.......

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı dava dilekçesinde özetle; ...... parselin ifrazıyla oluşan 250 ada 3 parselin 800 m2"sinin zilyedi olup bu parselin yanındaki 347 parsel sayılı taşınmazı da satın aldığını, dava konusu ettiği 250 ada 3 parsel sayılı taşınmazın içerisinde 20-30 yıllık ağaçların bulunduğunu, 2012 yılında yapılan kadastro güncellemesi sırasında orman vasfında olmadığı halde 2/B arazisi olarak 2300 m2 yüzölçümüyle tespit gördüğünü ve kullanıcı olarak da yanlışlıkla "..." isminin yazıldığını, oysa 2300 m2"nin içindeki 800 m2"lik yerin kendisine ait olduğunu beyan ederek; yapılan yanlışlığın düzeltilmesini ve taşınmazın 800 m2"sinin kendi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, dava konusu 250 ada 3 parselde bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 323,12 m2"lik yerde davacının zilyetliğinin bulunduğunun tespitine, fen bilirkişisinin raporunun kararın eki sayılmasına, tescil ve diğer taleplerin ve Orman Yönetimi hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili temyiz edilmiştir.
Dava; tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede; 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 01.07.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır. Yöredeki ilk arazi kadastrosu ise 1962 yılında yapılmıştır.

İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine 26/06/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.