Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1745
Karar No: 2020/7400
Karar Tarihi: 17.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/1745 Esas 2020/7400 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2019/1745 E.  ,  2020/7400 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25/09/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ikinci kademede talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28/12/2017 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17/11/2020 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili gelmedi. Karşı taraf davalı ... vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili 25.09.2013 tarihli dilekçesiyle davacı tarafından 164 ada 9 nolu parselin 01.09.2008 tarihinde davalı ..."a, kardeşi ... ile davacı arasındaki borç ilişkisine istinaden borcun teminatı olarak devredildiğini, daha sonra bu taşınmazın kötü niyetli olarak davalılar ..."a 28.6.2011 tarihinde, ..."a 14.12.2012 tarihinde ve ..."e 27.3.2013 tarihinde muvazaalı olarak devredildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ve davacı adına tescilini, mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6500 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 19.10.2007 tarihinden itibaren tahsilini istemiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2019/6969 Esas- 2019/8558 Karar sayılı ilamı " Gerekçeli karar ile hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
    İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
    İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir.
    İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.
    İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    İnanç sözleşmesi, 5.2.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
    Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “Delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202.maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “Tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
    Yazılı delil veya “Delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde hakimin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.12.2015 tarihli, 2014/14-516 E. 2015/2838 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    Somut olayda; dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarının incelenmesinde ..."ün 01/09/2008 tarihinde taşınmazı ..."a, ..."ın 28/06/2011 tarihinde davalılardan ..."a, ..."ın 14/12/2012 tarihinde davalılardan ..."a, ..."ın da 27/03/2013 tarihinde davalılardan ..."e satış suretiyle devrettikleri görülmektedir.
    Davalılardan ..."in taraflar arasındaki inanç ilişkisini bildiği başka bir ifade ile inanç ilişkisinden kaynaklanan tescil istemini engellemek için davrandığına yani kötüniyetli olduğuna dair bir delil olmadığından bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır
    Davacının tapu iptal ve tescil talebinin yanında tazminat talebi bulunmaktadır. Davacı ile davalılardan ..."ın kardeşi ... arasında 15.01.2009 tarihli "Anlaşmadır" başlıklı yazılı belge bulunmaktadır. Bu belge içeriğine göre davacı ... taşınmazını teminat olması amacıyla devir etmiştir. Davacının şikayeti üzerine Yusuf ve ... aleyhine yapılan soruşturma ve kovuşturma sırasında davalı Yusuf"un kollukta alınan 07.06.2011 tarihli ifadesinde "... ve bana her ikisi bir protokol hazırladıklarını söylediler. Her ikisi de bana güvendikleri için ..."e ait bazı gayrimenkulleri benim adıma tescil ettirdiler....110.000 dolarında ..."a iadesi halinde adıma tescilli bulunan gayrimenkulun ..."e verilmesini kararlaştırdık..." şeklinde beyanda bulunmuştur.
    Böylece davalı ... mahkeme içi ikrarda bulunarak inanç ilişkisini kabul etmiştir. Mahkemece ..."ın ikrarı dikkate alınarak bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş davacının tazminat talebi hakkında bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi