Görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/18808 Esas 2016/19957 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/18808
Karar No: 2016/19957
Karar Tarihi: 28.12.2016

Görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/18808 Esas 2016/19957 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanık hakkında \"görevi yaptırmamak için direnme\" suçundan mahkumiyet kararı vermiştir. Yapılan incelemeler sonucunda sanığın suçu işlediği tespit edilmiştir. Kararda, sanığın birden fazla kişiye karşı işlediği eylemin TCK'nın 43 ve 265/3. maddeleri uyarınca değerlendirilmediği belirtilmiştir. TCK'nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı ifade edilmiştir. Ancak, tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyetin kesin nitelikteki adli para cezasından ibaret olması nedeniyle TCK'nın 58. maddesi uyarınca değerlendirilmediği belirtilmiştir. Kararın sonunda TCK'nın hangi maddelerine uyulmadığı ve bozma yapılamayacağı, hükmü etkileyebilecek hukuka aykırılığa rastlanmadığı belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise TCK'nın 43, 53/1-c, 265/3 ve 58. maddeleri kararda geçmektedir.
18. Ceza Dairesi         2015/18808 E.  ,  2016/19957 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    KARAR
    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
    Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
    Sanığın eylemini birden fazla kişiyle birlikte ve birden fazla görevliye karşı gerçekleştirmesi nedeniyle TCK’nın 43 ve 265/3.maddelerinin uygulanması gerektiği düşünülmemiş ise de aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
    TCK’nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmemiş ise de, mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak infaz evresinde re"sen, TCK"nın 53. maddesinin 1 ilâ 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde uygulanması mümkün görüldüğünden, bu hususun bozmayı gerektirmediği,
    Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
    Ancak,
    Tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyetin, kesin nitelikteki adli para cezasından ibaret olması, karşısında sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görülmüş ise de, bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, temyiz edilen kararın açıklanan noktası, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, “tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması” suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.12.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.