18. Ceza Dairesi 2018/7934 E. , 2019/2780 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/4 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kemalpaşa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2017 tarihli ve 2017/35 esas, 2017/271 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29/11/2018 gün ve 95984 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, her ne kadar suça sürüklenen çocuk hakkında, suça konu kümese girmesi sebebiyle konut dokunulmazlığını ihlal suçundan mahkûmiyet kararı verilmiş ise de; dosya arasında bulunan 25/09/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre söz konusu kümesin, iki sokak arasında boş arsa üzerinde olması nedeniyle herkesin girip çıkabileceği bir yer olduğunun tespit edilmiş olması karşısında mezkur kümesin konut veya eklentisi sayılamayacağı anlaşılmakla, konut dokunulmazlığını ihlal suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı göz önüne alınarak suça sürüklenen çocuğun beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK"nın 280.maddesinde; "(1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;
a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
b) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Cumhuriyet Savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine uygun olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını uygun görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
c) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
d) İlk derece mahkemesinin kararında 289. maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
e) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,
Karar verir.
(2) (Ek: 18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.
(3) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması hâlinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşçasına verilen kararlardan yararlanırlar. " hükümlerine yer verilmiştir.
Maddenin uygulanabilmesi için
-Birden fazla sanığın aynı suçu işlemiş olması,
-Aynı mahkemede yargılanıp aynı ilamla mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
-Hükmün temyiz edilebilir nitelikte olması,
-Kanuna muhalefet edilmesi nedenine dayalı bozma kararının, sanıkların lehine olması, gerekir.
Bozma kararının, hükmü temyiz etmeyen sanığa sirayet ettirilmesi için bu hususun açıkça bozma kararında belirtilmesine ya da sanığın talep etmesine gerek yoktur. Mahkemenin kendiliğinden anılan düzenlemenin gereğini yerine getirmesi mümkündür.
İnceleme konusu somut olayda; konut dokunulmazlığının ihlali suçundan sanık ... ve suça sürüklenen çocuk Naci Kılıç hakkında kamu davası açıldığı, sanık ve suça sürüklenen çocuğun aynı mahkemede yargılanıp birlikte TCK"nın 116/4. maddesi uyarınca mahkum oldukları, hükmün temyizi kabil olduğu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8.Ceza Dairesi"nin 15/06/2017 tarih 2017/996 Esas ve 2017/953 sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk Naci Kılıç hakkında kurulan hükmün, “ Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun oluşması açısından Suça Sürüklenen Çocuğun güvercin, horoz ve hint tavuğunu aldığı kümesin niteliğinin tespit edilmesi, bina ve eklentisi niteliğinde olup olmadığının hiçbir kuşkuya sebebiyet vermeksizin tespit edilmesi, gerekirse keşif yapılması sonucuna göre Suça Sürüklenen Çocuğun konut dokunulmazlığını ihlal suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde mahkemece bu hususta yeterli araştırma yapılmadığı, gerekçede de bu hususta yeterli açıklama olmadığı,” gerekçesiyle istinaf talebinde bulunan suça sürüklenen çocuk Naci Kılıç yönünden bozulduğu, bozma sonrası Yerel Mahkemece bilirkişi raporu alındığı, alınan rapor doğrultusunda suça sürüklenen çocuk Naci Kılıç hakkında beraat kararı verildiği, diğer sanık ... hakkında ise istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle cezasının kesinleştirildiği anlaşılmaktadır.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8.Ceza Dairesi"nin 15/06/2017 tarih 2017/996 esas ve 2017/953 sayılı kararı ile suçun unsurlarının oluşup oluşmadığına dair eksik araştırma nedeniyle yapılan bozmanın, aynı suçu, suça sürüklenen çocuk Naci Kılıç ile birlikte işleyen sanık ..."nın hukuki durumunu da etkilemesi nedeniyle, istinaf talebinde bulunma hakkından yararlanmayan sanığın yasal şartları oluştuğundan 5271 sayılı CMK"nın 280/3. maddesi gereğince, bozma kararının sirayet ettirilmesi suretiyle mahallinde yargılamaya devam edilebilecektir. Bozma ilamına uyulması veya farklı gerekçeyle karara direnilmesi yönünde yeni bir hüküm kurulması da mümkündür.
İncelenen dosyada, yasaya aykırılığı, hükmün kesinleşmesini ve infazını engelleyen usule ilişkin yasal düzenleme mevcut iken, bu yolun kullanımına başvurulmaksızın, olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce farklı gerekçeyle yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 12/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.