Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/7401
Karar No: 2019/2779
Karar Tarihi: 12.02.2019

Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/7401 Esas 2019/2779 Karar Sayılı İlamı

 

 

18. Ceza Dairesi         2018/7401 E.  ,  2019/2779 K.

  •  


"İçtihat Metni"

KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/4 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 27 gün (iki kez) hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 58. maddesi uyarınca hapis cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Ankara Batı 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/02/2017 tarihli ve 2016/345 esas, 2017/131 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02/11/2018 gün ve 87622 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “1-Sanığın adlî sicil kaydının incelenmesinde, tekerrüre esas herhangi bir hükümlülüğünün bulunmadığı gözetilmeden, hükmolunan hapis cezalarının 5237 sayılı Kanun"un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde,
2- Sanığın tekerrüre esas alınabilecek herhangi bir adlî sicil kaydının bulunmaması karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarının değerlendirilmesinde engel bir neden olarak kabul edilemeyeceği, yasal engel oluşturmayan bu mahkûmiyetin yargılama merciince, sübjektif koşulun ele alınmasında sanığın suç işleme eğilimi açısından değerlendirmeye esas alınmasına da bir engel bulunmamakla birlikte, sanığın duruşmada alınan beyanında hakkında mahkumiyet hükmü kurulması halinde verilecek olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kabul ettiğinin anlaşılması karşısında, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilip giderilmediği hususu Mahkemesince tartışılıp, sonucuna göre 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilemeyeceği değerlendirilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
3- Dosya kapsamına göre, somut olayda sanığın katılan ..."ye hitaben hakaret içerikli sözler söylediği, akabinde sanığın eşi olan katılan ..."ye hitaben de sinkaflı sözler söylediği, bu şekilde sanığın katılanlara yönelik hakaretlerinin aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleşmesi nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir hakaret fiilini oluşturduğu anlaşılmakla, tek fiille birden çok katılana karşı hakaret suçunu işleyen sanık hakkında 5237 sayılı Kanun"un 43/2. maddesinde düzenlenmiş bulunan aynı nev’iden fikri içtima hükümleri uyarınca tek ceza verilip, bu cezanın aynı Kanun"un 43/1. maddesi uyarınca arttırılması gerekirken, sanığın her iki katılana yönelik eylemlerinin ayrı ayrı hakaret suçunu oluşturduğu kabul edilerek iki kez mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1-) 5237 sayılı TCK"nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesinde;
“(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz…
(5) Fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir...” hükümlerine yer verilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun 08/04/2008 gün ve 57-74 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun 1 Haziran 2005 tarihinden sonra işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Bu düzenlemelere göre, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceden işlenen bir suç nedeniyle mahkum edilmiş olma, bu hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi ve yeni suçun belirli süreler içerisinde işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın suç tarihinden önce sabıkasının bulunmadığı anlaşıldığından sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması hukuka aykırıdır.
2-) 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın 08/09/2016 tarihli ilk duruşmada hakkında CMK’nın 231.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rızası olup olmadığının sorulduğu ve sanığın rızasının olduğunun zapta geçirildiği, sanığın tekerrüre esas sabıkası bulunduğu gerekçesiyle yasal şartları oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükümlerin uygulanmadığı görülmektedir. Ancak, dosya kapsamına göre sanığın suç tarihinde sabıkasının bulunmadığı, bu suretle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşması karşısında, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, sanığın “yasal şartların oluşmadığı” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
3-) 5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır. (Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
İnceleme konusu somut olayda; katılan ..."nün sanık ... ile boşandıktan sonra ... ile evlendiği, ... adına kayıtlı olan 06 GMY 65 plakalı otomobilin ... tarafından kullanıldığı, aracın ..."a teslim edilmesi konusunda mahkeme kararının bulunduğu, olay tarihinde aracı ..."nün evinin önünde gören ..."ın polislere haber vererek gelmelerini beklediği, ..."nün sanığı görerek aşağıya indiğinde ..."ın ..."ye hitaben hakaret içerikli sözler söylediği, akabinde aşağıya inen ..."ye hitaben de sinkaflı sözler söylediği, bu şekilde sanığın katılanlara yönelik hakaretlerinin aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleşmesi nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir hakaret fiilini oluşturduğu anlaşılmakla, tek fiille birden çok katılana karşı hakaret suçunu işleyen sanık hakkında TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenmiş bulunan aynı nev’iden fikri içtima hükümleri uyarınca tek ceza verilip, bu cezanın aynı Kanun"un 43/1. maddesi uyarınca arttırılması gerekirken, sanığın her iki katılana yönelik eylemlerinin ayrı, bağımsız hakaret suçlarını oluşturduğu kabul edilerek ayrı ayrı iki cezaya hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, yapılan açıklamalara göre yerinde görüldüğünden,
1-) Sanık ... hakkında, Ankara Batı 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/02/2017 tarihli ve 2016/345 esas, 2017/131 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-) Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 12/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi