10. Hukuk Dairesi 2015/4056 E. , 2015/4871 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, 10.12.1989 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından 12.12.2013 tarihinde temyiz edildiği, kararın tefhiminden itibaren 8 günlük temyiz süresi içerisinde temyiz edilmediği gerekçesi ile davalı Kurum vekilinin temyiz talebinin reddine dair ek karar verildiği, anılan ek kararın 10.01.2014 tarihinde Kuruma tebliğ edildiği söz konusu ek karara yönelik olarak süresi içinde temyiz yoluna başvurulduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Taraflara tebliğ edilmeyen kararın, davalılardan Kurum vekili tarafından süresinde temyiz edildiği anlaşılmakla, kararın tefhiminden itibaren 8 günlük temyiz süresi içerisinde temyiz edilmediği gerekçesi ile davalı Kurum vekilinin temyiz talebinin reddine dair EK KARARIN BOZULMASINA,
2-) Davalı Kurum vekilinin temyiz başvurusu yönünden;
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıpları ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Davada somutlaşan olayda; ... sigorta sicil numaralı davacı adına, 10.12.1989 tarihli işe giriş bildirgesinin davalılardan ... unvanlı işyerinden 01.06.1990 tarih ve 42507 varide numarası ile Kurum kayıtlarına intikal ettiği, bildirge üzerinde “İPTAL” ve “İdari Para Cezası Uygulanmıştır” kaydının yer aldığı, yine davacı şahsi dosyasında bulunan ve okunaklı olmayan 1989/3. dönem bordrosunda; “...19.06.1991/215 sayılı müfettişlik raporuna istinaden
...intikal eden 1989/3. dönem bord. işleme alınmayıp......resen tanzim edildiği” yazısının bulunduğu ve bu bordroda davacı adına yer verilmediği, bordro tanıklarından birinin davacı çalışmasını doğruladığı, diğer bordro tanıklarının ise, davacıyı tanımadıklarını belirttikleri, muhasebeci tanığın beyanları dikkate alındığında yargılama sırasında ortaya çıkan belirsizliğin ve çelişkinin giderilmediği, verilen kabul kararının da eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktdır.
Bu halde, Mahkemece yapılacak iş; davalı Kurumdan, 19.06.1991/215 sayılı müfettişlik raporu ile iptal edilen ve resen düzenlenen 1989/3. dönem bordrolarının okunaklı örnekleri, ayrıca konu ile ilgili var ise sair tüm bilgi ve belgeler istenilmeli, işe giriş bildirgesi üzerinde yer alan kayıtların nedeni araştırılmalı, dinlenilmeyen bordro tanıklarının resen bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, dosyadaki tanık beyanları ile dinlenilen ve dinlenilecek tanık beyanları karşılaştırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluşursa giderilmeli, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.