8. Hukuk Dairesi 2012/7144 E. , 2012/11257 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı, katılma alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı, katılma alacağı davasının kısmen kabulüne kısmen reddine dair Karşıyaka 3. Aile Mahkemesinden verilen 15.03.2012 gün ve 764/214 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.11.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı Ömer Kılıç vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü :
Davacı ... vekili, dilekçesinde davacının evlilik öncesi satılan taşınmaz ve araçtan gelen gelir, ailesinin desteği, davacının da gelişiminde katkısı bulunan şirketin kazancı ile edinilmesinde katkısı olduğunu açıkladığı davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul varlıklarından, 01.01.2002 tarihinden önce edinilen mallar bakımından fazla hakları saklı kalmak üzere 15.000 TL. katkı payının davalıdan faizi ile tahsiline, 01.01.2002 sonrası edinilen mal varlıklarının tasfiyesine karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında harcını da yatırdığı 18.05.2007 tarihli dilekçesi ile isteğini katkı payı yönünden 61.050 TL., katılma alacağı yönünden ise 38.032,77 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının katkısı olmadığını, şirketin davalı ve ortağı tarafından evlilik öncesi kurulduğunu, 2003 yılındaki sermaye artırımında da davacının katkısı olmadığını, davacının evlilik sonrası bütün yatırımlarını ilk evliliğinden olma çocukları üzerine yaptığını, birikimlerini de yine çocukları adına açtığı banka hesaplarında değerlendirdiğini, nitekim davacının Esin Emlak Danışmanlık adıyla emlak şirketi kurduğu, adına kartvizit bastırdığı, şirketi ise, çocuğu üzerine gösterdiğinin boşanma davasında belirlendiğini, ayrıca davacının kızı ile 4-5 yıl önce kurduğu düğün organizasyon işini de batırdığını ve yüklü para kaybettiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemenin davanın kabulü ile 01.01.2002 öncesi edinilen mallar için 61.050 TL. katkı payının, 01.01.2002 sonrası edinilen mallar için 38.032,77 TL tasfiye payının dava
tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkin hükmü davalı vekilinin temyizi sonunda Yüksek Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 22.4.2008 tarih 2007/12851 Esas 2008/5837 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile, 01.01.2002 tarihinden önce edinilen mallarla ilgili olarak 50.234,15 TL katkı payının, 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen mallarla ilgili olarak 1.487,61 katılma alacağının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 29.03.1997 tarihinde evlenmiş, 03.02.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 29.06.2006 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur (TMK.nun 225/2 m.) MK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında sözleşmeyle başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, (MK.nun 170.m.) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler (4722 s.yür.K.m.10).
Az yukarıda tarih ve sayısı yazılı bozma ilamında kısaca, 01.01.2002 tarihinden önce davacının, kocasının ortağı olduğu şirket adına alınan otomobile ve kocanın nakti sermaye koyarak ortak olduğu şirket hissesine ve koca adına aynı dönemde alınan taşınmaza, önceki evliliğinden kendisine bırakılan taşınmaz ile otomobili satarak ve Karşıyaka’daki kendisine ait dükkanı elden çıkartarak bunlardan gelen parayla katkıda bulunduğunu ileri sürdüğü, kadın adına evlilik öncesi bu mallara ait kayıtların getirtilmesi, bunların elden çıkartılma tarihlerinin tespiti, bu suretle 01.01.2002’den önce edinilen taşınmaz, şirket hissesi ve kocanın ortağı olduğu şirket adına araca katkıda bulunup bulunmadığının tespiti, varsa bunun oranının belirlenmesi, belirlenen bu oranın sözü edilen malların ve şirket hissesinin dava günündeki değerleriyle çarpımı sonucu kadının katkı alacağının ortaya çıkartılması, 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde kocanın edinilmiş mallarıyla kişisel mallarının ayrı ayrı tespiti, bu yapılırken Türk Medeni Kanununun 220/3. maddesindeki karineden yararlanılması, kocanın edinilmiş mallara katılma rejiminin başlangıcında var olan şirket hissesinin onun kişisel malı olduğunun (TMK. 220/2. m.) bu rejimin başladığı andan rejimin sona erdiği tarihe kadar şirket hissesine karşılık almış olduğu ya da hak kazandığı temettülerin edinilmiş mal kabul edilmesi, varsa Türk Medeni Kanununun 229. maddesinde sayılan eklenecek değerlerin ilave edilmesi, aynı Yasanın 230. maddesinin gözetilmesi ve bu suretle artık değerin tespiti (TMK.m. 231.) ve artık değer üzerindeki katılma alacağının edinilmiş malların tasfiye anındaki sürüm değerlerinin esas alınarak (TMK. 232. m.) hesaplanması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuç uyarınca kazanılmış haklarda gözetilerek hüküm kurulması gerektiği açıklanmıştır. Bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğar, mahkemece uyulan bozma doğrultusunda işlem yapılarak hüküm kurulması gerekir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, bozma ilamına uyularak yapılan araştırma ve inceleme sonunda mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, bozma öncesi bilirkişi raporlarında katkı payı oranı davacının tüm mallarının satılması ile katkı kabul edilerek % 55 bulunmuş ise de, bozma ilamında da açıklandığı şekilde bilirkişi raporu eksik incelemeye
dayalı ve yetersiz kabul edildiğine, bozma sonrası alınan hükme esas bilirkişi raporunda ise, davacı tarafın evlilik öncesi tüm mallarının satılması ile katkı kabul edilmediğinden, katkı kabul edilen kooperatif hissesinin satışından gelen para, davalının ortağı olduğu şirketin geliştirilmesi ve faaliyetinde bizzat davacının çalışmış oluşu, yine davalı tarafından dava konusu taşınmazın alım tarihinde kendi adına banka hesabından çektiği para miktarı, şirket hissesinin edinme ve davacıya ait kooperatif hissesinin elden çıkarılma tarihleri, davacı kadının dosya kapsamına göre bir kısım gelirlerini önceki evliliğinden olma çocuklarının iş kurmalarında kullanmış olduğunun belirlenmesi, özellikle TKM.nin 152.maddesinde yazılı kocanın infak ve iaşe yükümlüğü toplanan tüm delillerle birlikte düşünüldüğünde bilirkişinin belirlediği davacı kadının % 30 katkı oranının usul ve yasaya uygun olduğuna, mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle şirketin öz varlığının dikkate alınmasında da bir usulsüzlük görülmediğine, bu tür davalarda "fedakarlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet" kuralının da gözetilmesi gerektiğine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin katkı payına yürütülen faize yönelik temyizi dışındaki yerinde olmayan diğer tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün esası bakımından ONANMASINA,
Davalı vekilinin faize yönelen temyiz itirazına gelince; yasal faize, katkı payı alacağı bakımından “dava”, ıslah yapılmışsa ıslah edilen miktar bakımından “ıslah” tarihinden geçerli olarak hükmedilebilir. Bu sebeple mahkemece 15.000 TL miktar bakımından 27.10.2005 dava, ıslahla artırılan 35.234,15 TL için 18.05.2007 ıslah tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak 50.234,15 TL katkı payı alacağının tamamı için dava tarihinden geçerli olacak şekilde faize karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün katkı payı alacağına yürütülen faiz yönünden 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine,
HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, aşağıda dökümü yazılı 703,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.369,28 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına ve 768,10 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.304,18 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 27.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.