20. Hukuk Dairesi 2013/6583 E. , 2014/5440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... mirasçısı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1963 yılında yapılan kadastro sırasında .... Köyü, 76 parsel sayılı 5500,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın kadastro tutanağının iktisap sebebi sütununda, “1 nolu tutanak iktisap veçhile olup bu parselde halen... oğlu ... zilyettir.” denilerek, ölü .... oğlu ... mirasçıları, ölü .... mirasçıları, ölü ...l oğlu... mirasçıları, ölü ... oğlu ... mirasçıları, ölü ... kızı.... mirasçıları, ölü ... kızı ... mirasçıları, ölü ...... mirasçıları, ölü ....oğlu ... mirasçıları ile ... oğlu..., ... oğlu..., ... oğlu ....,... ve Hazine adlarına hisseli olarak ve T.Evvel 324 tarih ve 12 sıra nolu tapu kaydı ve 1937 tarih 30 ilâ 38 tahrir sıra numaralı vergi kayıtları uygulanarak tarla niteliğiyle tesbit edilmiştir.
..., 16.07.1964 tarihli Arazi Kadastro Müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesiyle, ... Köyü hududu dahilinde tapu ve vergice müseccel bulunan ve uzun yıllardır tasarruf ve zilyetliğinde olan 76 parsel sayılı gayrimenkulün Hazine adına tespit edildiğini ve bu tesbite itiraz ettiğini belirtmiştir.
..., 22.07.1964 tarihli Arazi Kadastro Müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesiyle, ... Köyü, 76 parsel sayılı gayrimenkule tapuya istinaden hissedar olduklarını, ancak tutanakta hissedarlık durumunun belirtilmediğini ve gayrimenkul malikler tablosunda adı geçen şahıslar adına tespit edildiğini belirterek, tapu kaydı ve veraset ilmühaberi gereğince hissedarlık durumlarının tespiti için tesbite itiraz ettiğini belirtmiştir.
Yukarıda belirtilen itirazlar üzerine, kadastro komisyonu, 26.02.1965 gün ve 620 sayılı kararında: “Perakende Köyünün 1 ilâ 151 numaralı parsele kadar tahdit ve tesbitleri yapılan gayrimenkullerin T.Evvel /324 tarih ve 12 sıra numaralı tapu ile bu tapudan tedavül gören diğer tapulara istinaden kayden malikleri ve bunların mirasçıları tarafından ayrı parçalar halinde tasarruf edilmesine rağmen taksimin yapılmadığı ve tapu kaydının 1 ilâ 151 numaralı parsellerin tamamını içine aldığı, bu yerleri Hazinenin müdahalesi olmaksızın eskiden beri tutanakta adları yazılı şahısların ve mirasçılarının tasarrufunda bulunduğu muhtar ve bilirkişilerce belirtilmiş bulunmasına ve keza bu köyün 1 parsel numaralı tutanağında ekli Hazine adına kayıtlı olan 03.05.1333 tarih ve 10 sıra numaralı mahlulat kaydının da bu yerlere uyduğu ve hatta çok geniş
hudutları ihtiva eden bu kaydın şahıslara ait tapulu sahaları da içine aldığı yapılan tetkikat neticesi anlaşılmıştır. Esasen mahlulat kaydının iptali için mukaddema açılan davanın ... Mahkeme kararından geçtiği ve mezkur mahkemenin 19.10.1948 gün ve 22 sayılı kararı ile mahlûlat kaydının ipkasına hükmedilmiş ve karar temyiz edilmekle temyiz mahkemesince hükmün onanmasına karar verilip bunun dahi kesinleştiği görüldüğünden; bu sahanın Hazinenin hususi mülkü sayılması icap ettiği kanaatine varılmış ve tapulama tesbiti de bu durum gözönüne alınarak tapu miktarı kadarı tapu malikleri adına, miktar fazlası da 03.05.1333 tarih ve 10 sıra nolu mahlulat kaydına istinaden her parseli şuyulu olarak Hazine adına teknisyenlikçe tesbit edilmiş olduğundan ilgililer 30 günlük ilân müddeti içinde bu tesbitlere itiraz etmiş olduklarından; komisyonumuzca Tapulama tutanakları ve itirazlar tetkik edilmiş ve tesbitlerin doğru olduğu görüldüğünden ve derecattan geçmek suretiyle kesinleşen Hazineye ait mahlulat kaydını iptale komisyonumuzun selahiyeti bulunmadığından ve ayrıca Asliye Hukuk Mahkemesinde rüiyet olunan 953/48, 50, 52, 54, 56, 58, 60 ve 62 Esas nolu dosyalar ile, Sulh Hukuk Mahkemesinde rüiyet olunan 963/45, 47, 49, 51, 53, 57, 59 ve 61 Esas nolu ve davacısı Hazine olan men’i müdahale davalarına ait gayrimenkullerin parsel numaraları kesin olarak bilinemediğinden tutanaklarına davalı olduklarına dair işaret verilememiştir. Bu itibarla, gerek Hazineye ait mahlulat kaydının iptaline ve gerekse davalı yerlerde ihtilafın halline Komisyonumuzun Selahiyeti bulunmadığından, Perakende Köyüne ait 1 ila 151 parsel nolu tapulama tutanak ve eklerinin Tapulama Hâkimliğine devrine ittifakla karar verildi” denilerek dava konusu 76 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslı ve ekleri yetkisizlikle Tapulama Mahkemesine gönderilmiştir.
Tapulama Mahkemesi ise, 14.02.1972 gün 1965/636 -1972/86 sayılı kararı ile; 766 sayılı Kanunun 28. maddesi gereğince komisyonun itiraz üzerine bir karar vermesi ve bu kararın ilgililere tebliği ve bu kararın ilgililer tarafından kabul edilmediği takdirde ilgililer tarafından tapulama mahkemesinde dava açmaları gerektiği, şu hale nazaran kanunî yoldan mahkemeye açılmış bir davanın mevcut olmadığı ve ayrıca tapulama tutanaklarında muhtar ve bilirkişilerin imzalarının da bulunmadığı, ayrıca yine komisyon kararında “parsel numaraları bilinmediğinden tapulama tutanaklarına davalı bulunduğuna dair işaret verilememiştir” şeklinde şerhin de mevcut olduğu ve bu kararda nizalı parselin genel hukuk mahkemesinin hangi davası ile davalı olduğunun da belli olmadığı belirtilerek komisyon kararının usul ve kanuna uygun olmadığı gerekçeleriyle tutanak ve eklerinin tapulama müdürlüğüne geri çevrilmesine karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Kadastro Komisyonunca 01.10.1976 gün 1300 sayılı karar ile Tapulama Mahkemesinin 14.02.1972 gün ve 1965/636-1972/86 sayılı kararı ile taşınmazın evvelce davalı olup olmadığı bilinemediği ve tutanağında davalı olduğuna dair bir işaret verilmediğinden iade edildiği belirtilerek, ... . müdürlüğünün 30.04.1973 tarih ve 342 sayılı Müdürlüklerine hitaben gönderdiği yazıda, 14.06.1963 tarihinde şahıslar aleyhine Hazine tarafından Sulh Hukuk Mahkemesinin 1963/45, 47, 49, 51, 53, 57, 59 ve 61 Esas nolu ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1963/48, 50, 52, 54, 56, 58, 60 ve 62 Esasında ikame edilen davaların bu parseli içine aldığı ve dolaysıyla bu yer tapulamadan evvel davalı iken tapulama sırasında bu husus nazara alınmadan normal olarak tespitinin tekammül ettirildiği ve malik hanesinin doldurulduğunun anlaşıldığı belirtilerek, 766 sayılı Tapulama Kanununun 13. maddesine göre bu gibi tapulama tespitinden evvel davalı bulunan yerler duruşmalarının kaldığı yerden devam edilmesi ve malikinin hükmen tespit edilebilmesi için tapulamaca doldurulan malik hanesinin iptali ile dosyanın aynen tapulama mahkemesine devrine ve bu karar için tebligat yapılmasına lüzum olmadığı şeklindeki karar ile tutanak ve eklerinin yetkisizlikle tapulama mahkemesine devrine karar verilmiştir. Ancak, bu son komisyon kararı uyarınca herhangi bir işlem yapılmamıştır.
Daha sonra, 22.06.1989 tarihinde kadastro müdürlüğü tarafından, 3402 sayılı Kanun gereğince ve daha önce (1963 yılında) iki memur imzası ile yapılan tesbitlerin kadastro kanunu şartlarına uymadığından yeniden değerlendirmeye tabi tutulduğu belirtilerek, tahditleri 1963 yılında yapılan 1 ilâ 150 numaralı parsel tutanaklarında muhtar ve bilirkişi imzaları olmadan yalnızca teknisyen ve teknisyen yardımcısı tarafından imzalanmış olmaları nedeniyle ... Tapulama Mahkemesinin kararı ile tutanakları iade edilen 1 ilâ 151 numaralı
parsellerin, 19.12.1963 tarihli tespitlerde T.sani 1324 tarih ve 12 sıra numaralı tapu kaydı ve bu kaydın gitti kayıtları olan 08.05.1942 tarih 1 sıra numaralı ve 11.05.1949 tarih 11 sıra numaralı tapu kayıtları ile 03.05.1333 tarih 10 sıra numaralı mahlulat kaydı kapsamında kaldıkları gerekçesiyle parsellerin tamamı yasal bir nedene dayanmaksızın hisseli olarak tespit edilmiş olduğu (Hazine ve kişiler arasında hisseli olarak) ve tespiti yapılan 76 parsel sayılı taşınmazın T.sani 1324 tarih ve 12 sıra numaralı tapu kaydının kapsamı dışında olduğu ve tapu kaydı olduğu şüpheli olan mahlulat kaydının bu parsellere uygulanmasının yasal açıdan mümkün olmadığı belirtilerek, 76 parsel sayılı taşınmaz, bu sefer 1937 tarih 30 ilâ 38 tahrir sıra numaralı vergi kayıtları ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanılarak tarla niteliği ile ... oğlu .... adına yeniden tutanak düzenlenerek tesbit edilmiştir.
