20. Hukuk Dairesi 2014/1582 E. , 2014/5428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 124 ada 1, 120 ada 92, 154, 155 ve 156, 113 ada 1, 107 ada 4, 104 ada 1 ve 3, 103 ada 2 ve 4, 101 ada 385, 372, 349, 160, 118 ve 75, 125 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... Tüzel Kişiliği adına; 102 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 01.06.1952 tarih 208 cilt, 181 sahife, 23 sıra nolu tapu kaydı, 101 ada 342 parsel sayılı taşınmaz 26.12.2002 tarih 257 cilt, 84 sahife, 1 sıra nolu, 101 ada 328 parsel sayılı taşınmaz 27.02.1976 tarih 244 cilt, 22 sahife, 11 sıra, 27.02.1976 tarih 244 cilt, 28 sahife, 5 sıra, 27.02.1986 tarih 250 cilt, 26 sahife, 2 sıra sayılı tapu kayıtları nedeniyle davalı ... Tüzel Kişiliği adına; 101 ada 480 ve 470 parsel sayılı taşınmazlar, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tesbit edilmiştir.
Hazine, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden oldukları iddia ederek tüm parsellere; davacı gerçek kişi ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğini iddia ederek 101 ada 372 sayılı parsellere karşı dava açmıştır. Yargılama sırasında dava konusu 101 ada 480 ve 470 sayılı parsellere ilişkin olarak husumet ... Köyü Tüzel Kişiliğine yaygınlaştırılmıştır.
Mahkemece; 101 ada 160 ve 113 ada 1 sayılı parsellere ilişkin davanın açılmamış sayılmasına, davacı gerçek kişi ve Hazinenin davasının reddine ve dava konusu 124 ada 1, 120 ada 156, 155, 154 ve 92, 107 ada 4, 104 ada 1 ve 3, 103 ada 2 ve 4, 102 ada 1, 101 ada 328, 342, 470, 480, 385, 372, 349, 118 ve 75, 125 ada 2 sayılı parsellerin tesbit gibi tescillerine karar verilmiş, hüküm, Hazine ve davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31/10/2011 tarih ve 2011/8377-12306 sayılı kararında “1) Davacı gerçek kişinin 101 ada 372 parsele ilişkin temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın davacı gerçek kişinin murisleri tarafından mescit yeri olarak bağışlandığı, bu nedenle davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı belirlendiğine göre, davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
2) Davacı Hazinenin 101 ada 470 ve 480 sayılı parsellere ilişkin temyiz itirazlarına ilişkin olarak; bu parsellere ilişkin açılan davada adına tesbit yapılan ... Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine usûlüne uygun olarak açılan bir davanın bulunmadığı, 6100 sayılı H.M.K.nın 176. (eski 1086 sayılı H.Y.U.Y.nun 83.) maddesi gereğince davanın taraflarının ıslah yoluyla değiştirilmesinin mümkün olmaması nedeniyle husumet yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanmasına,
3) Davacı Hazinenin diğer parsellere ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, davalı ... Tüzelkişiliği yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu ve çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu 101 ada 75 ve 124 ada 1 parsel sayılı taşınmazların sınırında orman bulunmasına rağmen, bu parsellere ilişkin orman araştırması yapılmamış, 101 ada 342 parselin tesbitine dayanak alınan 2002 tarih 1 sıra nolu tapu ve 101 ada 328 parselin tesbitine dayanak alınan Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1973/418 – 1975/528 sayılı dosyası getirtilerek taşınmazlara uygulanarak kapsamları belirlenmemiş, hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda taşınmazların üzerinde bulunan
ağaçların cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oluşturup oluşturmadıkları ile çevre taşınmazlarla birlikte değerlendirilmemiştir.
Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazların bulunduğu köyde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı Orman Yönetiminden sorularak, yapıldı ise; orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin dosyaya getirtilmesi, orman tahdidi yapılmamış veya 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılmış ise kesinleşmeyeceğinden; eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri veya orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli 101 ada 75 ve 124 ada 1 sayılı taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle belirtilen taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı olup olmadığı da değerlendirilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, 101 ada 75 ve 124 ada 1 sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, bu taşınmazlar ile birlikte 120 ada 156, 155, 154 ve 92, 107 ada 4, 104 ada 1 ve 3, 103 ada 2 ve 4, 102 ada 1, 101 ada 328, 342, 470, 480, 385, 372, 349 ve 118, 125 ada 2 sayılı taşınmazlar yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması” gereğine değinilerek hüküm kurulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra;
1) 113 ada 1 ve 101 ada 160 parsel hakkındaki davanın 3402 sayılı Kanunun 28/2. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, tesbit gibi tesciline,
2) Davacı Hazinenin davasının reddi ile, 124 ada 1; 120 ada 156, 155, 154 ve 92 107 ada 4; 104 ada 1 ve 3; 103 ada 2 ve 4; 101 ada 385, 372, 349, 118, ve 75; 125 ada 2; 102 ada 1; 101 ada 342 ve 101 ada 328 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tescline,
3) Davacı ..."un dava konusu 101 ada 372 parsele ilişkin temyiz itirazları red edilmekle, hükmün davacı yönünden kesinleştiği, sehven tensip tutanağında gösterilerek davetiye çıkartıldığı anlaşılmakla anılan davacı yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
4) Davalı ... Kişiliği hakkıdaki hükmün dava dışı 101 ada 470 ve 480 sayılı parsellerle ilgili olarak onandığı ve kesinleştiği, sehven tensip tutanağında gösterilerek davetiye çıkartıldığı anlaşılmakla anılan davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1994 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davalılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, çekişmeli taşınmazların tarla, arsa, imam evi, kahvehane ve çocuk parkı niteliğinde oldukları belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 12/05/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.