. Ben bu eylemi...-C örgütü adına gerçekleştirdim.” dediği ancak tutanağın altını imzalamadığı,
    28.01.2000 tarihli olay tutanağına göre; Eskişehir ilinde bulunan Çağdaş Gazeteciler Derneğinin girişinde meydana gelen patlama sonucu, doğalgaz sayacının zarar gördüğü, bira şişelerinin ve boşlukta bulunan camların kırıldığı,
    Ankara Merkez Kriminal Polis Laboratuvarının 09.02.2000 tarihli ekspertiz raporuna göre; Çağdaş Gazeteciler Derneğinin önünde meydana gelen patlamada, parça ve basınç etkili infilak etmiş el yapısı boru bombanın canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özeliğinden dolayı 765 sayılı TCK’nın 264. maddesi kapsamında mütalaa edildiği,
    28.04.2000 tarihli olay tutanağına göre; saat 22.30 sıralarında Fatih Rum Erkek Lisesi önünde şüpheli paketin bulunduğunun emniyet birimlerine bildirilmesi üzerine yapılan incelemede, parça ve basınç tesirli, zaman ayarlı bomba elde edildiği, bombanın patlamadan etkisiz hâle getirildiği,
    04.05.2000 tarihli rapora göre; Fatih Rum Erkek Lisesi önüne bırakılan bombanın, dumansız barut, amonyum nitrat, kükürt karışımı, başlatıcı olarak el feneri ampul rezistansı ile oluşturulduğu, bombanın canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özeliğinin bulunduğu,
    19.08.2000 tarihli olay tutanağına göre; İstanbul ili Fatih ilçesinde bulunan Migros market reyonlarının üzerine bir adet zaman ayarlı, elektronik saat düzenekli, parça ve basınç tesirli patlayıcı bırakıldığı ancak patlamadan etkisiz hâle getirildiği,
    Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Dairesi Laboratuvarları Dairesi Başkanlığının 22.08.2000 tarihli ekspertiz raporuna göre; Fatih ilçesinde bulunan Migros market şubesine bırakılan bombanın, bir adet CASIO marka pilli kol saati, elektronik devreler, iki adet kör tapa, iki adet maşon, iki adet nipel, bir adet OSEL süper marka 9 voltluk pil, kırmızı-siyah renkli kablolar, borular içinde 100 gram ağırlığında sarı-kahve-beyaz renkli toz maddeler ve flash ampulden oluştuğu, sarı-kahve-beyaz renkli toz maddelerin patlayıcı madde karışımlarından dumansız barut, potasyum klorat ve kükürt olduğu, flash ampülün de içinde dumansız barut olduğu, aynı gün Şok markete konulan düzenekle patlayıcı madde ve sistem olarak benzerlik gösterdiği,
    29.04.2001 tarihli rapora göre, İstanbul ili Fatih ilçesinde bulunan ... isimli marketin kepenklerine bırakılan basınç ve parça tesirli zaman ayarlı boru tipi patlayıcı maddenin patlaması sonucunda maddi hasarın meydana geldiği,
    Bomba inceleme raporuna göre, ... isimli marketin kepenklerine bırakılan bombanın, canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özeliğinin bulunduğu,
    17.08.2001 tarihli rapora göre, saat 16.00 sıralarında İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, İstiklal Caddesi"nde bulunan Burger King isimli iş yerinin masalarının altında şüpheli bir paket görüldüğü ihbarı üzerine yapılan incelemede, parça ve basınç tesirli, zaman ayarlı bomba elde edildiği, bombanın patlamadan etkisiz hâle getirildiği,
    Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Dairesi Laboratuvarları Dairesi Başkanlığının 22.08.2001 tarihli ekspertiz raporuna göre; 17.08.2001 tarihinden Beyoğlu ilçesinde bulunan Burger King isimli iş yerine bırakılan bombanın, 20 cm uzunluğunda, 3 cm çapında, 2 adet maşonlu, kör tapalı nipelli boru, 100 gr toz madde, üzerinden bulunan elektronik devreler, bir adet CASIO marka kol saati, bir adet camı kırık fener ampulü içerisinde bulunan toz madde, bir adet OSEL marka 9 voltluk pil, bej renkli ambalaj kağıtları ve havlu peçete kağıtlarından oluştuğu, toz maddenin patlayıcı madde karışımlarından, amonyum nitrat, karabarut, kükürt, olduğu,
    Bomba inceleme raporuna göre, Burger King isimli iş yerine bırakılan bombanın, canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özeliğinin bulunduğu,
    Anlaşılmaktadır.
    Sanık ...’in eşi olan... Kollukta müdafisi olmadan alınan 25.12.2002 tarihli beyanında; 2000 yılı Mart ayında kendi isteği ile sanık ...’e kaçtığını ve imam nikâhlı olarak evlendiklerini, bu evlilikten.... ve..... isimli iki çocuklarının olduğunu, sanık ...’in üzerinde fotoğrafı bulunan Artvin ili, Ardanuç ilçesi nüfusuna kayıtlı, 1968 Ardanuç doğumlu, "..." adına tanzim edilmiş nüfus cüzdanını neden taşıdığını sorduğunda "Seni ilgilendirmez" dediğini, Star marka tabancayı sanığın üzerinde ve evde görmediğini, pet şişe içerisinde bazı malzemeleri evde gördüğünü, eşine bunlar ne diye sorduğunda, "Seninle ilgili birşey değil, bunlar seni ilgilendirmez bunları karıştırma ve elleme" dediğini, başka dava dosyasında yargılanan..."in en son 1-1,5 ay kadar önce gelip bir hafta evlerinde kaldığını, inceleme dışı sanık...’ü ise, 1999 yılı içerisinde Bursa’daki evlerine sanık ...’ın getirdiğini, arada bu şahsın evlerine geldiğini, ...’nin yasa dışı bir örgüt olduğunu, televizyondan ve eşi ...’in evlenmeden önce bu örgüt adına faaliyet yürüttüğünden daha önce yakalandığı için bildiğini,
    İnceleme dışı sanık...’ün eşi olan... Kollukta müdafisi olmadan alınan 25.12.2002 tarihli beyanında; 16.06.1999 tarihinde inceleme dışı sanık... ile evlendiğini, ... ...’nin kendisiyle evlenmeden önce, ... silahlı terör örgütü üyesi olmaktan 3 yıl kadar cezaevinde yattığını, eşinin tavsiyesi ile birlikte Metris ve Bandırma Cezaevlerinde...-C örgütü üyelerini ziyaret ettiklerini, inceleme dışı sanık ...’in ayda veya iki ayda bir evlerine geldiğini ve genelde bir gün kaldıktan sonra tekrar Bursa’ya gittiğini, ...’i eşinin kendisine İmam Hatip okulundan sınıf arkadaşı olarak tanıttığını, patlamanın olduğu 06.11.2002 tarihinden bir gün önce 05.11.2002 tarihinde akşam saatlerinde ...’in yine evlerine geldiğini, çocuğu uyuturken kendisinin de uyuduğunu, bir patlama sesi ile uyandığını ve odadan dışarı çıktığını, eşinin ...’i banyoya yatırdığını, ...’in ellerinin kanlar içerisinde olduğunu, bir sandalyede oturduğunu, çanta ve valizlere rastgele evdeki çamaşırları doldurup birlikte evden çıktıklarını, bir ticari taksiye binerek daha önce eşiyle birlikte ziyaret için uğradıkları sanık ...’in evine gittiklerini, eşinin kendisi ve çocuğunu ortaya bırakarak gittiğini, daha sonra eşi olan inceleme dışı sanık ... ...’nin, ...’i ticari bir taksiyle hastaneye götürürken polislerin kendilerini çevirdiğini ve ellerinden zor kurtulduğunu, uzun bir mesafe koştuğunu sanık ...’e anlattığını duyduğunu, yaklaşık 10-15 gün ...’in evinde kaldıklarını, eşiyle yeni evlendiği dönemde yaklaşık 3 yıl kadar önce, Bursa Etbalık’ta sanık ...’in dükkânına beyaz eşya almak için gittiklerinde başka dava dosyası sanığı...’i bu dükkânda gördüğünü, eşinin kendisine...’in doktor olduğunu, ... örgütü üyesi olduğunu, arandığını, kendisi ile birlikte cezaevinde yattığını, kendisini sevdiğini ancak yaptığı bu bombalama eylemlerini tasvip etmediğini, hatta...’in bu tür eylemler yaptığına inanmadığını, uzun zamandır kendisini görmediğini söylediğini,
    İnceleme dışı sanık ... Kollukta müdafisi olmadan alınan 08.11.2002 ve 09.11.2001 tarihli ifadelerinde; 1999 yılında Bursa Ulu Camide ... isimli kişi ile tanıştığını, bu kişinin...-C örgütüne ait dergi dağıttığını, zaman zaman görüşmeye devam ettiklerini, inceleme dışı sanık..."ün kendisini sanık ... ile tanıştırdığını, askerliği sonrasında ... ..."nin teklifi ile İstanbul"a geldiğini, onun evinde kalmaya başladığını, ... ..."nin kendisine bomba yapmayı öğrettiğini, 06.11.2002 tarihinde ... ...’nin tarifiyle İstanbul ili Anadolu Yakası"nda bulunan Magic Life isimli iş yerine bırakmak için hazırladıkları bombanın elinde patladığını, kendisini...-C silahlı terör örgütünün içerisinde bulduğunu, bu örgüt adına inceleme dışı sanık ... ... ile çeşitli bombalama eylemlerinde bulunduğunu, ... ..."den duyduğu kadarıyla sanık ...’ın başka dava dosyasında yargılanan...’le beraber grup olduklarını ve bombalama eylemleri yaptıklarını duyduğunu,
    İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığında müdafisi olmadan alınan 09.11.2002 tarihli beyanında; sanık ...’ı 1999 yılında askere gitmeden önce birkaç defa gördüğünü, inceleme dışı sanık ... ...’nin anlattıklarından ... ve başka dava dosyası sanığı...’in kendisi askerdeyken İstanbul’da bombalama eylemleri yaptıklarını duyduğunu, ifadesini çok samimi şekilde verdiğini, kendi eylemleri nedeniyle pişman olduğunu, hiçbir baskıya maruz kalmadığını ,
    Önceki beyanlarına benzer şekilde ifade veren inceleme dışı sanık ... müdafisi olmadan İstanbul 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanlığındaki 09.11.2002 tarihli ve 114 sayılı sorgusunda, eylemlerinden pişman olduğunu,
    Asıl Mahkemede ise; emniyetteki ifadelerinin doğru olmadığını, hastanede şuurunun yerinde olmadığı sırada ifade verdiğini, ... ... ile tesadüfen tanıştığını, evine misafir olarak gittiğinde evde bir nesne gördüğünü, eline aldığını ve birden patladığını, ... örgütü ile ilgisinin olmadığını, Cumhuriyet savcısı ve Hâkim önünde verdiği ifadelerinin de doğru olmadığını, inceleme dışı sanık..."ün yakalanmasından sonra bu sanığın beyanlarına uygun şekilde 25.07.2003 tarihli duruşmada tekrar ifadesini değiştirerek ... ... ile tanışıp evine misafir olarak gittiğinde dışarıdan içeriye atılan bombanın patlaması neticesinde yaralandığını,
    İnceleme dışı sanık... Kollukta müdafisi olmadan 27.12.2002 tarihinde alınan beyanında; İmam Hatip Lisesi 2. sınıfındayken İBDA (İslami Büyük Doğu Akıncılar) fikrini benimsediğini, bu konuda çeşitli kitaplar okuduğunu,..... isimli şahsın bu konudaki kendisine telkinde bulunduğunu, cihat fikrini benimsediğini, inceleme dışı sanık ... ile beraber faaliyet gösterdiğini, beraber evde bomba imal ettiklerini, 28.01.2001 tarihinde Eskişehir"de bulunan Çağdaş Gazeteciler Derneği girişine örgüt lideri ..."in yayınlarını protesto etmek amacıyla sanık ..."in getirdiği bombayı yerleştirdiğini, 28.04.2001 tarihinde Beyoğlu"nda bulunan Aya Yani Kilisesi"ne başka dava dosyası sanığı..."in kendisine verdiği bombayı koyduğunu, aynı gece Fatih Rum Erkek Lisesine de sanık ..."in bomba koyduğunu, 30.04.2001 tarihinde Bakırköy ilçesinde bulunan Şok Markete..."in verdiği bombayı koyduğunu, aynı gece sanık ..."in de Fatih ilçesinde bulunan ... isimli markete bomba koyduğunu, 11.02.2001 tarihinde Zeytinburnu Türk Hava Kurumu Şubesi önüne ... ile beraber bomba koyduklarını ancak patlamadığını, 22.06.2002 tarihinde Beyoğlu"nda bulunan Surp Kirko Musanoviç Ermeni Kilisesi duvarına, Beyoğlu - Ayanikola Türk Ortodoks Kilisesi kapısına, Beyoğlu - Anadolu Ortodoks Kilisesi arka duvarına bomba koyma eylemlerini ... ile beraber gerçekleştirdiklerini, bombayı birlikte hazırladıklarını, 07.09.2002 tarihinde Sırp Asdvadzadzin Kilisesi duvarına yine ... ile beraber hazırladıkları bombayı koyduklarını, 06.11.2002 tarihinde evinde bomba imal eden ..."in yaralanması üzerine hastaneye bırakarak uzaklaştığını, evini terk ederek sanık ..."te kaldığını, 05.11.2002 tarihinde Rüya Sineması"nın gösterime soktuğu filmleri protesto etmek amacıyla sinemaya bomba koyduğunu, tanıdığı bir kısım örgüt üyelerinin isimlerini bildirdiğini, olay yerlerine uygun yer göstermelerde bulunduğunu,
    İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığında müdafisi olmadan alınan 28.12.2002 tarihli ifadesinde; İBDA fikrini bildiğini, bu örgütün eylemlerini benimsemediğini ve tasvip etmediğini, bir gece evine inceleme dışı sanık ..."in misafir olarak geldiğini, ..."ın dışarından atılan bomba ile yaralandığını, sanık ..."le beraber cezaevinde kaldıklarını ancak ... Ekim"in yararlanmasından sonra sanık ..."in evine gitmediğini, herhangi bir bombalama eylemine karışmadığını, sanık ..."ı cezaevinden tanıdığını ve emniyette ikrar ettiği olayların tümünden habersiz olduğunu ve ifadeyi abul etmediğini,
    İstanbul 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinde hiçbir suçlamayı kabul etmediğini ve emniyetteki ifadesinin doğru olmadığını, işkence gördüğünü,
    Asıl Mahkemede ise; örgütle alakası olmadığını, hiçbir eyleme katılmadığını, emniyetteki ifadesini baskı altında verdiğini,
    Başka dava dosyasında yargılanan sanık... müdafisi olmadan 26.12.2002 tarihinde Kollukta; doktor olduğunu, 1996 yılında...-C isimli örgüte mensup olma ve örgüt mensuplarına yardım ve yataklık yapma suçundan 13 ay tutuklu kaldığını, 27.02.1997 tarihinde tahliye olduğunu, tahliye olduktan sonra işe alınmadığını, örgüte 1990 yıllarında Ak Doğuş isimli dergiyi okumaya başlaması ile sempati duymaya başladığını, İBDA isimli yayınevini açtıklarını, Balıkesir ilinde Tekel deposuna zaman ayarlı bomba koyduğunu söylemesi nedeniyle 1996 yılında tutuklandığını, 27.02.1997 tarihinde tahliye olduktan sonra doktorluk mesleğine geri alınmadığını, Bursa ili, Yıldırım ilçesi, Eğitim Mahallesi, Uzun Sokak, 61 numaralı yerde tek başına kalmaya başladığını, sanık ... isimli arkadaşının da cezaevinden tahliye olduktan sonra 3-4 ay kadar bu adreste kendisi ile kaldığını, bu şahsın yaptığı bomba imalinden haberi olduğunu ancak yaptığı her eylemi bilmediğini, bomba yapmayı cezaevinde kaldığı dönemde öğrendiğini, cezaevinden çıktıktan sonra...-C yayın organlarından da yararlanarak çarşıdan malzeme almak suretiyle bomba yapmaya başladığını, Bursa ilinde dokuz, Ankara’da beş, Antalya ve İzmir’de bir, Eskişehir’de dört, Balıkesir’de bir yere bomba koyduğunu, 24.01.2001 tarihinde Eskişehir’de bulunan Çağdaş Gazeteciler Derneğinin üst katındaki lokalin önünde bulunan bira kasalarının arasına hazırladığı zaman ayarlı bombayı gazetede çalışan köşe yazarlarının islam düşmanı olmalarından dolayı örgüt adına koyduğunu, 28.01.2000 tarihinde Bandırma Adliye binası arkasına hazırladığı bombayı 10-12 saat sonra patlayacak şekilde zaman ayarı yaparak örgüt mensuplarının Bandırma Cezaevinde tutuklu olmaları nedeniyle örgüt adına koyduğunu, İstanbul ilinde çeşitli yerlere bomba koyduğunu, eylemler için hiç kimseden talimat almadığını, kimseyi kullanmadığını ve kimseye de talimat vermediğini, örgütün stratejisinde kendiliğinden zuhur diyalektiği bulunduğunu, İstanbul ilinde gerçekleştirdiği bomba koyma eylemlerinde hazırladığı bombaları sanık ...’e ait İstanbul’daki evde, diğer illerdeki bomba koyma eylemlerinde hazırladığı bombaları ise Bursa ilinde oturduğu evde hazırladığını, sanık ... dışında irtibatta bulunduğu örgüt mensubu bulunmadığını,
    Kollukta müdafisi olmadan 28.12.2002 tarihli ek ifadesinde; 28.04.2000 tarihinde İstanbul’a Bursa’daki evinden getirdiği malzemelerle sanık ... ve inceleme dışı sanık .... ...’ün birlikte kaldıkları evde imal ettiği boru tipi, saatli ve parça tesirli bombayı dinler arası diyalog adı altında Anadolu’nun Hristiyanlaştırılması çalışmalarına tepki olarak sanık ...’in gözcülüğü altında Fatih Rum Erkek Lisesi (Kırmızı Lise)’nin ana giriş kapısının önüne bıraktığını, 18.08.2000 tarihinde Şok marketin küçük esnafı iflas ettirip tek kalma gayretine duyduğu tepki nedeniyle sanık ...’ın İstanbul’daki evinde hazırladığı zaman ayarlı ve parça tesirli bombayı Fatih Halıcılar Caddesindeki bu marketin bakliyat standının bulunduğu bölüme koyduğunu,19.08.2000 tarihinde yine sanık ...’ın İstanbul’daki evinde hazırladığı parça tesirli ve zaman ayarlı bombayı sanık ...’in dışarıdaki gözcülüğü altında Aksaray alt geçidinin karşısındaki Migros marketin cam kavanozların bulunduğu standlardan birisine koyduğunu bu bombayı da bu marketin küçük esnafı iflas ettirme ve tek kalma çabalarına tepki olarak koyduğunu, 29.04.2001 tarihinde sanık ...’ın evlerindeki malzemelerden üç adet zaman ayarlı ve parça tesirli bomba yaptığını, bunlardan birini inceleme dışı sanık .... ...’ye verdiğini ve Bakırköy’deki Şok markete koymasını istediğini, diğer iki bombayı yanına aldığını, sanık ... ile birlikte belediye otobüsü ile Vatan Caddesi’ne geldiklerini, sanık ...’ın bombalardan birini yanına alarak ... markete koymak üzere ayrıldığını, kendisinin de diğer bombayı.... Markete koymak için gittiğini ve bombayı BİM market’e bıraktığını ve tekrar ... marketin yanına gittiğini, burada sanık ... ile buluştuğunu ve ... Market’in yan tarafına kepenklerin iç tarafına bombayı bırakarak ayrıldıklarını, 30.04.2001 tarihinde ....Sokak"taki BİM markete geldiğini ve yanında getirdiği zaman ayarlı ve parça tesirli bombayı giriş kapısının önüne bırakarak ayrıldığını ve ... marketin yakınlarında bekleyen sanık ...’in yanına gittiğini, Beyoğlu İstiklal Caddesinde bulunan Burger King’e 17.08.2001 tarihinde sanık ...’in evinde hazırladıkları parça tesirli zaman ayarlı bombayı götürdüklerini, kendisinin dışarıda beklediğini, bombayı sanık ...’in koyarak geri geldiğini, ilk ifadesinde yerleri karıştırarak Taksim Burger King’e bomba koyduğunu söylediğini, bu bombayı kendisinin koymadığını,
    Savcılık, Sorgu Hâkimliği ve Mahkemede benzer şekilde suçlamalarla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, emniyetteki ifadesinin polis tarafından yazılarak baskıyla kendisine imzalatıldığını, ifadesini ise kabul etmediğini, yer göstermelerle ilgili emniyetin kendisine ezberlettiğini ve dikte ettirdiğini, görevlileri olay yerlerine kendisinin götürmediğini, olay yerlerine götürüldüğünü, burada kendisine ezberletilen şeyleri kamera karşısında söylemek zorunda kaldığını ancak bunların baskı ve zora dayalı olduğunu, gerçekleri yansıtmadığını ve kabul etmediğini,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... Kollukta müdafisi olmadan 26.12.2002 tarihinde; Bursa İmam Hatip Lisesinden Ortaokul diplomasını aldığını ve Bursa İmam Hatip Lisesine devam ettiğini, 13.02.2000 tarihinde Yenişehir semtinde bir büfe kundaklama olayından sonra kullandığı arabanın yakalandığını ve polis tarafından aranır duruma düşünce Bursa ilini terk ederek İstanbul iline geldiğini, Yenişehir semtinde kız meselesi yüzünden gerçekleştirdiği büfe kundaklama olayından sonra firar ettiğini, İBDA kitapevine gidip gelmeye başladığını, burada kendi okulunda okuyan... ve Bursa Erkek Lisesi öğrencisi olan ..... isimli şahıslarla tanıştığını, orada bulunanların anlattıklarından etkilendiğini, ... isimli yasa dışı örgüte girdiğini, inceleme dışı sanık...’ün Konya ilinde soy ismini hatırlayamadığı Osman ile birlikte gerçekleştirdikleri bir eylemden sonra yakalandığını ve isimlerini vermeleri üzerine Bursa ilinde... Kitapevinde ... ile birlikte yakalandığını, bu olaydan dolayı Adapazarı Adliyesinde yargılandığını, çıkarıldığı mahkemede tutuklandığını, 3 ay Adapazarı Cezaevinde 5,5 ayda Metris Cezaevinde tutuklu kaldığını, 1994 yılında tahliye olduğunu, 1999 yılına kadar... mensupları ile irtibatının olmadığını, zaman zaman Bursa Terörle Mücadele Şubesi görevlilerinin dükkânına gelip kendisini kontrol edip gittiklerini, 1999 yılında kendisini önceden tanıdığı ve... mensubu olduğunu bildiğim... ve Doktor... dükkanına ayrı ayrı olarak gelip gitmeye başladıklarını, bu sıralarda...-C örgütü lideri ..."in yakalandığını ve Metris Cezaevinde tutuklu bulunduğunu, ... ... ile birlikte Metris Cezaevine giderek ...’i ziyaret etmek istediklerini, üç ay kadar sonra tekrar... ile birlikte Metris Cezaevine ...’i ziyaret amacı ile geldiklerini ve kendisi ile sıraya girip bekledikten sonra yarım dakikalık bir görüşmelerinin olduğunu, doktor...’i bir gün yine evine gittiğinde kendisini bomba hazırlar vaziyette bulduğunu, kendisine bunu neden yapıyorsun dediğinde "Koyarız bir yerlere" dediğini, yanında bulunduğu sırada iki tane saatli boru tipi bomba hazırladığını, bu bombaları kendisine verdiğini, “Bunun birisini...’e ver birisini de sen al bu bombayı Bandırma meydanında bulunan Adliye binasının bahçesindeki çöp bidonuna koy Bandırma Adliyesinde yargılananlara moral olsun” dediğini, daha sonra bu bombayı Bandırma Meydanı"nda bulunan Adliye binasının bahçesindeki çöp bidonuna bırakmasını söylediğini, bombayı götürmesini kendisine...’in söylediğini, hatırladığı kadarıyla 28.01.2000 tarihinde...’den almış olduğu bombayı bir poşete koyarak yanına aldığını, kendisine tarif ettiği üzere tek başına Adliye binasını bulduğunu, bombayı çöp bidonuna koyamadığını, çöp bidonunun karşısında kaldırımın dibine bıraktığını,
    28.04.2000 tarihinde... ile birlikte gündüz evden çıktıklarını, Rum Erkek Lisesi olduğunu öğrendiği ve gerekirse yerini gösterebileceği yere gittiklerini, Levent’in kendisine "Bombayı bu kapıya asarsın" dediğini, yine hatırladığı kadarı ile Nisan ayının son günlerinde, ... ve... ile bombaları yanlarına alarak evden ayrıldıklarını, ...’in kendisine gösterdiği Rum Erkek Lisesine gittiğini, ... ...’