10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3954 Karar No: 2016/12804 Karar Tarihi: 24.10.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/3954 Esas 2016/12804 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/3954 E. , 2016/12804 K.
"İçtihat Metni"
... Başkanlığı adına Av. ... ile 1-... adına Av. ... 2-...... Temsilen Tasfiye Memuru ... aralarındaki dava hakkında ... ... 8. İş Mahkemesinden verilen 04.06.2014 günlü ve 2013/377-2014/304 sayılı hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dairemizin 24.11.2015 tarihli geri çevirme kararımızda, davalılardan ... hakkında verilen ek kararın tasfiye memuru ...’a “...adresinde TK 35. maddeye göre tebliğ edildiği, oysa ki Ticaret sicil Memurluğu tarafından bildirilen tasfiye memurunun adresinin “K... Mah .....” adresi olduğu gibi, tasfiye memuru tarafından en son bildirilen adresin de aynı olduğu anlaşıldığından, ek kararın “K... ..-...” adresinde yöntemince tasfiye memuruna tebliği edilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, geri çevirme kararımız yerine tam olarak yerine getirilmeksizin, ek kararın, 17.02.2016 tarihinde yine önceki adres olan “K.........-...” adresine TK 35. Maddeye göre tebliğ edildiği belirgindir. Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebligat, usulüne uygun olarak bir tebligat yapıldıktan sonra adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde mümkündür. Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, artık, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir. Mahkemece, gecikmeye ve yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin, gıyabi hükmün davalı ...memuru ...’a usulüne uygun tebliğ yapılarak takiben, temyiz süresi geçtikten ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.