Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/808
Karar No: 2020/17

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/808 Esas 2020/17 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/808 E.  ,  2020/17 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 140-595

    Sanık ... hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanığın TCK"nın 204/1, 43, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.06.2013 tarihli ve 988-493 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 21. Ceza Dairesince 08.02.2016 tarih ve 5982-964 sayı ile;
    "5271 sayılı CMK.nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak, açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 22.11.2011 günlü iddianamesiyle, ... Asfaltlama Limited Şirketi ve ... Yol Asfalt A.Ş.nin yetkilisi olan sanığın, resmi işlemler sırasında müştekinin bilgisi ve rızası olmaksızın müştekiye ait diploma, kimlik bilgileri ve imzasını kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla sınırlı olarak İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı cihetle, sadece diploma ile Sosyal Sigortalar Kurumuna sunulmuş sigortalı işe giriş bildirgeleri esas alınarak hüküm kurulması gerekirken sanığın, müştekiye ait diplomayı kullanmak suretiyle girdiği resmi kurum ihaleleri sonucunda düzenlenen altı adet ihale sözleşmesinin sahte resmi belge niteliğinde olduğunun kabulü ile karar verilerek iddianamede tavsif edilen eylem dışına çıkılmak suretiyle yargılama yapılıp yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 14.07.2016 tarih ve 140-595 sayı ile, bozma kararına direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
    Bu hükmün de sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31.01.2017 onay tarihli ve 386341 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesi uyarınca, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.12.2016 tarihli ve 398 sayılı kararı ile kararına direnilen Yargıtay 21. Ceza Dairesinin kapatılması nedeniyle aynı karar uyarınca bu Daireye ait işlerin devredildiği Yargıtay 11. Dairesine gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince 18.05.2017 tarihli ve 3756-3841 sayılı karar ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece iddianamede anlatılan eylem dışına çıkılarak hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    Uyuşmazlığın esasına geçilmeden önce bir kısım Ceza Genel Kurulu Üyelerince, sanık hakkında usul ve kanuna uygun şekilde açılmış bir kamu davası bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiğinin ileri sürülmesi üzerine, Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle bu hususun değerlendirilmesi gerekmiştir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Harita mühendisi olan mağdur ...’ın, Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı kendisine ait hizmet döküm belgelerinde ... Asfaltlama İnş. Ltd. Şti. ve ... Yol Asfalt AŞ unvanlı iş yerleri tarafından sigortalı çalışan olarak gösterildiğini, ayrıca kendisine ait diplomanın da anılan şirketlerin 2006 – 2008 yılları arasında girdiği ihalelerde kullanıldığını öğrendiğini beyanla şikâyette bulunması üzerine soruşturmanın başladığı,
    Yapılan soruşturma sonucunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.10.2010 tarih ve 39789-54083 sayı ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın, itiraz üzerine Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesince 04.02.2011 tarih ve 245 değişik iş sayı ile kaldırılmasına karar verildiği, bunun üzerine devam edilen soruşturmada İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 21.06.2011 tarih ve 12479-26126 sayı ile yeniden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,
    Bu karara da mağdur ... vekilleri tarafından itiraz edilmesi üzerine itirazı inceleyen Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25.08.2011 tarih ve 2025 değişik iş sayı ile;
    “İzmir C. Başsavcılığının 05.10.2010 tarih, 2010/39789 soruşturma no, 2010/54083 Karar nolu takipsizlik kararı ile sonuçlanan soruşturma evrakı ile bu takipsizlik kararına itiraz eden müşteki ... vekilleri Av. .... Av....."ın 03.11.2010 havale tarihli dilekçesi mahkememize gelmiş olmakla, mahkememizce 04.02.2011 tarih 2011/245 değişik iş sayı ile takipsizlik kararının kaldırılarak gereğinin ilgili C.Savcısı tarafından icrasına ilişkin karar verilmiş olmakla, evrak hakkında tekrar İzmir C.Başsavcılığınca 21.06.2011 tarih, 2011/12479 soruşturma no, 2011/26126 karar no ile takipsizlik kararı verilmiş ve bu karara müşteki ... vekilleri Av. Aytaç Saygı ve Av. Mehtap Demirhan tarafından 22.07.2011 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiş olmakla, takipsizlik kararı itiraz üzerine mahkememize gönderilmekle, 5271 sayılı CMK 173/1 madde gereği itiraz inceleme yetkisi mahkememizde olmakla bu konuda C. savcısının itirazın reddine ilişkin yazılı mütalaası alındı, itiraz dilekçesi ekindeki hazırlık evrakı okundu incelendi;
    Müşteki, şüphelilerin suç tarihi itibarıyla aleyhine resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddiası ile şikayetçi olmuş ve şüpheliler hakkında İzmir C. Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
    Bu karara karşı müşteki vekili Av. ... ve Av.... 03/11/2010 tarihli dilekçeleri ile itiraz etmişlerdir.