ün Karaköy semtindeki Kiliseye, ...’in ise Taksim’de bulunan Gazeteci Yazarlar Cemiyetine gittiğini, 19.08.2000 tarihinden iki gün önce...’in İstanbul’a geldiğini, evde iki tane saatli boru tipi bomba hazırladığını, bombanın pilini evde taktıklarını, bombalardan birisini kendisine verdiğini, parmak izi kalmaması için bombayı bir peçeteye sardıklarını, Migros binasının önüne gelince kendisine "içeriye gir ve arka tarafta bulunan içki reyonlarının arkasına koy" dediğini ve...’in oradan ayrılarak Şok markete bomba koymaya gittiğini, içki reyonunun arkasında bulunan rafın arka kısmına anahtarını açtıktan sonra bombayı bıraktığını, 29.04.2001 tarihinde... ile..."in evine geldiklerini, ...’in evinde üç tane saatli bomba hazırladığını, bütün malzemelerin parasını...’in verdiğini, hep birlikte ... ...’nin evine gittiklerini, burada bomba koyacakları yerleri...’in kendilerine tarif ettiğini, Fatih Akdeniz Caddesi"nde bulunan ... marketin önüne gittiğini, tahminen saatin 21.30 olduğunu, marketin yan cephesinde bulunan camın önüne demirden yapılmış kepengin aralarından parmaklıkla cam arasında bulunan boşluğa bombayı bırakıp oradan ayrıldığını ve ... ...’nin evine gittiğini, 17.08.2001 tarihinden tahminen iki gün kadar önce...’in tekrar İstanbul’a geldiğini ve bombaları kendi evinde mi yoksa yanında hazır olarak mı getirdiğini kesin olarak hatırlamadığını ancak iki tane saatli bomba olduğunu, öğlen birlikte evden ayrıldıklarını, İstiklal Caddesi üzerinde bulunan ve gerekirse yerini gösterebileceği Burger King isimli kafeteryaya gittiklerimi, açma kapama düğmesini açık konumuna getirerek masanın altına bombayı bırakıp oradan çıkıp evine geldiğini, daha sonra da...’in kendi evine geldiğini, ... istemediğinden dolayı cephelerine herhangi bir isim koymadıklarını ancak bu eylemleri...-C örgütü adına gerçekleştirdiklerini, örgütte...ve ... kod isimlerini kullandığını, birlikte bombalama eylemleri yaptığı...’ün kod adının “Orhan”, ...’in ise “Mehmet” olduğunu, bu isimleri kendilerinin belirlediğini, ... ile tanışmışlıktan öteye bir ilişkisinin olmadığını, ... ...’ün evinde patlama olayının meydana gelmesinden sonra bir taksiye binerek evine geldiklerini, yanında hanımı ve çocuğunun bulunduğunu, kendisinden almış olduğu Star Marka tabancayı geri verdiğini ve ağlayarak “Evde bomba yaptıkları sırada bombanın patladığını ve ...’i ne yapacağını bilemedeğini, iyi düşünmediğini, kafasını toparlayamadığını” söyleyip “Bana yardım et” dediğini, birlikte evden bir taksiye binerek ... ...’nin evine hareket ettiklerini, ...’in bir saat kadar sonra evine geldiğini, ...’i hastaneye götürürken yolda polislerin durdurduğunu, onları atlatıp kaçtığını anlattığını, evindeki aramada çantanın içinden çıkan Star Marka, 9 mm çaplı, bir adet tabancanın kendisine ait olduğunu, bu tabancayı 1996 veya 1997 yılında kendisine ev eşyası sattığı ancak parasını ödeyemeyen Bursa ilinde ikamet edip minibüs şoförlüğü yapmakta olan... isimli şahıstan borcuna karşılık aldığını, tabancayı aldığında tahminen on tane mermisinin bulunduğunu, çanta içerisinden çıkan 9 mm çaplı uzun mermileri ise ... ...’nin temin ettiğini ancak nereden temin ettiğini bilmediğini, hiçbir olayda kullanmadığını, gerek eylemlerde ve gerekse başka bir zaman üzerinde taşımadığını, Çanta içerisinden çıkan iki adet patlamaya hazır bomba ile diğer bomba yapımında kullanılan malzemelerin tamamının...’e ait olduğunu ancak çanta içerisinde bulunan kareli kağıt üzerine elle yazılmış üzerinde bomba yapım şeması bulunan kağıtların kendisine ait olduğunu, hiç bomba yapmadığını, yakalandığında üzerinde bulunarak zapt edilen... adına düzenlenen cüzdanını Bursa ilinde bulduğunu, Bursa ilinden kaçarken de yanında daha sonra üzerinde bulunan fotoğrafı kesip çıkartarak yerine kendi fotoğrafını yapıştırdığını, daha sonra üzerine PVC kaplattırdığını,
    28.12.2002 tarihindeki İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Sorgu Hâkimliğinde ve Asıl Mahkemede benzer şekilde; kolluktaki ifadesini kabul etmediğini, yer gösterme tutanaklarının doğru olmadığını, daha önce yazılmış ifadeyi baskıya dayalı imzaladığını, evinde bulunan tabanca, bomba yapım malzemeleri ve bombaların..."e ait olduğunu, ... ile1999 yılında tanıştıklarını, zaman zaman yanına geldiğini, bu malzemeleri evde bıraktığını, ... ..."ün zaman zaman evine geldiğini, yaptığı eylemlerden haberi olmadığını, emniyette işkence gördüğünü, hiçbir suç işlemediğini,
    Savunmuştur.
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı “Devlet Kuvvetleri Aleyhinde Cürümler” başlıklı TCK’nın 146. maddesi;
    “Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men"e cebren teşebbüs edenler, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkûm olur.
    65 inci maddede gösterilen şekil ve suretlerle gerek yalnızca gerek bir kaç kişi ile birlikte kavli veya tahriri veya fiili fesat çıkararak veya meydan ve sokaklarda ve nasın toplandığı mahallerde nutuk irat veyahut yafta talik veya neşriyat icra ederek bu cürümleri işlemeğe teşvik edenler hakkında, yapılan fesat teşebbüs derecesinde kalsa dahi ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası hükmolunur” şeklindedir.
    Maddede devletin (siyasal iktidar düzeni ve fonksiyonları) aleyhine işlenen fiiller cezalandırılmaktadır. Hükümet düzeni, Devlet kuvvetlerinin şekillenişi, Devletin temel ideolojik yapısı, temel insan hakları, seçim sistemi gibi değerler ise Devletin Siyasal İktidar düzenini oluşturmaktadır. Suçun konusu bu olduğuna göre bu kavramın içine Anayasa"nın 1. maddesindeki Devlet ve Hükûmet şekline ilişkin "Cumhuriyet" ile 2. maddesindeki "Laiklik" ilkeleri de girmektedir.
