20. Hukuk Dairesi 2014/2423 E. , 2014/5418 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2011/346-2013/647
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve M..K.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl ve birleşen dosyada davacılar vekilleri,.... İlçesi, .... Köyü 516 sayılı 190.900 m² yüzölçümündeki taşınmazda müvekkillerinin pay sahibi olduğu, taşınmazın orman ile ilgisi olmadığı halde, davalı Yönetim tarafından 2000 yılında yapılıp 27.04.2001 ilâ 27.10.2001 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığını iddia ederek, bu işlemin iptalini istemiştir.
Yargılama sırasında M..K.. taşınmazda pay sahibi olduğu iddiasıyla davacılar yanında davaya katılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kısmen tahdit içine alınması işleminde hukuka aykırı yön bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve M..K.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapuya dayanılarak, 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosunun iptaline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 2000 yılında yapılıp, 27/04/2001 tarihinde ilân edilmiştir.
Mühye Köyünde genel arazi kadastrosu 1951 yılında yapılmıştır. Çekişmeli .... Köyü 516 parsel belgesizden paylı olarak kişiler adına tespit edilmiştir. Taşınmazın bir kısım payı tapuda davacılar ve katılan adına kayıtlıdır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1951 yılında yapılan tapulamada herhangi bir mülkiyet veya zilyetlik belgesine dayalı olmaksızın tespit gördüğü, taşınmazın B harfiyle işaretli 91966 m²’lik bölümünün bilirkişi raporunda işlenmemiş arazi niteliğinde olduğu ve orman niteliği taşıdığı, tapulamada bu bölümün 516 sayılı parsele dahil edilerek şahıslar adına tesbit edilmesinin yolsuz olduğu, orman kadastrosu ile bu bölümün orman sınırları içine alınmasında kanuna ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 nolu Ek protokolüne aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir. Şöyle ki, eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları ile arazi kadastro paftasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi kurulu raporuyla, çekişmeli parselin öncesi itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğu, 1951 yılında gerçek kişiler adına tapulama tesbitinin kesinleşerek tapuya kayıt edildiği, gerçek kişiler adına tapulu olduğu gözetilmeden, etrafındaki sahipsiz
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler ve Hazine adına kayıtlı parseller ile bir bütün olduğu sanılarak 1986 yılından sonra yeşil kuşak projesi kapsamında ağaçlandırıldığı, ağaçlandırmanın kısmen başarılı olduğu, tapu sahibi gerçek kişilerin onayı alınmadan, tapuda adlarına kayıtlı taşınmazın kısmen ağaçlandırılmasının hukuken sonuç doğurmayacağı, davacı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlı taşınmazı orman haline dönüştürmeyeceği, ancak; bu yerin ağaçlandırılan bölümlerinin davalı Yönetim tarafından orman olarak kullanılmak üzere kamulaştırılması olanağı bulunduğu; müşterek menfaatlerin korunmasına yönelik davaların müşterek maliklerden biri tarafından açılabileceği dikkate alınarak davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın (B) harfiyle işaretli 91966 m²’lik bölümü yönünden orman kadastrosunun iptaliyle orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ve Mahir Kömez’in temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/05/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.