17. Hukuk Dairesi 2013/15679 E. , 2015/2873 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının işleteni olduğu kamyon ile müvekkillerinin murisinin içinde yolcu olarak bulunduğu minibüsün çarpışması sonucunda meydana gelen kazada, müvekkillerinin desteği ...’in vefat ettiğini belirterek, davacı eş ... için 50.000,00 TL ile çocukları ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 30.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulüne, davacı eş ... için 30.000,00 TL, davacı çocukları ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 15.000,00 ‘er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
TC Anayasası"nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" hükmü düzenlenmiştir. Yine HUMK.nun 73. maddesi (HMK"nın 27. maddesi) uyarınca "kanunun
gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikce hükmünü veremez". Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
Yerleşik uygulamalar ve Yargıtay içtihatları gereğince, Ticaret şirketlerinin merkez adresine tebligat yapılması halinde ancak geçerli bir tebligattan söz edilebilir. Kural olarak şirketin şube adresine yapılan tebligat geçersizdir.Ancak ticaret siciline tescil edilmiş bir şubenin şirket ana sözleşmesinde merkez adına yapılan tebligatları almaya yetkili olduğuna dair bir hüküm bulunması halinde şube adresine yapılan tebligat da geçerli bir tebligat sayılır.
Somut olayda, davalı şirketin dava dilekçesinde bildirilen adresine çıkarılan dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildiren tebligat, adreste tanınmadığı şerhi ile iade edilmiş, ...na yazılan yazı cevabına göre davalı şirketin şube adresi olarak bildirilen adrese çıkarılan tebligat ise adresten taşındığı şerhi ile bila tebliğ iade edilmiştir. ...’nın 12.12.2012 tarihli cevabi yasısında, davalı şirketin merkez adresinin ... ilinde bulunduğu ve 3858 sicil numarasında kayıtlı olduğu ve şirket merkezine ait adres bilgilerinin ... Ticaret Sicil Memurluğundan sorulması hususu bildirildiği halde Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar ışığında, şirket ana sözleşmesinde şubenin merkeze ait tebligatları almaya yetkisi bulunup bulunmadığı araştırılmadığı gibi şube adresine çıkarılan tebligat adresten taşındığı şerhi ile bila tebliğ iade edilmesine rağmen Mahkemece davalı şirketin merkez adresi, ... Ticaret Sicil Memurluğundan sorulup araştırılmadan davalının şube adresine Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre dava dilekçesi tebliğe çıkarılmış ve Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesine göre şube adresine yapılan bu tebligata göre davaya devam edilerek hüküm kurulmuştur. Bu halde davalı tarafa Tebligat Kanunu 35. maddesi ile dava tarihinden önce 25.01.2012 tarihinde yürürlüğe giren 28184 sayılı Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 31. ve 57. maddeleri hükümlerine uygun şekilde tebligat yapıldığından söz edilemez.
Bu durumda mahkemece, ... Ticaret Sicil Memurluğu’dan davalı şirketin merkez adresi sorularak davalının bu adresine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nda 19.01.2011 gün ve 6099 sayılı yasa ile yapılan değişiklikler de nazara alınarak usule uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği ile savunma ve delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde taraf teşkili sağlanmadan, yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 17/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.