    Cumhuriyet, egemenliğin bir kişiye veya bir zümreye değil tüm topluma ait bulunduğu bir devlet şeklini, Laiklik ise genel anlamda devlet yönetiminin dini kurallara göre değil, toplum gereksinimlerinin akılcı ve bilimsel kurallara göre karşılandığı bir yönetim biçimini tanımlar. Madde ile Devletin Siyasal İktidar düzeninin hukuka aykırı yöntemlerle ve zorla değiştirilmesine "teşebbüs" edilmesi suç sayıldığına göre bu hususa yönelik icra hareketlerinin cezalandırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak bu suçun oluşumunda genelde diğer suçlarda olduğu gibi "neticenin" gerçekleşmesi aranmaz. Zira bu suç tipinde netice gerçekleşmişse, artık o fiili cezalandırma olanağı ortadan kalkar. Bu nedenle öğretide bu suç "peşinen tamamlanmış suç", "neticesi hareketten ayrı suç" olarak da tanımlanmaktadır. Bu nitelikteki suçların özelliği teşebbüs aşamasında kalan fiillerin de tamamlanmış suç gibi cezalandırılması, ceza uygulaması açısından "teşebbüs" ile "tamamlanmış suç" ayrımının yapılmamasıdır.
    765 sayılı TCK’nın 146. maddesinde düzenlenen suçun icrasına başlandığına, faile suçun tamamlanmış hâlinin cezasının uygulanabilmesi nedeniyle öğretideki bir görüşe göre bu suç tipinin "salt tehlike suçu" veya "salt hareket suçu" olarak nitelendirilmesi de yerinde değildir. Zira tehlike ve salt hareket suçları hukuka aykırı hareketten ayrı olarak hukuka aykırı neticenin öngörülmediği suç tipleridir. Oysa TCK"nın 146. maddesinde, hareketten ayrı olarak neticede belirtildiğine göre bu suç aynı zamanda bir "zarar suçu"dur.
    Maddede, neticesi hareketten ayrı bir suç tipi tanımlanması, özelliğin, salt ceza uygulaması yönünden "tamamlanmış suç","teşebbüs aşamasında kalmış suç” ayrımını ortadan kaldırmakla sınırlı bulunması nedeniyle, bir fiilin anılan madde uyarınca cezalandırılabilmesi için o fiilin "icra hareketi" niteliğinde bulunması zorunludur. Diğer bir deyişle maddedeki "teşebbüs eden" sözcüğü icra hareketine başlanması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu açıdan da fiilin elverişli vasıtalarla icrasına başlanmış olması aranır. Bir fiilin 146. madde yönünden icra hareketi niteliğinde olup olmadığı hususu ise olayın akışına göre değerlendirilir.
    Bu suç, gittikçe ağırlaşan, belirli bir süreçte gelişen, muhtelif fiillerin nedensellik bağı içinde gerçekleştirilmesini zorunlu kıldığından öğretide "müterakki suç", "gelişimli suç" olarak da tanımlanmakta, dolayısıyla bu suç failleri hakkında önceki suç aşamalarının cezaları uygulanmamaktadır. Bu suçun kasten işlenebilen suçlardan bulunduğunda ise kuşku yoktur. Ancak failin gerçekleştirmek istediği sonucun Anayasa"ya aykırı olup olmadığını bilmemesi, bu konuda düşeceği yanılgı, suç kastına ve dolayısıyla sonuca etkili değildir. Yine bu suçun işlenmesi için önceden oluşturulmuş bir çete veya örgütün varlığı da zorunlu değildir. Maddede "teşebbüs edenler" deyiminin kullanılmış olması, suçun işlenmesi bakımından şahıs itibarıyla ayrım yapılmadığını, korunan değeri zorla ihlal eden bir kimsenin konumuna bakılmaksızın bu suçun faili olabileceğini ortaya koymaktadır.
    Gelinen noktada suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu düzenleyen 168/2 ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 314/2. maddesinin de açıklanması gerekecektir.
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nın 168. maddesinde yer alan;
    "Her kim, 125, 131, 146, 147, 149 ve 156 ncı maddelerde yazılı cürümleri işlemek için silahlı cemiyet ve çete teşkil eder yahut böyle bir cemiyet ve çetede amirliği ve kumandayı ve hususi bir vazifeyi haiz olursa onbeş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına mahkûm olur.
    Cemiyet ve çetenin sair efradı on yıldan onbeş yıla kadar ağır hapisle cezalandırılır" şeklindeki düzenlemenin birinci fıkrasında, Kanun"un 125, 131, 146, 147, 149 ve 156. maddelerinde yazılı cürümleri işlemek için silahlı cemiyet ve çete oluşturmak veya böyle bir cemiyet ve çetede amirlik, yöneticilik ve hususi bir vazife üstlenmek eylemleri yaptırıma bağlanmıştır. Silahlı cemiyet ve çetenin sair efradı olmanın cezai müeyyidesi de maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiş olup birçok yargısal kararda vurgulandığı üzere; silahlı cemiyet ve çetede amirlik, yöneticilik ve hususi bir görev almayan, çeteye basit şekilde katılan, ulaşılmak istenen amaca ait konularda irade birliği içinde olan, çeteye katılırken çetenin niteliğini bilen ve çetenin ulaşmak istediği amacı kendi amacına uygun görenler ise cemiyet ve çetenin sair efradıdır.
    5237 sayılı TCK’nın “Silahlı örgüt” başlıklı 314. maddesi;
    “(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
    (3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
    Maddenin ikinci fıkrasındaki amirlik ve komutanlıktan maksat, silâhlı örgüt kurulduktan sonra veya örgütün kurulması sırasında amaca uygun olarak örgütü düzenlemek, disipline etmek, faaliyetleri ahenkli hâle sokmak fiillerinin gerçekleştirilmesi demektir. Özel ödevle görevlendirilmek ise, örgütün varlığı bakımından önem taşıyan bir ödevi yerine getirmekle yükümlendirilmektir. Suçun bu maddi unsurunun oluşması için ödevin yerine getirilmiş olması gerekmez. İkinci fıkrada yer alan silahlı örgüt mensubu olmaktan maksat, yukarıda belirtilen "kuranlar, amirler, komutanlar, özel ödevliler" dışında kalmakla birlikte, örgütün hedeflerini benimseyerek verilecek görevleri yerine getirmeye hazır bulunulmaktır.
    Öte yandan uyuşmazlık konusunun sağlıklı şekilde çözümlenmesi için ifade ve sorgunun tarzı ile müdafiden yararlanma hakkına değinmek gerekecektir.
