Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/6671 Esas 2013/9316 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6671
Karar No: 2013/9316
Karar Tarihi: 05.06.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/6671 Esas 2013/9316 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı işyeri sahibi, davacı işçi adına elektrik abonesi düzenlemiş ancak borcu ödememiştir. Davacı, aboneliğin iptal edilmesi ve aboneye haksız yere tahakkuk ettirilen tüketim bedelinin iptali için dava açmıştır. Mahkeme, davacının aboneliği sırasında elektrik tüketimi gerçekleştirmeden işyerinde işçi olarak çalıştığını ve elektrik borcunun da işyeri sahibine ait olduğunu belirlemiş ve davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay, abonenin ödemediği tüketim bedeli nedeniyle abone ile elektriği kullanan kişinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ve bu ilkenin gözetilmediğini belirterek kararı bozmuştur.
Kanun Maddeleri:
HUMK.nun 428. maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2013/6671 E.  ,  2013/9316 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin 08.05.2000 tarihinde davalı ... yanında işçi olarak çalışmakta iken, davalının müvekkili adına elektrik aboneliği çıkarttığını, işyerindeki elektrik tüketim bedelinin davalı ....tarafından müvekkili adına tahakkuk ettirildiğini ve şimdiye kadar toplam 12.000 TL tüketim bedelini ödemediğini, müvekkilinin bahse konu yerde işçi olarak çalıştığını belirterek, müvekkili adına haksız yere tahakkuk ettirilen tüketim bedelinin işyeri sahibi davalı ..."den alınmasına ve aboneliğin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı asil duruşmadaki beyanında; davaya konu elektriğin kullanıldığı işyerinde işçi olarak çalıştığı sırada işyeri sahibi davalı ..."nün kendisini kandırmak suretiyle elektrik aboneliğini üzerine yaptırdığını, davalının daha sonra aboneliği üzerine alacağını söylemesine rağmen aboneliği üzerine almadığı gibi elektrik borcunu da ödemediğini belirtmiştir.
    Davalı ... vekili dilekçesinde; abone sözleşmesinin davacı adına yapıldığını, kurum olarak muhataplarının abone sahibi olduğunu, fiili kullanıcıyı kurumun bilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen yargılamaya katılmamıştır.
    Mahkemece; davacının, davalı ..."nün ruhsatlı işletmecisi olduğu işyerinde işçi olarak çalışmakta iken, davalının davacı adına elektrik abonesi düzenlediği, davaya konu elektriğin kullanıldığı işyeri gelirinin davalı tarafından alınmasına rağmen davacının elektrik aboneliğinden bir menfaatinin bulunmadığı, işyeri sahibi davalının davacıyı kanuna karşı dolanma yöntemiyle elektrik borcundan kurtulmak için paravan olarak kullandığı, dava konusu borçla davacının hiçbir ilgisinin olmadığı, elektrik borcunun davalıya ait işyerinde elektrik kullanımından kaynaklandığı, bu nedenle davacı adına tahakkuk ettirilen 12.000 TL tüketim bedelinin davalı ..."nün borcu olduğunun tespiti ile davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, davacı adına aboneliği bulunan 114277 nolu elektrik aboneliğinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Somut olayda, davacının elektrik abonesi olduğu konusunda ve davaya konu elektrik tüketim bedelinden kaynaklanan borcun davacının aboneliğinin bulunduğu döneme ait olduğu noktasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davaya konu işyerindeki kullanılan elektrik tüketim bedelinden davacı abonenin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Abonelik iptal edilmediği ve davacı abonenin abonelik kaydı devam ettiği sürece, abonelik sözleşmesi hükümleri uyarınca abone olan davacı ile elektriği fiilen kullanan kişi, ödenmeyen tüketim bedellerinden müştereken ve müteselsilen sorumludur. Mahkemece, bu ilke gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ve gerekçelerle davalı ... yönünden de yazılı şekilde davanın kabulüne dair hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.