3. Hukuk Dairesi 2013/4337 E. , 2013/9287 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kişisel eşyanın iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vek.Av.... geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı vek.Av.... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 05.06.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalının 16.06.2011 tarihinde evlendiklerini, aralarındaki şiddetli geçimsizlik nedeniyle karşılıklı olarak boşanma davası açıldığını, taraflar arasında yaşanan tartışmalar neticesinde davalının davacıyı evden kovduğunu, davacının evden kovulması sırasında üzerinde bulunan küpe ve yüzükleri dışında hiçbir şey almadığını, ziynet eşyalarının davacı tarafa iade edilmediğini belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelleri olan şimdilik 30.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 05.11.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 173.215,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ziynet eşyalarının bir kısmının nişanda davacı tarafa takılıp ona teslim edildiğini, bu ziynet eşyalarından bir kısmının davacı üzerinde bulunduğunu, bir kısmının da davacının babasının evinde bulunduğunu ve ziynet eşyalarının davalıya hiçbir zaman teslim edilmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulü ile, davaya konu edilen 50 adet beşli altın, 1 adet parmak izi set, 1 adet suyolu pırlanta set, 1 adet elmas kolye, 1 adet elmas bilezik, 1 adet ... set, 1 adet çubuk bilezik, 1 adet turalı bileziğin davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine (kalın parmak izi sete ait bir çift küpe ve çift sıra su yoluna ait yüzük ve elmas sete ait yüzük hariç) aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının değeri olan 173.215,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından süresinde duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Bilindiği üzere, bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nun 297 nci maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin 2 nci fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” ifadesi yer almaktadır.
Açıklanan bu hüküm, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği olduğu gibi, “Kamu düzeni” amacı ile yürürlüğe konulmuş bulunduğundan, emredici hükümlerdendir. Diğer taraftan, bu hükümle getirilen anılan biçim koşulları hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamak amacını taşımaktadır. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğmasına ve hükmün hedefine ulaşmasını engeller.
Somut olayda, mahkemece hüküm fıkrasında, ziynet eşyalarının, aynen olmadığı takdirde bedellerini tahsiline karar verilmiş, ancak bu ziynet eşyaların cins, nitelik, miktar ve değerleri açık olarak belirtilmemiştir.
Karar bu hali ile infazı kabil nitelikte bulunmayıp, hüküm fıkrasında tahsiline karar verilen ziynet eşyaların niteliklerinin ve miktarlarının açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerekir.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, infazı kabil olacak nitelikte bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.