8. Hukuk Dairesi 2012/5778 E. , 2012/11251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının reddine dair Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.03.2011 gün ve 197/235 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, mevkileri ve sınırları dava dilekçesinde yazılı iki adet taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında kayalık olarak tescil harici bırakıldığını, vekil edeninin bu yerleri 35 yıl kadar önce imar ve ihya ederek zilyetliği altında bulundurduğunu açıklayarak bu yerlerin müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine, nizalı yerlerin kayalık ve taşlık vasfı ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, imar, ihya ve zilyetlik yoluyla kazınılmasının mümkün olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı köy tüzel kişiliği tebligata rağmen oturumlara katılmamış ve cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu yerlerin davacının miras bırakanı Mehmet Yıldız"dan kaldığını, terekesinin elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğunu açıklayarak davanın reddine, dava konusu yerlerin TMK.nun 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından dilekçesinde yazılı sebeplerle temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; çekişmeli taşınmazın olduğu yerde keşif yapılmıştır. Mahalli bilirkişi dava konusu Nermik mevkiindeki taşınmazın zilyetliğiyle ilgili olarak herhangi bir bilgisinin olmadığını, ancak dava konusu her iki taşınmazın şuan itibariyle davacı tarafından kullanıldığını söylemiştir. Davacı tanığı ise Nermik mevkiindeki taşınmazı davacının babası Mehmet Yıldız"ın arpa buğday ekerek kullandığını, sağlığından bu taşınmazı davacıya verdiğini, davacının 3-5 yıl önce bu taşınmaz üzerine ev ve eklentilerini inşa ederek ve ağaç dikerek kullanmasını sürdürdüğünü, Sebah mevkiindeki taşınmazında önce miras bırakan Mehmet Yıldız tarafından kullanıldığını, sonra bu yeri davacıya verdiğini, davacının bir süre tarla olarak kullandığını, son yıllarda ise kullanmadığını söylemiştir. Fen bilirkişi 1/5000 ölçeklik krokilerini dosyaya sunmuştur. Jeoloji mühendisinin raporu dosyadadır. Ziraat mühendisinin 07.01.2011 havale tarihli raporunda özetle; Nermik mevkiindeki taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğunu, Sebah mevkiindeki taşınmazın ise hali hazırda işlenmemiş toprak, bünyesinin taşlı yapıda ve taşınmaz üzerinde taş blok ve kayaların bulunduğu yabancı otlarla kaplı olduğu ve tarım yapıldığına dair ibarenin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan olgular mahkemenin ve tarafların bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık kadastro çalışmaları sırasında dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere kayalık niteliğiyle tescil harici bırakılan yerin TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri uyarınca iktisabının mümkün olup olmadığında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere ve kural olarak; kayalık niteliğiyle tescil harici bırakılan bir yerin imar ihya yoluyla kazanılması mümkün değildir. Böyle bir yere dışarıdan toprak taşınarak tarım arazisi haline getirilmesi de ihya sayılmamaktadır. Nitekim dosyada mevcut ziraat bilirkişinin raporu kapsamına göre; Nermik mevkiindeki taşınmazın kayalık niteliğinde olmadığı, bir başka anlatımla uzun zamandan beri ekilip sürülen tarla niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, Sebah mevkiindeki taşınmazın dava ve keşif tarihi itibariyle de imar ve ihyasının yapılmadığı, hiçbir tarımsal faaliyetin olmadığı belirlenmiştir. Dinlenen davacı tanığı Nermik mevkiindeki taşınmazın önceden davacının miras bırakanına ait iken bu kişinin sağlığında bu yeri davacıya verdiğini söylemiştir. Bu durumda, dava konusu bu taşınmaz tereke malı olmaktan çıkmıştır. Dolayısıyla TMK.nun 640, 701 ve 702. maddeleri uyarınca dava koşulunun aranmasına gerek bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, Nermik mevkiindeki taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisabı için koşulların gerçekleştiği anlaşılmakla bu taşınmaz için davanın kabulüne, Sebah mevkiindeki taşınmazın doğal yapısı dikkate alınarak Hazine adına da tescili mümkün olmadığından bu taşınmazla ilgili davacının ve Hazinenin tescil taleplerinin reddine karar vermek gerekirken maddi olay, taraf talepleri ve dosyadaki bilgi ve belgeler yanlış yorumlanarak yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 27.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.