2. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/5369 Karar No: 2009/9272
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2009/5369 Esas 2009/9272 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2009/5369 E. , 2009/9272 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Çaycuma 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :26.6.2007 NUMARASI :Esas no:2007/37 Karar no:2007/461
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı tanığı E."nın beyanında geçen hadiseden sonra, davacının davalıyı Çaycuma"dan alıp getirdiği ve evlilik birliğinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Artık tanık E."nın beyanında geçen hadiseden dolayı davalı kusurlu kabul edilemez. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacının eşine şiddet kullandığı ve müşterek çocukla ilgili soybağının reddi davası açmak suretiyle davalı hakkında haksız isnatlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzerE oybirliğiyle karar verildi. 11.05.2009 (pzt.)