16. Hukuk Dairesi 2018/611 E. , 2020/5871 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ...,... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 2000 yılında yapılan kadastro sırasında yol vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, iddiasına konu kısmın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz hakkında davacının daha önce açmış olduğu davada davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle makul sürenin geçirildiği, ayrıca tespit dışı bırakma işleminden sonra ise, dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının daha önce açmış olduğu tescil davası esastan değil, açılmamış sayılma kararı ile sonuçlandığına göre, bu davanın, eldeki dava yönünden zilyetlik süresini kesen niza/çekişme niteliğinde olduğundan söz edilemez. Bu nedenle varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 36. maddesi uyarınca herkes, yargı mercileri önünde hak arama özgürlüğüne sahip olup, bu özgürlüğün en yaygın kullanılma şekli dava açma hakkıdır. Yine Anayasamızın 13. maddesi uyarınca, "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir." 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde, kadastro sırasında haklarında tutanak düzenlenen taşınmazlar yönünden, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkı 10 yıl ile sınırlanmış ise de, kadastro sırasında haklarında tespit tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmü bulunmadığından, Mahkemenin gerekçesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca kadastro sırasında tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK"nın 713/3. maddesi uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin yasal hasım konumunda olmaları nedeniyle davalı Hazinenin yanında, 6360 sayılı Yasa uyarınca ilgili kamu tüzel kişileri olarak çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu... İlçe Belediye Başkanlığı ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın da davada yer almaları gerektiği göz önüne alınarak Mahkemece öncelikle davacıya, davasını ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"na ve... İlçe Belediye Başkanlığına yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde, anılan belediyelerden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirildikleri takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek TMK: 713/4 ve 5 maddeleri de göz önünde bulundurulmak suretiyle yasal ilanlar da yaptırılmak suretiyle, sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek yasal dayanağı bulunmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.