17. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/16387 Karar No: 2015/2789 Karar Tarihi: 16.02.2015
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/16387 Esas 2015/2789 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2013/16387 E. , 2015/2789 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ...’in sürücüsü, davalı ...’ın işleteni olduğu ... plakalı araç ile davalı ...’nin maliki ve sürücüsü bulunduğu ... plakalı aracın 07/06/2011 tarihinde sebebiyet verdiği trafik kazasında yaya müvekkilinin sakatlandığını ileri sürerek, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., kendisine ait aracın kazaya karışmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, kazada davalı sürücüler ... ve ...’nin kusurlu oldukları, davacının kusuru bulunmadığı, davacının kaza nedeniyle vücutta çalışma gücünü %19 oranında kaybettiği, iki ay süre ile iş göremez kaldığı gerekçesiyle 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve manevi tazminat talepli davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK."nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacının kazada kusurunun bulunmaması, maluliyet durumu ve diğer hususlar gözetildiğinde davacı için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.