    C.Savcısı yazılı mütalaasında, itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Takipsizlik evrakında yapılan incelemede,
    İtiraz dilekçesindeki gerekçeler, daha önceki 04.02.2011 tarihli 2011/245 D. iş sayılı kararımız içeriği, bu karara göre yapılan kısmi araştırmalar, 01.07.2010 tarihli bilirkişi ....’nun raporu içeriği ve hatta sehven şüpheli olarak gösterilen tüzel kişilikler ... Asfaltlama İnş. Ltd. Şti ve ... Yol Asfalt A.Ş"nin bilirkişi raporu içeriğinde belirtilen yazılara göre yetkili temsilcisi olan ..."in beyanı ile raporda belirtili ihalelerin sayısı, diplomanın kullanım sayısı hususları birlikte değerlendirilerek, daha geniş araştırma yapılması yargılamada olanaklı olduğundan, bu deliller ve mevcut şüphe kamu davası açılması için yeterli görülmekle, ilgili şirketlerin yetkilisi ... hakkında resmi işlemler sırasında bilgisi dışında müştekinin diplomasının, kimlik bilgilerinin ve imzasının kullanılması, suretiyle zincirleme halinde resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmak üzere CMK 173/4 madde gereği itirazın kabulü yoluna gidilmiştir.
    Gereği Düşünüldü:
    1- İtirazın kabulü ile CMK 173/4 madde gereği İzmir C. Başsavcılığının 21/06/2011 tarih, 2011/12479 soruşturma no, 2011/26126 karar sayılı takipsizlik kararının kaldırılmasına,
    2- Kararımızdan yeteri kadar suret ile takipsizlik evrakının kararımız gereği görevli mahkemesine iddianame ile kamu davası açılmak üzere ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine...” karar verildiği,
    Sonrasında yapılan soruşturma sonucunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 22.11.2011 tarih ve 41882-12479 sayı ile;
    "Yukarıda açık kimliği yazılı müştekinin, ... ... Asfaltlama Limited Şirketi ve ... Yol Asfalt A.Ş. yetkililerinin harita ve mühendislik diplomasını izinsiz kullandıklarını belirterek şikayetçi olduğu, müştekinin şikayetine konu olay ile ilgili olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/114036 soruşturma sayılı evrakında soruşturma yapıldığı, aynı konuda yapılan soruşturma neticesinde 2009/114036 soruşturma, 2011/1077 karar, 06.01.2011 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, verilen bu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleştiği, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konuda 2011/12479 soruşturma sayılı evrakında yapılan soruşturma neticesinde ‘İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2011 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına konu soruşturma dosyasında müştekinin harita ve mühendislik diplomasının şüpheli şirket yetkileri tarafından kullanılması için Harita ve Mühendisler Odasınca müştekinin aranarak genel usul dairesince müştekinin onayının alındığı ve bu onay üzerine şüpheli şirket yetkililerine müştekinin harita mühendislik diploma sureti ve sicil kayıt belgesi sureti düzenlenerek şüpheli şirket yetkilerine gönderilmiş olduğu, böylece müştekinin harita ve mühendislik belgesini izinsiz ve sahte belgelerle kullandığı iddiasının resmi bir yazı ile bertaraf edilmiş olduğu, olayın belge kullanımından kaynaklanan ücret konusuyla ilgili hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu’ gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,
    İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara müşteki vekili tarafından itiraz edildiği, Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/2025 değişik iş, 25.08.2011 tarihli kararı ile, 01.07.2010 tarihli bilirkişi raporu içeriğinde belirtilen ihalelerin sayısı, diplomanın kullanım sayısı hususları birlikte değerlendirilerek, daha geniş araştırma yapılması yargılamada olanaklı bulunduğundan, bu deliller ve mevcut şüphe kamu davası açılması için yeterli görülmekle, ilgili şirketlerin yetkilisi ... hakkında resmi işlemler sırasında müştekinin bilgisi dışında diplomasının, kimlik bilgilerinin ve imzasının kullanılması suretiyle zincirleme halinde resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmak üzere itirazın kabulüne dair karar verildiği,
    Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/2025 değişik iş, 25.08.2011 tarihli itirazın kabulü karşısında; şüpheli ... hakkında kamu davası açmak zorunlu hale gelmekle, şüpheli ...’in resmi işlemler sırasında müştekinin bilgisi ve rızası olmaksızın müştekiye ait diploma, kimlik bilgileri ve imzasını kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği, atılı suçun, bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kez işlendiği anlaşılmakla;
    Şüphelinin mahkemenizde yargılamasının yapılarak, eylemine uyan 5237 sayılı ...nın 204/1, 43/1-2, 53/1-2 maddelerinin uygulanması suretiyle cezalandırılmasına karar verilmesi" talep ve iddiası ile kamu davası açıldığı,
    Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda da sanık ...’in, ... Asfaltlama İnşaat Ltd. Şti. ve ... Yol Asfalt AŞ yöneticisi ve ortağı sıfatıyla hareket ederek birçok kamu ihalesine girdiği, bu ihalelerde mağdura ait harita mühendisliği diplomasını kullandığı, bu diploma olmaksızın ihalelere girmesinin olanaklı olmadığı, mağdurun sanığa ait şirketlerde sigorta kaydının bulunmadığı, aralarında diplomanın kullanımı konusunda herhangi bir hizmet sözleşmesi veya başka bir sözleşmenin düzenlenmediği, bu şekilde kullanılan diploma ile kazanılan altı ihaleye ilişkin ihale sözleşmelerinin sahteliğinin kabulüyle sanığın TCK"nın 204/1, 43, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verildiği,
    Bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 21. Ceza Dairesince;
    "5271 sayılı CMK.nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak, açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 22.11.2011 günlü iddianamesiyle, ... Asfaltlama Limited Şirketi ve ... Yol Asfalt A.Ş.nin yetkilisi olan sanığın, resmi işlemler sırasında müştekinin bilgisi ve rızası olmaksızın müştekiye ait diploma, kimlik bilgileri ve imzasını kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla sınırlı olarak İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı cihetle, sadece diploma ile Sosyal Sigortalar Kurumuna sunulmuş sigortalı işe giriş bildirgeleri esas alınarak hüküm kurulması gerekirken sanığın, müştekiye ait diplomayı kullanmak suretiyle girdiği resmi kurum ihaleleri sonucunda düzenlenen altı adet ihale sözleşmesinin sahte resmi belge niteliğinde olduğunun kabulü ile karar verilerek iddianamede tavsif edilen eylem dışına çıkılmak suretiyle yargılama yapılıp yazılı şekilde hüküm kurulması...” isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
    Yerel Mahkemenin ise “İzmir C.Başsavcılığının 22/11/2011 günlü iddianamesinde sanığın yakınıcıya ait harita ve mühendislik diplomasının bir çok resmi işlem sırasında kullanıldığının belirtildiği, iddianamede bu diplomanın sigortalı işe giriş bilgilerinin SSK ya bildirilmesi olayının yer almadığı, iddianamede böyle bir açıklama olmadığı, iddianamenin dayanağını oluşturan bilirkişi raporunda sanığın sahte diplomayı kullanmak suretiyle altı farklı ihaleye girdiğinin ve diplomanın buralarda kullanıldığının belirtildiği, bu haliyle kamu davasının sahte diploma kullanılmak suretiyle ihalelere girilmiş olması ve bu ihaleler sırasında imzalanmış belgeler, sözleşmeler nedeniyle açıldığı” kabulüyle önceki kararında direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar verdiği ve bu hükmün de sanık müdafileri tarafından temyiz edildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK’nın 170. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ceza davası, dava açan belge niteliğindeki icra ceza mahkemesine verilen şikâyet dilekçesi, son soruşturmanın açılması kararı gibi istisnai hükümler dışında kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır.
    Anılan maddenin 4. fıkrası;
    “İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
    CMK’nın 225. maddesinde;
    “(1) Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
    Bu madde gereğince hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.
    Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nın 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. İddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna açıkça aykırılık oluşturacaktır.
    İddianamede dava konusu yapılan fiilin anlaşılır şekilde açıklanması gerekir. Böylelikle sanık; iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir. Öğretide “davasız yargılama olmaz” ve “yargılamanın sınırlılığı” olarak ifade edilen bu ilke uyarınca hâkim, ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuki çözüme kavuşturacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Harita mühendisi olan mağdur ...’ın, Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı kendisine ait hizmet döküm belgelerinde ... Asfaltlama İnş. Ltd. Şti. ve ... Yol Asfalt AŞ unvanlı iş yerleri tarafından sigortalı çalışan olarak gösterildiğini, ayrıca kendisine ait diplomanın da anılan şirketlerin 2006 – 2008 yılları arasında girdiği ihalelerde kullanıldığını öğrendiğini beyanla şikâyette bulunması üzerine başlayan soruşturmada,
    İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.10.2010 tarih ve 39789-54083 sayı ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın, itiraz üzerine Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesince 04.02.2011 tarih ve 245 değişik iş sayı ile kaldırılması üzerine soruşturmaya devam eden İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 21.06.2011 tarih ve 12479-26126 sayı ile yeniden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara da itiraz edilmesi nedeniyle Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25.08.2011 tarih ve 2025 değişik iş sayı ile anılan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın da kaldırılmasına karar verilmesi sonucunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 22.11.2011 tarih ve 41882-12479 sayı ile düzenlenen iddianamede sanığın eylemi “...Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/2025 değişik iş, 25.08.2011 tarihli itirazın kabulü karşısında; şüpheli ... hakkında kamu davası açmak zorunlu hale gelmekle, şüpheli ...’in resmi işlemler sırasında müştekinin bilgisi ve rızası olmaksızın müştekiye ait diploma, kimlik bilgileri ve imzasını kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği, atılı suçun, bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kez işlendiği...” şeklinde anlatılıp mağdur ...’ın bilgisi ve rızası olmaksızın diplomasının, kimlik bilgilerinin ve imzasının “resmî işlemler sırasında” kullanıldığı belirtilerek sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmış ise de diploma yönünden dosya kapsamında herhangi bir sahtelik iddiasının bulunmadığı, mağdurun bilgisi ve rızası dışında kimlik bilgilerinin ve imzasının hangi belgelerde kullanılarak sahtecilik suçuna konu edildiğinin açıkça gösterilmediği ve “resmî işlemler sırasında” kullanıldığı belirtilmekle kastedilen resmî işlemin de ne olduğunun iddianame içeriğinden anlaşılamadığı hususları birlikte göz önüne alındığında, sanık hakkında düzenlenen iddianamenin, CMK"nın 170. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.” hükmüne aykırılık teşkil ettiği, bu suretle sanık hakkında yasaya uygun olarak açılmış bir kamu davası bulunmadığı gözetilmeden Yerel Mahkemece yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
    Ulaşılan bu sonuç karşısında; sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında, yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece iddianamede anlatılan eylem dışına çıkılarak hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1-İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.07.2016 tarihli ve 140-595 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanık hakkında yasaya uygun olarak açılmış bir kamu davası bulunmadığı gözetilmeden Yerel Mahkemece yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 21.01.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi