Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9063
Karar No: 2012/11417
Karar Tarihi: 30.11.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/9063 Esas 2012/11417 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/9063 E.  ,  2012/11417 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine (birleşen dosya davalısı), Bodurağaç Köyü Tüzel Kişiliği ve birleşen dosya davalısı Çırak Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Özalp Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.06.2011 gün ve 221/381 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, imar-ihya ve kazandırıcı zilyetlik hukuksal nedenlerine dayanarak, dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını belirttiği taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Birleşen dava davalısı Çırak Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.
    Davalılar yanında davaya fer"i müdahil olanlar, nizalı taşınmazın Köy Tüzel Kişiliği"ne ait mera niteliğindeki taşınmazlardan olduğunu, davacının daha önce bu yer ile ilgili açtığı davanın reddine karar verildiğini açıklayarak davanın reddini savunmuşlardır.
    Davalılar Hazine ve Bodurağaç Köyü Tüzel Kişiliği temsilcileri, yöntemine uygun biçimde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edildiği halde, yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine; davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle teknik bilirkişinin rapor ve krokisinde belirtilen 52.006,96 m2"lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, davada pasif taraf ehliyeti bulunmayan Bodurağaç Köyü Tüzel Kişiliği bakımından açılan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine ve birleşen dava davalısı Çırak Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Şöyle ki; taraflar arasındaki uyuşmazlık nizalı taşınmazın niteliği, zilyetlik yoluyla kazanmaya elverişli olup olmadığı ve elverişli ise davacı yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu kapsamda, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen Kadastro Müdürlüğü"nün 20.07.2012 tarihli karşılık yazısında nizalı yerin tapulama çalışmaları sırasında ne niteliği ile tespit harici bırakıldığının belirlenemediği bildirilmiştir. Ne var ki, uyuşmazlık konu yere en yakın çaplı taşınmazların tapulama tutanakları ve bu yerlere tapulama çalışmaları sırasında uygulanan tapu ve vergi kayıtları getirtilerek nizalı taşınmaz yönünün ne, ya da kim okuduğu belirlenmemiştir.
    Öte yandan, uyuşmazlık konusu taşınmazın mera niteliğinde bulunduğu savunulduğu halde, mahkemece kadim ve tahsisli mera araştırması yapılmadan hüküm kurulmuştur. Bu durum usul ve yasaya aykırıdır. Yine, feri müdahiller davacının daha önce eldeki davaya konu yer hakkında açmış olduğu davanın reddine karar verildiğini ileri sürdükleri halde, bu husus araştırılmamıştır ( o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden, davacının tescil davası açıp açmadığının araştırılması gerekirken, belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin araştırılması doğru olmamıştır). Bu kapsamda, 19.01.2007 tarih 2005/1 Esas, 2007/1 Karar sayılı YİBK uyarınca, daha önce aynı yer hakkında davacı tarafından açılan tescil istekli dava bulunduğu taktirde, TMK"nın 713/1 ve Kadastro Kanunu"nun 14/1. maddelerinde aranılan 20 yıllık süre, ilk davanın kesinleştiği tarihten itibaren başlayacaktır. Tüm bu açıklamalar karşısında, dava konusu taşınmazın niteliği ve kullanım süresi bakımından tereddüt oluşmuştur.
    Bunlardan ayrı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Sulu veya kuru arazi ayrımının 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri gözönünde tutularak belirlenmesi gerekmektedir. Ziraatçi bilirkişi 24.06.2010 tarihli raporunda, nizalı taşınmazın kıraç nitelikte bulunduğunu belirttikten sonra sulama imkanının bulunduğunu bildirmiş, ancak ne şekilde sulama imkanı olduğunu açıklamamıştır. Az yukarıda açıklanan Kanun hükümleri uyarınca, taşınmazın sulama imkanı bulunduğu taktirde 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14.maddesi kapsamında sulu toprak olarak kabulü gerekeceğinden, davacı 40 dönümden fazla yer kazanamaz.
    Bu kapsamda, Mahkemece, öncelikle davacının daha önce eldeki davaya konu yer bakımından dava açıp açmadığının araştırılması, açmış ise bulunduğu yerden getirtilerek incelenmesi, bir taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafı incelemesi olması nedeniyle, davanın açıldığı 2009 yılından geri doğru en az 20 yıl öncesine ait (1979-1989 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının, Harita Genel Komutanlığı"ndan, anılan tarihler arasında düzenlenen foto plan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğü"nden getirtilerek dosyaya eklenmesi, yapılacak keşifte ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı, harita mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği, kullanım süresinin ne zaman başladığı ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri kapsamında sulu arazi olup olmadığının denetime olanak verecek şekilde belirlenmesi, taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığının araştırılması bakımından öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının İl Özel İdare Genel Sekreterliği"nden ve İl/İlçe Tarım Müdürlüğü"nden sorulması, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei, norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa 4342 sayılı Kanunun 5.maddesine belirtilen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmesi, taşınmazın öncesinin kadim mera niteliğinde olup olmadığının araştırılması bakımından ise, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, komşu köylerden (Bodurağaç Köyü dışında) yerel bilirkişiler tespit edilmesi, taraflara bu konuda tanıklarını ve delillerini bildirmeleri için süre ve imkan tanınması, tespit edilen komşu köy ile diğer yerel bilirkişileri ile tüm taraf tanıklarının HMK. nun 243 ve 244.maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, aynı kanunun 259 ve 290/2.maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların mümkün olduğunca keşif yerinde dinlenmeleri, dava konusu taşınmazın öncesinde ne niteliğinde bulunduğunun, taşınmaz üzerinde imar-ihya çalışmalarında bulunulup bulunulmadığının, bulunulmuş ise kim yada kimler tarafından, ne şekilde, hangi tarihte imar-ihya çalışmalarına başlandığı, imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin, zilyetliğin dava tarihine kadar ne şekilde ve kim tarafından sürdürüldüğünün yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki çıktığı taktirde çelişkinin HMK. nun 261.maddesi gereğince giderilmesi, dava konusu taşınmaza en yakın komşu parsellere ait tapulama tutanak ve ekleriyle tapulama sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları da bulundukları yerlerden getirtilmesi, nizalı taşınmaz yönünü ne ve kim okuduğunun belirlenmesine çalışılması, bundan ayrı çifte tapunun önlenmesi ve tescil davasının konusunu ancak tapusuz taşınmazlar oluşturacağından teknik bilirkişi tarafından düzenlenen kroki gönderilmek suretiyle taşınmazların tapulu olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğü"nden sorulması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Davalı Hazine ve birleşen dava davalısı Çırak Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisinin, temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve istek halinde 18,40 TL peşin harcın temyiz eden Çırak Köyü Tüzel Kişiliği"ne iadesine 30.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi