Esas No: 2021/2636
Karar No: 2022/14786
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/2636 Esas 2022/14786 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Karşılıksız yararlanma suçundan mahkumiyet kararı verilen sanık hakkında yapılan temyiz incelemesinde, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı ve 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, hak yoksunluklarının uygulanması infaz aşamasında gözetileceği belirlendi. Ancak, sanık hakkında açılan kamu davasında, 6352 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında, TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerinde belirtilen usullere göre soruşturma tamamlanmadan önce kurumun gerçek zararının tazmin edilmesi gerektiği ve bu tazminin yerine getirilmemesi halinde kamu davası açılamayacağı belirtildi. Bu sebeple, sanığın kuruma olan borcunun ödenip ödenmediği araştırılacak ve ödemenin tam olarak yapılmış olması halinde sanık hakkında düşme kararı verilecektir. TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerinde belirtilen usuller dikkate alındığında, sanık tarafından kuruma ödeme yapılmış ve sanığın ödediği miktar, kurumun vergili cezasız zararını karşılayacak şekilde hesaplanırsa kovuşturma şartı gerçekleşmeyecek ve sanık hakkında düşme kararı verilecektir. Ancak, ödeme yapılmam
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanığın, su sayacı harici mutfaktaki musluktan su kullanarak tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde su tüketmek suretiyle karşılıksız yararlanma suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, 6352 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararı soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK'nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği nazara alınarak, katılan kurumun 18.05.2015 tarihli yazısına göre sanığın kuruma olan borcunun 1.095,72 TL olduğunun ancak henüz ödenmediğinin bildirildiği, sanığın da temyiz dilekçesi ile birlikte sunduğu tahsilat makbuzlarında kuruma olan borcunu yapılandırdığı ve taksitlerin bir kısmını ödediğini ileri sürdüğü de dikkate alınarak, sanık tarafından kuruma ödeme yapılıp yapılmadığı katılan kurumdan sorulup, sanık tarafından ödeme yapılmış ve sanığın kuruma ödediği miktar bilirkişi tarafından hesaplanacak vergili cezasız miktarı karşılıyor ise sanık hakkında kovuşturma koşulu gerçekleşmediğinden düşme kararı verileceği, karşılamıyor ise kalan miktar yönünden sanığa bildirim yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 14.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.