.... ve arkadaşlarının itirazları kadastro komisyonunca reddedilmiştir.
... ve arkadaşları, 03.11.1989 havale tarihli dilekçeleriyle, T.Evvel 1328 tarih ve 12 sıra nolu tapu kaydı ve irsen intikal ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine; ... ve arkadaşları, 30.10.1989 havale tarihli dilekçeleriyle, T.Evvel 1324 tarih ve 12 sıra nolu tapu kaydı ve irsen intikal ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 76 parsel sayılı taşınmazın adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır.
Davacılar... ve.... ise, 16.02.1993 havale tarihli dilekçeleriyle, Mart 1328 tarih ve 12 sıra numaralı tapu kaydı ve noterlikçe düzenlenen satış vaadi sözleşmelerine dayanarak davaya katılmışladır. Daha sonra davacılardan ... ve katılanlardan ... davalarından feragat etmişlerdir.
Mahkemece, Kadastro Komisyonunun 01.10.1976 gün ve 1300 sayılı kararı ile işten el çektiği, tutanak aslı ve eklerini yetkisizlikle tapulama mahkemesine gönderdiğinden 1989 yılında verilen komisyon kararının yok hükmünde bulunduğu, bu sebeple de 1989 yılında alınan komisyon kararına karşı açılan davaların, 1976 yılında yetkisizlikle tapulama mahkemesine gönderilen davaya katılım niteliğinde olduklarını, çekişmeli taşınmazın Asliye Hukuk Mahkemesinin 1963/48, 50, 52, 54, 56, 58, 60 ve 62, .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1963/45, 47, 49, 51, 53, 57, 59 ve 61 Esas sayılı dosyalarında davalı olmadığı,... ve arkadaşlarının tutunduğu T.Evvel 1324 tarih ve 12 sıra nolu tapu kaydının değişir sınırlı olduğu, miktarından fazlasıyla dava dışı 130 ilâ 132, 137 ilâ 140, 143, 145, 147, 149, 151, 159 ve 160 sayılı parsellere revizyon gördüğü, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamı dışında kaldığı, .... ve arkadaşlarının dayandığı T.Evvel 1328 tarih ve 12 sıra nolu tapu kaydının davalı yeri mevkii ve sınırları itibariyle kapsamadığı, dava dışı .... Köyünde bulunan 1284 ve diğer parselleri kapsadığı, davacılar, katılanlar ve davalı kişiler yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının da gerçekleşmediği ve iddialarını ispat edemedikleri gerekçesiyle, davacılar ...., ..., .... ve arkadaşları ile.... ve arkadaşları ve .... ile müdahil davacı...’ın açtıkları davaların esastan, davacı ... .... ve ....’ın davalarının ise feragat nedeniyle reddine ve ... Köyü, ... mevkiinde bulunan 5500,00 m² yüzölçümlü 76 parsel sayılı taşınmazın 1963 yılında yapılan kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın tarla vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı .... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede davanın devamı sırasında 1990 yılında yapılıp 20.08.1991 yılında ilân edilerek kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, bilirkişi raporuna göre taşınmazın 1957 tarihli hava fotoğrafında üzerinde seyrek çalılıkların bulunduğu yer olarak gözüktüğü, 25/03/2004 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi de taşınmazın 1950’li yıllarda fundalıktan temizlenerek ekip kaldırılmaya başlandığını ifade ettiği, bu durumda kadastro tespit tarihi olan 1963 yılından geriye doğru 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı,
çekişmeli taşınmaza komşu ve aynı nitelikte olan 77, 78, 79 ve 80 sayılı parsellerin de zilyetlik koşuları oluşmadığı gerekçesiyle hükmen Hazine adına tapuya tescil edildikleri anlaşıldığına (... Kadastro Mahkemesinin sırasıyla 1990/102 - 2004/45; 1990/103 - 2004/46; 1990/104 - 2004/47 ve 1990/105 - 2004/48 sayılı kararları; Dairenin sırasıyla 2012/10927 - 13916; 2010/9230 - 13180; 2010/9231 - 13182 ve 2010/9166 - 12406 sayılı kararları) ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 12/05/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.