    Suç tarihinde yürürlükte olan ve “İfade ve Sorgunun Tarzı” başlıklı 1412 sayılı CMUK’nın 135. maddesi;
    “Zabıta amir ve memurları ile Cumhuriyet Savcısı tarafından ifade almada ve hakim tarafından sorguya çekilmede aşağıdaki hususlara uyulur:
    1. İfade verenin veya sorguya çekilenin kimliği tesbit edilir. İfade veren veya sorguya çekilen kimliğe ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmak zorundadır.
    2. Kendisine isnat edilen suç anlatılır.
    3. Müdafi tayin hakkının bulunduğu, müdafi tayin edebilecek durumda değilse baro tarafından tayin edilecek bir müdafi talep edebileceği ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği, isterse müdafiin soruşturmayı geciktirmemek kaydı ile ve vekaletname aranmaksızın ifade veya sorguda hazır bulunacağı bildirilir; yakınlarından istediğine yakalandığını duyurabileceği söylenir.
    4. İsnad edilen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylenir.
    5. Şüpheden kurtulması için somut delillerinin toplanmasını talep edebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe sebeplerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek imkanı verilir.
    6. İfade verenin veya sorguya çekilenin şahsi halleri hakkında bilgi alınır.
    7. İfade veya sorgu bir tutanakla tesbit edilir. Bu tutanakta;
    a) İfade verme veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih,
    b) İfade verme veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği,
    c) İfade vermenin veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise sebepleri,
    d) Tutanak içeriğinin ifede veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve izalarının alındığı.
    e) İmzadan imtina hâlinde bunun nedenleri yer alır.” şeklinde düzenlenmiş,
    CMUK’nın “Yasak Sorgu Yöntemleri” başlıklı 135/A maddesi ise;
    “İfade verenin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, zorla ilaç verme, yorma, aldatma, bedensel cebir ve şiddette bulunma, bazı araçlar uygulama gibi iradeyi bozan bedeni veya ruhi müdahaleler yapılamaz.
    Kanuna aykırı bir menfaat vaat edilemez.
    Yukarıdaki fıkralarda belirtilen yasak yöntemlerle elde edilen ifadeler rıza olsa dahi delil olarak değerlendirilemez.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
    Aynı Kanun’un "Yakalanın veya Sanığın Müdafi Seçimi” başlıklı 136. maddesi;
    “Yakalanan kişi veya sanık, soruşturmanın her hal ve derecesinde bir veya birden fazla müdafiin yardımından faydalanabilir. Kanuni temsilcisi varsa o da yakalanana veya sanığa bir müdafi seçebilir.
    Zabıta amir ve memurları tarafından yapılacak sorgulama işlemlerinde, ancak bir müdafi hazır bulunabilir. Cumhuriyet Savcılığı işlemlerinde bu sayı üçü geçemez.
    Zabıtaca yapılan soruşturma da dahil olmak üzere, soruşturmanın her safhasında müdafiin, yakalanan kişi veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz.”, “Baronun Müdafi Tayini” başlıklı 138. maddesi ise; “Yakalanan kişi veya sanık müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse talebi hâlinde baro tarafından kendisine bir müdafi tayin edilir. Yakalanan kişi veya sanık onsekiz yaşını bitirmemiş yahut sağır veya dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede malul olur ve bir müdafi"de bulunmazsa talebi aranmaksızın kendisine müdafi tayin edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
    Suç ve ifadelerin alındığı tarihte yürürlükte bulunan Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama usulleri hakkında Kanun"un 19. maddesi uyarınca yalnızca tutuklu sanığın müdafisi ile görüşme hakkının bulunduğuna ilişkin kısıtlayıcı bir yasal düzenleme bulunduğu gözetilmelidir.
    Anayasa"nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası;
    “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir...”,
    “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ise;
    “Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
    Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır...” şeklinde düzenlenmiş olup Anayasamızın 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, 40. maddesinde, Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkesin, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkının bulunduğu belirtilmiştir.
    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin tanıdığı adil yargılanma hakkının yeterince uygulanabilir ve etkili olabilmesi için, kural olarak, her davanın kendine has koşulları ışığında bu hakkın kısıtlanması için zorunlu sebepler olmadıkça, şüpheliye, polis tarafından ilk kez sorgulanmasından itibaren avukata erişim hakkı sağlanmalıdır. Avukata erişim hakkının sağlanmamasına istisnai olarak zorunlu sebeplerin gerekçe gösterilmesi durumunda bile, böylesi bir kısıtlama savunma haklarına zarar vermemelidir. Avukat erişimi sağlanmayan sanığa polis soruşturması sırasında yapılan suçlayıcı ifadelerin sanığın mahkûmiyet kararında kullanılmaları durumunda sanığın savunma haklarına zarar verilmiş sayılacaktır (Salduz/Türkiye-36391/02, 27.11.2008, [BD]).
    Bu açıklamalar ışığında birinci uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    06.11.2002 tarihinde iş kazası geçirdiğini beyan ederek İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesine müracaat eden inceleme dışı sanık ... Kollukta, Cumhuriyet savcılığında ve sorguda müdafisi olmadan alınan beyanında...-C silahlı terör örgütü üyesi olduğunu, çeşitli bombalama eylemlerine katıldığını, sanık ...’in ve inceleme dışı sanık...’ün de örgüt üyesi olduklarını ifade etmesi üzerine sanık ...’in 24.12.2002 tarihinde gözaltına alındığı ve aynı tarihte ikametinde yapılan aramada, iki adet patlamaya hazır, saatli, elektronik devreli boru tipi bomba, çok sayıda bomba yapım malzemesi, bomba yapım şeması, tabanca ve...-C silahlı terör örgütüne ait yayınların ele geçirildiği, sanığın kollukta müdafisi olmaksızın ve hakları hatırlatılmadan alınan beyanında...-C silahlı terör örgütü üyesi olduğunu, evde çıkan bombaların ve bomba yapım malzemelerinin hakkında 765 sayılı TCK’nın 146. maddesi uyarınca Anayasayı ihlal suçundan kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü bulunan...’e ait olduğunu, bomba yapım şemasını kendisinin çizdiğini, evde bulunan tabancanın kendisine ait olduğunu, ... ve inceleme dışı sanık... ile çeşitli bombalı eylemlere katıldığını ifade ettiği ve yer gösterme işleminde bulunduğu ancak ifadesi ile yer gösterme tutanaklarının altını imzalamayarak imzadan imtina ettiği, Cumhuriyet savcılığı, Sorgu Hâkimliği ve Mahkemede alınan beyanlarında ise üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, ifadesinin baskı ve zorlama altında alındığını savunduğu, sanık hakkında beyanda bulunan inceleme dışı sanık ...’in müdafisi bulunmaksızın ve hakları hatırlatılmadan Kollukta, Cumhuriyet savcılığında ve Sorgu Hâkimliğinde alınan beyanında inceleme dışı sanık ... ... ile çeşitli bombalama eylemlerinde bulunduğunu, ...’den duyduğu kadarıyla sanık ...’ın başka dava dosyasında yargılanan...’le beraber grup olduklarını ve bombalama eylemleri yaptıklarını duyduğunu ifade ettiği ancak daha sonra mahkemede alınan beyanında bu ifadelerini baskı altında verdiğini söyleyerek üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, Kollukta müdafisi olmadan beyanı alınan ve sanık ...’ın imam nikâhlı eşi olan..., eşi ...’ın evlenmeden önce...-C silahlı terör örgütü adına faaliyet yürüttüğünü bildiğini, evde bulunan bomba malzemeleri gördüğünü ve eşine sorduğunda kendisine "Seni ilgilendirmez bunları karıştırma" dediğini, inceleme dışı sanık ... ...’nin eşi olan... kollukta müdafisi olmadan alınan beyanında eşinin...-C silahlı terör örgütü üyesi olduğunu, 06.11.2002 tarihinde evlerinde bulunan inceleme dışı sanık ...’ın elinde bomba patlaması sonucu sanık ...’in evine gittiklerini ifade ettiği olayda;
    İnceleme dışı sanıklar ..., ... ... ve başka dava dosyası sanığı...’in beyanları dikkate alınarak bombalama eylemleri nedeniyle sanık ..."in 765 sayılı TCK’nın 146. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sanığın bu suçtan cezalandırılmasına delil olarak sadece sanık, inceleme dışı sanıklar ve başka dava dosyası sanığın Kollukta müdafisi olmadan ve 1412 sayılı CMUK’nın 135 ve devamı maddelerinde belirtilen hakları hatırlatılmadan alınan beyanlarının delil olarak kabul edildiği ancak Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” şeklindeki düzenlemeyle birlikte Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası ve (3) numaralı fıkrasının (c) ve (d) bentlerinde herkesin davasının cezai alanda kendisine yükletilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, adil ve kamuya açık olarak görülmesini isteme hakkına sahip olduğu, bir suç ile itham edilen herkesin, kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddi olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek; iddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek hakkına sahip olduğunun düzenlendiği, AİHM kararlarında her davanın kendine has koşulları ışığında bu hakkın kısıtlanması için zorunlu sebepler olmadıkça, şüpheliye, polis tarafından ilk kez sorgulanmasından itibaren avukata erişim hakkı sağlanması gerektiği, avukata erişim hakkının sağlanmamasına istisnai olarak zorunlu sebeplerin gerekçe gösterilmesi durumunda bile, böylesi bir kısıtlamayla savunma haklarına zarar verilemeyeceği, 2845 sayılı Kanun"un 19. maddesi uyarınca avukat erişimi sağlanmayan sanığın, sonraki ifadelerinde zora dayalı olduğu gerekçesi ile reddettiği polis soruşturması sırasında yapılan suçlayıcı ifadelerinin başka delil olmadan tek başına mahkûmiyet kararında kullanılması durumunda sanığın savunma haklarına zarar verileceği bu kapsamda sanığın iddiaya konu bombalama eylemlerini gerçekleştirdiğine delil olarak kabul edilen ifadelerin, sanık, inceleme dışı sanıklar ve başka dava dosyası sanığının müdafisi olmadan alınan ifadelerinden ibaret olduğu, sanığın ifadesinin altını imzalamadığı, bu beyanların baskı ve zorlama altında alındığına dair savunmalar ve..."in sanık hakkındaki Cumhuriyet savcılığı ve hakim huzurundaki beyanlarının somut olaylara, görgüye dayalı olmadığı da dikkate alındığında sanık ...’in Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçu oluşturacak elverişli eylemlerinden sorumlu tutulamayacağından Anayasa ile AİHS’de düzenlenen adil yargılanma ilkesi gereğince sanığın 765 sayılı TCK’nın 146. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçundan cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
    Başka dava dosyasında yargılanan...’in 765 sayılı TCK’nın 146. maddesi uyarınca Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 20.06.2007 tarihli ve 3971-5137 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, sanık ...’in evinde usulüne uygun yapılan arama sırasında ikametinde bulunan iki adet çantanın içindeki malzemelerin...’e ait olduğunu beyan ettiği iki adet bomba ve bomba yapım malzemelerinin ele geçirilmesi, aynı yerde sanığın eli ürünü olduğu anlaşılan bomba yapım şemasının ve çok sayıda...-C silahlı terör örgütüne ait yayınların bulunması, bu delilleri destekler nitelikte sanığın...-C silahlı terör örgütüyle ilişkisinin olduğuna dair beyanlar da dikkate alındığında, terör örgütü üyesine ait olduğu belirtilen bombaların sanığın ikametinde bulunmasının örgütsel yapı dışında değerlendirilemeyeceği, sanığın eylemlerinin çeşitlilik gösterdiği, örgütle organik bağ kurduğu ve hiyerarşik yapısına dâhil olduğu anlaşılmakla sanık ...’in eylemlerinin...-C silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne, Özel Dairenin onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkemenin sanığın Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan mahkûmiyetine ilişkin hükmünün silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    Birinci uyuşmazlıkta ulaşılan bu sonuç karşısında (2) ve (3) nolu uyuşmazlıkların lehe yasa değerlendirmesi aşamasında ele alınması gerekli olup bu aşamada Ceza Genel Kurulunca ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 24.06.2014 tarihli ve 4295-7644 sayılı sanık ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün onanmasına ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
    3- İstanbul (Kapatılan) 13. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK"nın mülga 250. maddesi ile görevli) 31.01.2013 tarih ve 17-6 sayılı sanık ..."in mahkûmiyetine ilişkin hükmünün, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    4- Ulaşılan bu sonuç karşısında (2) ve (3) nolu uyuşmazlıkların lehe yasa değerlendirmesi aşamasında ele alınması gerekli olup bu aşamada Ceza Genel Kurulunca ayrıca bir değerlendirme yapılmasına YER OLMADIĞINA,
    5- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 23.01.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi