Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1295
Karar No: 2020/4608
Karar Tarihi: 09.07.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1295 Esas 2020/4608 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, trafik kazasında yaralanan sigortalının hasarını karşılamayan trafik sigortacısı ve sürücüleri ile maliki aleyhine özel sağlık sigortası poliçesi nedeniyle rücuen tazminat istemi üzerine açılmıştır. Davacı taraf, kaza sonrası sigortalısının tedavisi için ödediği toplam 48.305,45 TL'lik tutarın davalılardan tahsili talep edilmiştir. Asıl davanın davalılarından olan SGK da bu tutarın ödenmesi konusunda davalılarla birlikte sorumlu tutulmuştur. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ve SGK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ancak, Yargıtay'ın bozma ilamı doğrultusunda SGK'nın haberi olmadan yargılama sonlandırılarak savunma hakkının kısıtlanmasının doğru olmadığına hükmedilmiştir. Ayrıca, mahkeme kararının açıklık, netlik prensibine uygun olmadığı ve gerekçesinin eksik olduğu gerekçesiyle de kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kararda, 6111 sayılı Kanun, 1086 sayılı HUMK ve 6100 sayılı HMK'nun ilgili maddeleri de açıklanmıştır.
17. Hukuk Dairesi         2018/1295 E.  ,  2020/4608 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı birleşen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde birleşen dosyada davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalıların maliki, trafik sigortacısı ve sürücüsü olduğu aracın kusuru ile meydana gelen çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası neticesinde davacı şirket tarafından “sağlık sigorta sistemi poliçesi grup sertifikası” ile sigortalı olan ..."nun yaralandığını, davacının kazada yaralanan sigortalısının tedavisi için 06/08/2009 tarihinde 34.166,23 TL, 21/08/2009 tarihinde 871,00 TL ve sigortalının hava ambulansı ile taşınması için de 25/06/2009 tarihinde 12.268,22 TL olmak üzere toplam 48.305,45 TL ödeme yaptığını, zararın rücuen tazmini gerektiğini belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 12.076,00 TL tazminatın davalı ... yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek diğer davalılar yönünden 06/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Birleştirilen dosyada davacı vekili, 6111 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi üzerine aynı kaza nedeni ile asıl dosyanın davalılarından istediği tazminat bedeli olan 12.076,00 TL’yi SGK’dan da talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri ve davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
    Yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne dair verilen hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili, davalı ...Ş vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 04.05.2017 gün ve 2014/20081 E. 2017/5023 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan delillere göre; birleşen davanın kabulü ile 12.076,00 TL tazminatın 06/08/2009 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ... ve SGK"dan alınarak davacıya ödenmesine, davalılardan SGK yönünden faizin 21/12/2012 tarihinden itibaren yürütülmesine, davacının ... A.Ş’ye açmış olduğu davasının reddine karar verilmiş; hüküm, birleşen dosyada davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-)Dava, özel sağlık sigorta sözleşmesi nedeniyle rücuen tazminat istemidir.
    Yerel mahkemece; davalı kurum, birleştirme kararı sonrasında asıl dosya üzerinden yapılan yargılamadaki duruşmalara davet edilmemiş, birleştirme kararı ve bozma sonrası bozma ilamı, bozma sonrası duruşma günü de davalı kuruma tebliğ edilmemiştir. Davalı kurum bu davada birleştirme kararı sonrasında asıl dava üzerinden yürütülen yargılamanın hiçbir aşamasında yer alamamıştır. Davalı kuruma, birleştirilen dosyadaki dava dilekçesi ve cevap süresi uzatım kararı ve bozma sonrası verilen gerekçeli karar dışında herhangi bir tebligat çıkarılmamıştır. Hal böyle iken, davalı kurumun haberi olmaksızın yargılama sonlandırılarak savunma hakkının kısıtlanması doğru görülmemiş bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    2-)1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Yine, HUMK.nun 388/3. maddesi gereğince (HMK. 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut olayda, tarafların iddia ve savunmalarının neden ibaret olduğu, ihtilaflı hususlar, hukuki uyuşmazlık, delillerin ne şekilde değerlendirildiği, birleşen davalı SGK ve asıl davalılar sürücü ve işleten bakımından davanın neden kabul edildiği, asıl davalı ... bakımından davanın neden reddedildiği açık değildir. Bu husus yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
    3-) Bozma neden ve şekline göre, birleşen dosyada davalı SGK vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle birleşen dosyada davalı SGK vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen dosyada davalı SGK vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 09/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi