17. Hukuk Dairesi 2013/16604 E. , 2015/2798 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacılar vekili, davalıların işleteni/sürücüsü ve trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın davacı ..."ün eşi, diğer davacıların annesi yaya ..."a çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı eş ... için 29.170,93 TL, ... için 4.727,44 TL, ... için 4.171,27 TL, .... için 3.893,19 TL ve ... için 3.058,94 TL destekten yoksun kalma tazminatının her iki davalıdan, her davacı için 2.000,00"er TL manevi tazminatın davalı ..."den faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre, davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-) Mahkemece, dava konusu olaya ilişkin olarak davalı ..."in sanık olarak yargılandığı ...Çocuk Mahkemesi"nin 2009/897 E. ve 2011/403 K. sayılı dosyasından alınan 04.6.2010 tarihli ..."nun kusur raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; ilgili dava dosyasında verilen mahkumiyet hükmü yönünden CMK.nun 231/5.maddesi gereğince, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, anılan ceza mahkemesi kararı itiraz yolu açık olup, temyizi kabil bir karar olmadığından, eldeki dava yönünden maddi olguyu tespit eden bir karar niteliğinde değerlendirilemeyeceği, kesin hüküm teşkil etmeyeceği ve BK.nun 53.maddesi (6098 S.TBK"nun 74.maddesi) gereğince hukuk hakimini bağlamayacağı açıktır.
O halde, mahkemece dosyanın kusur uzmanı bilirkişiye tevdii ile oluş şekline göre davalı sürücü ile müteveffanın olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-) Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-) Davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazları yönünden ve kabule göre;
Davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir, ancak; a-) dava konusu olayda eşi öldükten sonra 21.7.2009 tarihinde yeniden evlenen davacı eşin destek gereksinimi ve bakım ihtiyacı evlendiği gün sona ereceğinden, destekten yoksun kalma tazminatının davacının yeniden evlendiği güne kadar hesaplanması gerektiğinin, b-) Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre desteğin ve destek ihtiyacı olanların muhtemel yaşam süreleri belirlenirken PMF yaşam tablosu esas alınması gereğinin, c-) Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğundan, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı, zira; asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemeyeceği, dolayısıyla, hesap bilirkişi raporunda davacının pasif dönem zararının asgari geçim indirimi olmaksızın, asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinin, d-) 2918 sayılı KTK"nun 99 ve ZMSS Genel Şartlarının B.2.maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleştiğinden, dosya kapsamına göre de davacı tarafça dava açılmadan önce davalı ... şirketine usulüne uygun bir müracaat yapılmadığı anlaşıldığından, hükmedilen tazminata davalı sigortacı yönünden dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gereğinin göz ardı edilmesi de isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.