Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7845
Karar No: 2013/9218
Karar Tarihi: 04.06.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/7845 Esas 2013/9218 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, bir vasiyetnamenin iptali davasıdır. Davacılar, vasiyetnamenin murisin akli melekelerinin ve tasarruf ehliyetinin yerinde olmadığından dolayı iptalini talep etmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak temyize götürülen karar bozulmuştur çünkü yapılması gereken delil toplama işlemleri eksik bırakılmıştır. Vasiyetname düzenleyen kişinin 72 yaşında olması, tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda sağlık raporu alınmaması eksikliğine dikkat çekilmiştir. Ayrıca, vasiyetnameyi düzenleyen kişinin kanser hastalığı nedeniyle konuşmasının mümkün olmaması da vasiyetnamenin geçerliliği konusunda ciddi soru işaretleri doğurmuştur. Bu nedenle, hüküm bozulmuştur.
Medeni Kanunun 9. maddesi, fiil ehliyetine ilişkin hükümler içermektedir. Bu maddeye göre, kişinin fiil ehliyeti ayırt etme gücü olarak tanımlanmıştır. Medeni Kanunun 10. maddesi, fiil ehliyetinin başlıca koşulunu da açıklamaktadır. Buna göre, fiil ehliyetine sahip olmak için ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin olması gerekmektedir. Medeni Kanunun 15. maddesi, ayırtım gücüne sahip olmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmama nedeniyle kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağını belirtmektedir. Ayrıca, Medeni Kanunun 409/2 maddesi, akıl hastalığı ve akıl zayıflığının belirlenmesinde bilirkişi raporunun kullanılacağını öngörmektedir.
3. Hukuk Dairesi         2013/7845 E.  ,  2013/9218 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    Davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların murisi tarafından 13.04.2010 tarihinde noterde düzenlenen vasiyetnamenin, murisin akli melekelerinin ve tasarruf ehliyetinin yerinde olmadığından iptalini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece; davanı kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme ve değerlendirme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanununun "fiil ehliyetine sahip olan kimse kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir" biçimindeki 9.madde hükmüyle hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlanmış; 10.maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek "ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır" hükmünü getirmiştir. "Ayırtım gücü eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek, 13.maddesinde "yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir" denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca; ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde yer almışlardır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanununun 15.maddesinde de ifade edildiği üzere ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmama nedeniyle kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere yapacağı işlemlere sonuç bağlanamaz.
    Yukarıda sözü edilen ilkelerin yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımdan doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu, somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşade kağıtları film grafilerinin eksiksiz getirilmesi zorunludur. Bunun yanında her ne kadar HMK.nun 282.maddesinde (HUMK. 286.maddelerinde) belirtildiği gibi bilirkişilerin "rey ve mütealası" hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, akıl zayıflığı gibi psikolojik nedenlerin belirlenmesi çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
    Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması, kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan özellikle ... Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanununun 409/2 maddesi akıl hastalığı ve akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
    Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir.
    Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden batıl olmaz.
    Vasiyetname tarihinde murisin 72 yaşında olduğu anlaşılmaktadır. Murisin vasiyetname düzenlendiği tarihte akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığı ileri sürüldüğüne göre, vasiyetname tarihinde murisin tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda ... Kurumundan rapor alınıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    Diğer yandan, dosyada mevcut vasiyetnamenin incelenmesinden, murisin rahatsızlığı nedeni ile imza atamadığı, bu nedenle de parmak izinin alındığı belirtilmiştir. Mahkemece, bu hususun da araştırılıp, vasiyetin geçerliliğine etkisinin bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekmektedir.

    Somut olayda; vasiyetnameyi düzenleyen muris ..."ın gırtlak kanseri olduğu, 10 yıldır konuşmadığı dosya içeriğinde sabittir.
    Muris ..."ın vasiyetnameyi düzenlediği tarihte tasarruf ehliyetine sahip olup olmadığı hususunda ... Kurumundan rapor alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi