13. Hukuk Dairesi 2017/3418 E. , 2020/3174 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 2005-2012 yılları arasında davalı üniversitede öğrenim gördüğünü, bazı derslerden başarısız olup eğitim süresini uzatmasına rağmen, yeniden aynı derslerin ücretini ödemek zorunda kaldığını, fazla alınan bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği iadesi gerektiğini bu nedenle fazladan yapılan ödemelerin, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Islah Kurumu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. ve devamı maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Islah, davacı veya davalının, iddianın ve savunmanın değiştirilmesi yasağı kapsamındaki usul işlemlerini, karşı tarafın iznine ve hâkimin onayına bağlı olmaksızın belli kurallar çerçevesinde bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmesini sağlayan bir usul hukuku kurumudur. Islahın yapılması bakımından kanunda bir sınırlama yapılmıştır. HMK"nin 176. maddesinde (HUMK m.83), davanın her iki tarafının da yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurulabileceği; HMK’nin 177. maddesinde (HUMK m.84, 85) ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılabileceği belirtilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 177/2 maddesinde; "Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, 12.07.2016 tarihli celsede davacı vekilinin, “ davamızı ıslah edeceğiz süre istiyoruz bilirkişi raporu doğrultusunda davamızın kabulüne karar verilsin ” dediği, Mahkemece davacının bu talebi ile ilgili herhangi bir ara karar kurulmadan nihai kararı verdiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece davacının bu talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenlerine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.