10. Hukuk Dairesi 2014/14752 E. , 2015/4904 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin ve yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile yersiz tahsil edildiği öne sürülen sigorta primlerinin geri alınması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ....... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
2008 yılının Haziran ayında davalı Kuruma yönelttiği borçlanma başvurusu üzerine .........’da geçirdiği süre 3201 sayılı Kanun hükümlerine göre sosyal güvenliği bakımından değerlendirilerek tahakkuk ettirilen bedeli ödeyen davacı sigortalıya, tahsis istemine dayanılarak 01.08.2009 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince yaşlılık aylığı bağlandığı, sonrasında, davacının 2006 yılından itibaren yurt içinde kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmasının bulunduğunu saptayan Kurum tarafından 2011 yılının Ekim ayında, başlangıç günü itibarıyla aylığın iptal edilerek 01.08.2009 – Mayıs/2010 tarihleri arasında yersiz ödenen tutarlara ilişkin borç tahakkuk ettirildiği, ayrıca, anılan çalışması nedeniyle Şubat/2009 – 19.06.2010 dönemi yönünden 5510 sayılı Kanunun 4/1(b) maddesi kapsamına alınarak sigorta primlerinin kendisinden tahsil edildiği belirgindir.
Davanın yasal dayanağı olan 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun 6. maddesinin (B) bendinde yer alan, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları tarihi izleyen ay başından itibaren aylıklarının kesileceği yönündeki hüküm, 08.05.2008 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanunun 79. maddesiyle değiştirilerek, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıklarının, yeniden çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesileceği, 5510 sayılı Kanunun sosyal güvenlik destek primi
hakkındaki hükümlerinin, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmayacağı kabul edilmiştir. Sonrasında ise anılan düzenleme, 19.06.2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5997 sayılı Kanunun 15. maddesiyle bu kez kısmen değiştirilerek, 3201 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanarak kendisine aylık bağlananlardan Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 5510 sayılı Kanunun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanacağı benimsenmiştir.
Diğer taraftan, 08.05.2008 günü yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanunun 79. maddesiyle 3201 sayılı Kanuna eklenen Geçici 7/1. maddesinde ise, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet borçlanması isteminde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, borç tahakkuku ile ilgili işlemleri devam edenlerin, tahakkuk ettirilen borçlarını ödeyenlerin ve borçlandıkları yurt dışı hizmetleri dikkate alınarak aylık bağlanmış olanların kazanılmış haklarının saklı olduğu belirtilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, 3201 sayılı Kanunun taraflar arasındaki uyuşmazlığın söz konusu olduğu 01.08.2009–Mayıs/2010 döneminde yürürlükte bulunan 6/B maddesindeki düzenleme gereğince, 3201 sayılı Kanundan faydalanmak suretiyle kendisine yaşlılık aylığı bağlanan davacı hakkında 5510 sayılı Kanunun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağının, yurt dışı hizmet borçlanmasına ilişkin başvuru tarihi dikkate alındığında da, anılan Geçici 7. madde hükmünden yararlanamayacağının ve kazanılmış hakkından söz edilemeyeceğinin belirgin olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.