Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1018
Karar No: 2020/7410
Karar Tarihi: 17.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/1018 Esas 2020/7410 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı vekili, 102 ada 25 parsel ve 108 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davacı-alacaklının İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak ortaklığın giderilmesi davası açmasının hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcuttur. Bu nedenle, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan davacının yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin borçlu-davalıdan alınması gerektiği, hükmün bu nedenle bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri ise 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi olarak belirtilmiştir.
14. Hukuk Dairesi         2017/1018 E.  ,  2020/7410 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.10.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 16/09/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; dava konusu 102 ada 25 parsel ve 108 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle borçlu ..."ın haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı istenebileceğinden davacı-alacaklının İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz..." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, 5403 sayılı Yasanın 8. maddesinde 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikten önce tarımsal arazilerde pay satışı mümkün olmadığından dava açma tarihi itibariyle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Bu nedenle her ne kadar mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de davanın açılmasına borçlu- davalı ... sebebiyet vermiş olduğundan, davanın açıldığı 24/10/2013 tarihindeki haklılık durumuna göre davacının yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
    Bu duruma göre, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin borçlu- davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken, davacı üzerinde bırakılması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi