Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/24457 Esas 2015/2891 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/24457
Karar No: 2015/2891
Karar Tarihi: 17.02.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/24457 Esas 2015/2891 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/24457 E.  ,  2015/2891 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    Davacı 3.kişi vekili, ... İcra Müdürlüğünün 2010/431 sayılı takip dosyasından, davacıya ait işyerindeki malların 05.08.2011 ve 02.11.2011 tarihlerinde haczedildiğini belirterek İİK"nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.
    Davalı alacaklı vekili, haciz adresine ilişkin kira kontratının borçlulardan ... adına olduğu ve anılan şahsın haciz sırasında hazır bulunduğu, işyerinin danışıklı olarak davacı adına açıldığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, dosyaya sunulan belgeler ve vergi kayıtlarından, haciz adresinin borçlularla ilgisinin olmadığının anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 3.kişinin İİK"nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
    1-Borç kaynağı bono 15.05.2009 tarihnde düzenlenmiştir. Haczin yapıldığı işyeri bu tarihteh sonra 01.09.2010 tarihinde borçlulardan ..."ın oğlu davacı üçüncü kişi adına açılmış, adrese ilişkin kira kontratı yine ... adına düzenlenmiştir. Haciz sırasında anılan borçlu mahalde hazır bulunmuştur. Borcun doğumundan sonra borçlular arasındaki şirketin ünvanına benzer ünvanla, aynı faaliyet alanında borçlu ...nin oğlu adına işyeri açılması alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı işlem niteliğinde olduğundan alacaklının haklarını etkilemeyeceği açıktır.
    2- Kabule göre ise, 3.kişinin davasının kabulü halinde, alacaklı lehine tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının kötü niyetinin ispatlanması gerektiği, somut olayda bu söz konusu olmadığı halde 3.kişi lehine tazminat takdir edilmesi de hatalıdır.
    Mahkemece, tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, davanın reddine karar vermesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şilekde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle kara verilmiştir.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.