12. Ceza Dairesi 2020/1640 E. , 2021/7916 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan Ahlat Asliye Ceza Mahkemesinin 2004/172 Esas – 2005/75 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, 4926 sayılı yasaya muhalefet suçundan davacıya ait 47 AV 268 plaka sayılı tır çekicisine 22.09.2004 tarihinde el konulduğu, yapılan yargılama sonunda aracın sürücüsü olan sanığın beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 21.07.2008 tarihinde kesinleştiği, davanın el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanuna tabi olduğu anlaşılmakla;
Davacının 263.400,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, davanın kısmen kabul edilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, haksız el koyma işleminin gerçekleştiği, olay tarihinde yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı, davacının uğradığı zararla ilgili olarak idari yargı yerlerinde dava açıp zararını talep edebileceği gözetilmeden davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile tazminata hükmedilmesi, gerekçesiyle bozulması üzerine yerel mahkemece davanın reddine karar verildiği, dairemizce red kararının onanması üzerine davanın idari yargıda açıldığı, idari yargıda açılan davanın da görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine, görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği, Uyuşmazlık Mahkemesinin 28.12.2015 tarih, 2015/833 esas, 2015/869 karar sayılı ilamı ile davanın 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun ""Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat"" başlıklı 6. maddesindeki açık hüküm karşısında ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmemekle birlikte 01.06.2005 tarihinden önceki işlemlere uygulanacağı belirtilen 466 sayılı Kanunda da düzenlenmediğinden yine adli yargı içinde genel hükümlere ve dava değerine göre hukuk mahkemelerince bakılması gerektiğinin belirtildiği,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin ve davalı yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 18. maddesi ile 07.05.1964 gün ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan ve Tutuklanan Kimselere Tazminat verilmesi hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 5271 sayılı CMK"nın yedinci bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ila 144. maddelerin, tazminat isteme koşulları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir, 5320 sayılı Kanunun 6. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ila 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında, yapılan işlemden kasıt 22.09.2004 tarihinde davacıya ait araca el koyma olup, el koyma nedeniyle tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek, bu konudaki talebin genel hükümlere göre hukuk mahkemelerinde talep edilebileceği nedeniyle görev yönünden reddine kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak, BOZULMASINA, 15.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.