7. Hukuk Dairesi 2016/1274 E. , 2016/10126 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının 17.05.2007 tarihinden itibaren ... Belediye Başkanlığına ait kafeterya işyerinde işçi olarak çalıştığını, asıl işveren ... Belediyesi olmasına rağmen ... ve diğer kayıtlarda ... Belediyesinden hizmet ihalesi ile iş üstlenmiş gibi işçi çalıştıran diğer davalı şirketin kayıtlı işçisi olarak çalıştırıldığını, bu şekilde çalıştırılmasına dayanak teşkil eden sözleşmelerin muvazaalı olduğunu, çalıştırıldığı kafeterya işyerinin davalı Belediyeye ait olduğunu, işletilmesinin diğer davalı ... şirketine ihale yoluyla devredilmiş gösterilse de asıl amacın işçi temini olduğunu, tüm yetkilerin belediyede olduğunu, iş akdinin 10.09.2014 tarihinde herhangi bir gerekçe içerir fesih bildirimi yapılmaksızın feshedildiğini, feshin geçerli bir nedene dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespitine, davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili, davacının Belediyelerinde çalışmadığını, davacının çalıştığı işyerinin kiralama ihalesi yoluyla diğer davalıya kiralandığını, diğer davalının bağımsız bir tüzel kişiliğe haiz olduğunu, şirketin yapmış olduğu işçilik veyahut başka iş ve hizmetlerle ilgili belediyenin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Ltd. Şti., usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermediği gibi duruşmaları da takip etmemiştir.
Mahkemece, davalı şirketin % 99 hissesinin davalı ..."ye ait olduğu ancak davalı şirketin hakim ortağının ... Belediyesi olmasının bu şirketin özel hukuk hükümlerine tabi ayrı tüzel kişiliğe haiz bir ticaret şirketi olduğu sonucunu ortadan kaldırmayacağı, salt bu ortaklık ilişkisi sebebiyle de taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı sayılması ve ilişkinin işçi temini niteliğinde olduğunun söylenemeyeceği, davacı tanığı ...’ın beyanına göre kafeterya ve restoranların belediyeye ait olduğu, işletmelerinin ise yine belediyeye ait olan davalı şirket tarafından yapıldığı, bu tespit ve değerlendirmelere göre, davacının işverenin davalı.... Şti. olduğu, iş akdinin davalı şirket tarafından İş Kanunu’nun 19. maddesine uygun olarak fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde içeren yazılı fesih bildirimi ile feshedilmediği, buna göre fesih işleminin salt bu nedenle dahi geçersiz olduğu, ayrıca davalı Belediyenin 08.05.2015 tarihli yazısına göre, halen açık olan ve davalı şirketçe işletilmeye devam edilen kafeteryada çalışan davacının iş akdinin, davalı şirket tarafından yine belediyeden kiraladığı restoranı kapatması nedeniyle feshedildiği, davalı şirketin başka bir işyerini kapatmasının davacının işgücünün atıl hale gelmesine yol açtığının kabul edilemeyeceği, tanık anlatımlarına göre de davacı ile birlikte çıkarılanların yerlerine yeni işçi alındığı, bu suretle işverenin tutarlı hareket etmediği, bu nedenle feshin işyeri ve işletme gereklerinden doğan geçerli nedene dayandırılamayacağı, davalı işverence feshin son çare olarak uygulanması ilkesine de aykırı davranıldığı gerekçesiyle davanın ... Belediyesi yönünden husumet nedeniyle reddine, diğer davalı.... Şti. yönünden kabulü ile davacının davalı .... Şti."ne işe iade edilmesine, mali sonuçlardan da davalı şirketin sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Somut olayda, davacının, davalı şirketin davalı Belediyeden kiraladığı kafeteryada 10 yıl 4 ay garson olarak çalıştığı, iş akdinin, yazılı bildirimde bulunulmadan davalı şirket tarafından ...’dan "04" kodu ile çıkış verilmek suretiyle sonlandırıldığı, davalı Belediyenin husumet itirazında bulunduğu, davalı şirketin ise davaya cevap vermediği gibi duruşmaları da takip etmediği, dolayısıyla fesihte ileri sürülen haklı bir neden bulunmadığı ve iş akdi davalı işverence yazılı fesih bildirimi yapılmadan, fesih sebebi açık ve kesin olarak gösterilmeden geçerli nedenle feshedildiğinden feshin İş Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca geçersiz olduğu görülmektedir. O halde, mahkemece feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine karar verilmesi isabetlidir.
Bu aşamada, davacının muvazaa iddiasının değerlendirilmesi gerekmektedir. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı biçimde kurulması halinde işçi gerçek işveren işyerine iade edilmeli, ancak işçinin iş akdinin geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacaklarından (boşta geçen en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ile birlikte işçinin süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat) muvazaalı işlemin tarafı olan gerçek veya tüzel kişi gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır.
Somut olayda davacı, davalı Belediyenin davalı şirketin % 99 hissesine sahip olup şirketin idaresinin de Belediye Başkanlığı tarafından yürütüldüğü, işyerinin mülkünün davalı Belediyeye ait olduğunu, işletilmesi davalı şirkete ihale edilmiş gibi gösterilse de asıl amacın işçi temini olduğunu, ayrıca şirket çalışanlarının işe alınmaları ve işten çıkarılmaları vb. işlemlerin Belediye Başkanlığının tasarrufunda olduğunu, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalıların mali sonuçlardan birlikte sorumlu tutulmalarını istemiştir. Mahkemece, davacı tanıkları dinlenilip hukukçu bilirkişiden rapor alındıktan sonra bilirkişi raporuna itibarla davalılar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğu ve muvazaa içermediğine kanaat getirilmiştir.
Oysa, dosya içerisinde bulunan ... Belediyesinin 08.05.2015 tarih ve 13786411/3247-4732 sayılı yazısı ile davacının özlük dosyası içeriğinden ... Şehir Parkı içerisinde mülkiyeti Belediyeye ait olan bir kafeteryanın olduğu, 2007 yılında kafeteryanın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uyarınca Belediye tarafından kira ihalesine çıkarıldığı, ihale sonucunda ihaleyi diğer davalı ...."nin kazandığı ve halen de işletmeye devam ettiği, ...."nin % 99 hissesinin davalı ..."ye ait olduğu, davacının iş başvurusunu Belediye Başkanlığına yaptığı, Belediye Başkanının aynı zamanda diğer davalı .... Yönetim Kurulu Başkanı olduğu ve bu sıfat ile davacının işe alınmasına olur verdiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, her ne kadar davacı tanıkları bu dosyada muvazaa tespitine yarar açık beyanda bulunmamışlar ise de, .... İş Mahkemesinin 2014/371 E sayılı benzer dosyasında dinlenen davacı tanıklarından ...’ın “…... Belediyesi bazı işleri ... Şirketine vermektedir…. Kafeteryanın Belediye tarafından işletildiğini biliyorum Metasu şirketi de yine Belediyenin şirketidir. Belediye bazı işlerini bu şirket üzerinden yapmaktadır. Davacının işvereni Belediyedir. Onu işe alan çıkaran ... Belediyesidir…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir.
Nitekim, 04.05.2016 tarihinde Dairemizde temyiz incelemesi yapılan 2016/2751 E sayılı benzer dosyada, mahkemece muvazaa iddiasının aynı sebeplerle kabul edilmeyerek davacının davalı şirkete işe iade edildiği, ancak eldeki dosyadan farklı olarak davalı ... yönünden dava husumetten reddedilmeyip mali sonuçlardan davalı Meta-Su Şirketi ile davalı Belediyenin birlikte sorumlu tutulduğu, Dairemizce davalılar arasındaki kira ilişkisinin muvazaalı olması nedeniyle kararın bozularak ortadan kaldırıldığı ve muvazaa nedeniyle davacının davalı Belediyeye işe iade edildiği, mali sonuçlardan da davalı ... ile davalı şirketin birlikte sorumlu tutulduğu görülmektedir.
Her ne kadar, davalılar arasında yapılan kira kontratı dosyaya sunulmamış ise de, bu durum davalı idarenin yukarıda belirtilen yazısı ve dosya kapsamı ile sabittir. Buna göre, davalılar arasında görünürde kira sözleşmesi yapılmış ise de, iddia, savunma, davacı tanığı ...’ın ... İş Mahkemesinin 2014/371 E. sayılı benzer dosyasında verdiği beyanı, Dairemizin’in 2016/2751 E. sayılı dosyasında verdiği karar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; esasen davalılar arasında kira ilişkisi değil hizmet alımı ilişkisi bulunduğu ve davalıların gizli kalmış iradelerinin davalı Belediyeye işçi temin etmek yönünde olduğu anlaşılmaktadır. O halde, asıl işverenin Belediye, alt işverenin ise davalı şirket olduğu, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı ve yasal olmayan bir alt işverenlik kurulduğu anlaşılmakla davacının gerçek işveren ... Belediyesi işyerine iadesi gerekmektedir.
Ayrıca muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebilir. Haksız fiil işleyen kimse uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumludur. Ayrıca muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez.
Somut olayda iyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin MK."nun 2.maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan davalı ...Şirketinin, davacının iş akdini geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacaklarından davalı ... ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilmelidir. (HGK."nun 03.12.2008 T. 2008/9-704 E, 2008/730 K. sayılı kararı)
Bu hukuki olgu karşısında davalılar arasında muvazaa bulunması nedeniyle davacının asıl işveren ... Belediyesi’ne iadesine, maddi sorumluluk açısından ise davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekmektedir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davalı ... tarafından yapılan feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının adı geçen işverende İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı ... Başkanlığınca süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için ... Belediye Başkanlığına süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5- Davacı tarafından peşin yatırılan 25,20 TL harcın alınması gerekli 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,00 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
6- Davacının yapmış olduğu Yargıtay’a geliş-dönüş dahil toplam 524,65 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine
8- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, 05/05/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.