MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar için husumetten yokluğunda reddine karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar vekili; vekil edeni davacıların babası ... 19/04/1984 tarihinde vefat etmiş olup geriye mirasçı olarak çocukları Şaban, ..., İffet ve Nevin ..."ın kaldığını, ... vefat ettiğinden mirasçı olarak eşi ... ve çocuklarının kaldığını, 430 ada 8 parsel sayılı taşınmazda tarafların ortak mülkiyete sahip olduklarını, ancak davalı ..."ın ortak mülkiyette 18/B nolu bağımsız bölümde ikamet etmekle birlikte 2 adet bağımsız bölümün kira gelirini de elde ettiğini, vekil edenleri tarafından intifadan men ihtarının çekilmiş olmasına rağmen işgale son verilmediğini belirterek, 2007 yılından itibaren ecrimisile hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, kendileri yönünden davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ecrimisil istemine ilşkindir.
Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesinde de bir şeye malik olan kimsenin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisi belirtilmiş, malikin malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava konusu edebileceği hüküm altına alınmıştır. Davacı kayıt maliki olup, Türk Medeni Kanunu"nun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Taraflar arasında bir kira ilişkisi de bulunmamaktadır. Esasen, kök muris ... ... 1984 yılında, davalıların murisi Şaban ... 08.06.2012 tarihinde vefat etmiştir. Aradan geçen 28 yılda dava konusu dairelerin kullanımı ile ilgili davacılar ve davalıların murisi Şaban arasında kullanım konusunda bir niza olmamasına göre, davalıların murisinin ve murisin ölümünden davalıların dava konusu dairelerde muvafakata dayalı olarak tasarruf ettiği dosya kapsamı ile sabittir. Ne var ki, davacı ... tarafından 25.09.2012, davacılar İffet ve Nevim tarafından da 02.11.2012 tarihinde noterden çekilmiş olan intifadan men ihtarları ile muvafakatın geri alındığının kabulü gereklidir.
Açıklanan bu sebepler ve tüm dosya kapsamının incelenmesinde; davalıların murisi ve davalı ..."ın daireleri kullanımın muvafakate dayalı olduğu, bu muvafakatin intifadan men ihtarlarının tebliği ile geri alınmış olduğu, tüm daireler için ihtarname tebliğ tarihlerinden itibaren ecrimisile hükmedilmesi gerektiği gözeltilmeden, Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.