20. Hukuk Dairesi 2014/2421 E. , 2014/5458 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, ... Köyü 333 parsel sayılı 10350 m2 taşınmazın, yörede 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını bildirerek, davalıların ortak murisi ... adına kayıtlı tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmün Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.02.2011 tarih ve 14976-1351 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyse de, orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek gerçek kişi adına tesciline ilişkin ... Sulh Ceza (Hukuk olmalıdır) Mahkemesinin 25.02.1959 tarih ve 1958/109-24 sayılı kararının taraflar için kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmişse de, kesin hükme ilişkin mahkeme kayıtları ve dava dosyası aslı, hatta onaylı karar suretleri bulunamadığı gibi, dosyaya sunulan kroki yöntemince uygulanmamış ve kapsamı belirlenmemiştir.
Bu nedenle, önceki bilirkişiler dışında bir fen elemanı bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, kesin hüküm ve ekli krokisi ile 333 sayılı parselin tapudaki krokisi yöntemince uygulanarak, bu krokinin zeminde her hangi bir taşınmazı kaypayıp kapsamadığı, çekişmeli taşınmazın kesin hüküm krokisi kapsamı içinde kalıp kalmadığı saptanmalı, bilirkişiye uygulamayı gösteren, infazı olanaklı ifraz krokisi düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre 25.02.1959 tarih ve 1958/109-24 sayılı kararın çekişmeli taşınmazı kapsadığı belirlenecek olursa, karar aslı, dosya aslı ve mahkeme kayıtlarının da bulunmaması nedeniyle sunulan kararın tarafları bağlayıp bağlamayacağı, H.U.M.K."nun 237. maddesi anlamında kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, kesin hüküm krokisinin çekişmeli taşınmazı kapsadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1954 yılında yapılan arazi kadastrosu, 1943 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1982 ve 1989 yıllarında kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2B madde uygulamaları vardır.
Mahkemece, yapılan araştırma inceleme sonucu, davacı ...ile davalı Orman Yönetimi arasında görülüp kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1957/640 - 1958/92 sayılı kararında; Ziraat Vekâleti yazısı gereğince çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek orman tahdidinin iptaline karar verildiği, daha sonra yine ...tarafından Hazine, Orman Yönetimi ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine açılan tescil davası sonunda 10350 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tescili yolunda verilen kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği ve 333 sayılı parselin bu yolla oluştuğu, mahkemece kesin hüküm gözönünde bulundurularak, HMK"nun 303. maddesi hükümleri gereğince yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/05/2014 günü oy birliği ile karar verildi.