19. Hukuk Dairesi 2018/2865 E. , 2020/875 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülmekte olan itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı ve davalının istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine yönelik kararın süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı banka ile davalı ... arasında imzalanan üç adet genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, davalının ödemelerde temerrüde düşmesi sebebiyle hesabın kat edilerek ihtarname çekilmesine rağmen borç ödenmediğinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, ipoteğin paraya çevrildiğini ancak borcu kapatmaya yetmediğini, bunun üzerine başlatılan ilamsız icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takip talebinde yazılı şartlarda takibin devamına, ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, borcunu ödemek için bankaya bir kısım ödeme yaptığını, emekli maaşının borcuna mahsuben kesilmesini talep ettiğini, davacı bankanın bu şekilde alacağını tamamen tahsil edemediği için ipotekli dükkanını sattırdığını, ilgili icra dosyası ve banka kayıtları incelendiğinde borcunun bulunmadığının anlaşılacağını, dosya borcu likit olmadığı için icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 4.11.2003 ve 5.11.2003 tarihli genel kredi sözleşmelerine istinaden kullandırılan kredilerin 25.08.2005 tarihinde kanuni takip hesabına aktarılarak birleştirildiği, toplam anaparanın 33.356.00 TL’ye ulaştığı, bu tarihten sonra hesap hareketliliğinin devam ettiği ve davalının ödediği bir kısım miktarla son ödeme tarihinde anaparanın 25.260 TL"ye düştüğü, davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte talep etiği miktarın 36.773,75 TL olduğu, ipotekli taşınmazların bedelleri, borçlu tarafından yapılan ödemeler dikkate alındığında ilamsız takipte anaparanın 39.737,94 TL’ye yükselmesinin mümkün olamayacağı, yapılan tahsilatların tamamı faize mahsup edilse bile anapara alacağının değişemeyeceği, ticari kredilerde hesap kat tarihine kadar bileşik faiz uygulanabileceği ancak hesap katından sonra faize faiz uygulanmayacağı, buna göre bankanın 27.04.2007 tarihi itibarı ile anapara alacağının 25.260.00 TL olduğu, 24.05.2005 tarihinde temerrüdün oluştuğu ancak banka hesap özetlerine göre hesap kat edilmesine rağmen cari hesap gibi işlemeye devam ettiği, tespit edilen anaparanın içinde hesap kat tarihine kadar işlemiş faiz de bulunduğundan davalının son ödeme tarihi olan 27.04.2007 tarihinden sonra temerrüt faizi işletilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile icra takibinin 25.260,00 TL asıl alacak, 163.589,73 TL işlemiş faiz, 8.179,49 TL BSMV, 2.047,00 TL masraf, 300,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 199.376,22 TL alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %72 temerrüt faizi ve faizin %5"i oranında gider vergisi uygulanmasına, alacağın sözleşmeden kaynaklanması borcun belirlenebilir olması nedeniyle asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinafa başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, mahkemece alınan 05.01.2016 tarihli birinci bilirkişi raporunun kendi içerisinde çelişkili ve yetersiz olduğu ve hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, hükme esas alınan 18.10.2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunun dosya kapsamına, Yargıtay yerleşik uygulamalarına, usul ve yasaya uygun olduğu, dolayısıyla ilk bilirkişi raporunun yetersiz olması nedeniyle iki rapor arasında çelişki olduğundan bahsedilemeyeceği, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunun tamamen davacı bankanın kayıtlarına göre hazırlandığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; banka kredisinin ödenmemesinden kaynaklanan alacak muayyen olduğundan, bu alacağın hesaplanması için bilirkişiye başvurulması alacağın bu vasfını değiştirmeyeceğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalının, davaya konu icra takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde faiz miktarı ile ilgili her hangi bir itirazının olmadığı, sadece ödeme savunmasında bulunduğu ve faiz miktarının takipte kesinleştiği, ayrıca cevap dilekçesinde de bu konuda herhangi bir itirazda bulunmadığı, bilirkişi kurulu raporuna göre uygulanan faiz miktarının kredinin kullandırıldığı tarih itibariyle sözleşme kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davalının da istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın Acıpayam Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesine, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.