13. Hukuk Dairesi 2013/691 E. , 2013/10088 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacı ile aralarında vekalet sözleşmesi tanzim edildiğini, davalı-karşı davacının vekili olarak İzmir 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/279 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırdığını, Cumhuriyet Savcılığına 2010/95 soruşturma sayılı suç duyurusunda bulunduğunu, bu soruşturma sonucu İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığını, idare mahkemesinde dava açtığını, bir çok yerde savunma verdiği sırada vekil sıfatıyla hazır bulunduğunu, İçişleri Bakanlığının görevden alınma kararına karşı dava dilekçesi hazırladığını ancak davalının avukatlık mesleği ile bağdaşmayan isteklerde bulunması ve bakiye ücretini ödememesi nedeniyle vekillikten istifa ettiğini, aralarında imzalanan sözleşmeye konu edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, sözleşme gereği ödemesi gereken 16.000,00-TL nin 9.000,00-TL sinin ödendiğini, bakiye alacağı için icra takibi yapıldığını, davalı-karşı davacının 12.000,00-TL ödeme yaptığını iddia ederek takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek alacağın tahsiline yönelik takibe davalı- karşı davacının haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı ise davacı-karşı davalının vekillikten haksız istifa ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Karşı davasında ise davacı- karşı davalıya yersiz olarak 12.000,00 TL vekalet ücreti ödediğini, davacı-karşı davalının bu ücreti haketmediğini belirterek ,fazlaya dair haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL"nin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Asıl dava yönünden; Davacı..."ın davasının kısmen kabulü ile; İzmir 19.İcra Müdürlüğünün 2011/3501 sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, 4.465,65-TL asıl alacak, 16,67-TL işlemiş faiz ve 71,43-TL ihtar masrafı alacağı üzerinden takibin devamına, inkar tazminatı isteminin reddine, Karşı dava yönünden; Davacı ..." ın davasının reddine, davanın kısmen kabulü ile davacı-karşı davalı alacaklı ... tarafından davalı borçlu ...aleyhine ... 7 İcra Müd. 2010/4080 sırasından yürütülen takibin 40.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacı-karşı davalının fazlaya ilişkin isteminin reddine, alacağın miktarı yargılamaya muhtaç olduğundan davacı-karşı davalının inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı- karşı davacının tüm, davacı-karşı davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra - inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, mahkemece kabul edilen asıl alacak yönünden borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra -inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacı-karşı davalının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davalı- karşı davacının tüm, davacı-karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm bölümünün 1. paragrafında yer alan “inkar tazminatı isteminin reddine, ” ibarelerinin hükümden çıkarılmasına ve yerine “Asıl alacak olan 4.465,65 TL" nin %40" ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 308,19 TL. kalan harcın temyiz davalı-karşı davacıdan alınmasına, peşin alınan21,15 TL harcın davacı-karşı davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.