14. Hukuk Dairesi 2014/5901 E. , 2014/10475 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2012/419-2013/204
Davacı tarafından, davalı aleyhine 20.06.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yol ve park alanında kaldığını, daimi tapusunun verilmesinin mümkün olmadığını davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu arsanın Tapu Tahsis Belgesinin Bursa Belediyesi tarafından verildiği, arsa bedelinin de Bursa Belediyesi adına yatırıldığı, davalı idarenin davacının dayandığı tapu tahsis belgesinin geçersiz olduğuna dair bir belge sunmadığı, tapu tahsis belgesinin düzenlediği tahsis sırasında ıslah-imar planında herhangi bir kamu hizmetine tahsis yapılmadığı, davacıya bu yere karşılık başka bir yerden arsa veya bina tahsis edildiğine dair davalı tarafından herhangi bir savunma yapılmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile B. İli, Y. İlçesi, G. Mahallesi, .. ada, . nolu parselin 49970 pay kabul edilerek 11350/49970 payın davalı B.. B.. adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı Kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması,
İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Somut olaya gelince; dosya içerisindeki Yıldırım Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 13/11/2012 tarihli 11629 sayılı yazılarından davacının gecekondusunun üzerinde bulunduğu imar parselinin konut alanında kalmadığı, kısmen park kısmen yol alanında kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda imar planında konut alanında kalmayan bir taşınmazın tahsise dayalı olarak davacı adına tescil edilmesi mümkün olmadığından davacının 2. kademedeki bedel isteği değerlendirilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, belirtilen husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26/09/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.