Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12136
Karar No: 2015/2671
Karar Tarihi: 12.2.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/12136 Esas 2015/2671 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/12136 E.  ,  2015/2671 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı .... Vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    Davacılar vekili; davalıların sürücüsü, işleteni, taşıyıcısı ve trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu çift taraflı trafik kazasında davacıların eşi/babaları ve destekleri olan ..."in vefat ettiğini, ... dışındaki davacıların ise hayati tehlike arz eder şekilde yaralandığını, müvekkillerinin iş ve gücünden kaldığını, kaza sebebiyle hastane gidiş geliş ve hurda olan aracın nakli için masraflar yaptığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için 30.000,00 TL maddi, 80.000,00 TL manevi, davacı ... için 5.000,00 TL maddi 50.000,00 TL manevi, davacı ... için 5.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, davacı ... için 20.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 40.000,00 TL maddi tazminat ile 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi yönünden poliçe teminatı dahilinde olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacılar vekili daha sonra verdiği ıslah dilekçesiyle davacı ... için maddi tazminat talebini 91.610,49 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı .... vekili; davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını, kazanın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığını, davacıların yolcu taşımaya uygun olmayan kamyonette yolculuk yapmakla müterafik kusurlu olduğunu, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu ve reeskont faizi istenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; müvekkilini şehirlerarası yolcu taşıma yeterliliğinin bulunmadığı iddiasının doğru olmadığını, mahkemece kusur incelemesi yapılması gerektiğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini ve manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; ambulans sürücüsünün sireni açık olarak tepe lambası yanar vaziyette seyrettiğini, kazanın meydana gelmesinde ambulans sürücüsü ..."ın kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; davacılara toplam teminat garameten paylaştırılarak 9.035,00 TL ödeme yapıldığını, zararın aktüer bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, davadan öncesi için faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı .... cevap dilekçesi vermemiştir.
    Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile, davacı ... için 91.610,49 TL, davacı ... için 550,36 TL, davacı ... için 1.024,78 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar .... ve davalı ... yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ... için 6.000,00 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 3.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılar .... ve davalı ..."den müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı .... yönünden davanın reddine, davalı sigorta şirketi yönünden manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı .... vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı sürücünün kusur oranı, kazanın meydana geliş şekli, davacıların yaralanmasının niteliği ve diğer hususlar gözetildiğinde, takdir olunan manevi tazminat miktarının düşük olduğu görülmüş ve davacılar için hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    3-)2918 sayılı KTK"nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasa"nın 3. maddesinde, “işleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun"un 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
    Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması şarttır.
    Somut olayda, mahkemece kazaya karışan aracın, malik olan ... şirketi tarafından diğer davalı ... isimli şirkete kiralandığını belirtilmiş ve bu nedenle davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; kiralama hususunda mahkemece yeterli bir araştırma yapılmamıştır.
    Bu durumda mahkemece taraflar arasında tanzim edilen herhangi bir kira sözleşmesinin olup olmadığı, var ise kira sözleşmesinin uzun süreli ve üçüncü kişileri bağlayacak güçte bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    4-)Davacılar vekilince dava dilekçesinde müvekkili ..."nin yaralanma sebebiyle tedavilerinin devam ettiği belirtilmiş ve destekten yoksun kalma zararının yanında hastane gidiş geliş masrafları, kazada hurdaya çıkan kamyonetin nakli masrafları da açıkça talep edilmiştir. Bu nedenle Mahkemece, tedavi ulaşım masrafları ve nakliye giderleriyle ilgili talepler hakkında davacı tarafın delilleri de celbedilmek suretiyle araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şkilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    5-)Her ne kadar mahkemece, davalı ... yönünden manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de; davacılar vekilince dava dilekçesinde açıkça sigorta şirketinin poliçe teminatı dahilinde sorumlu tutulması talep edilmiştir. Trafik Sigortası Genel Şartları"nın A.3. maddesi gereğince manevi tazminat talepleri poliçe teminatı dışındadır. Bu durumda, davacılar vekilince davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talep edilmediğinden, manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle davacılar aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3), (4) ve (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 5.542,16 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... "den alınmasına 12.2.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi