Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2020/5571
Karar No: 2021/556
Karar Tarihi: 02.02.2021

Danıştay 8. Daire 2020/5571 Esas 2021/556 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/5571
Karar No : 2021/556

DAVACI : …

DAVALILAR :
1- … Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
2- … Odaları Birliği
VEKİLLERİ : Av. … Av. …
3- … Odası

DAVANIN KONUSU :
Serbest muhasebeci mali müşavir olarak görev yapan davacı tarafından;
a- Aynı büroda serbest avukat ile birlikte faaliyet gösterdiğinden bahisle uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … Odası Disiplin Kurulu'nun … tarih ve E:… K:… sayılı kararının,
b- Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliği'nin 6. maddesinin (s) bendinde yer alan "(...) başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile iç içe olması (...)" ibaresinin,
c- Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesinde yer alan " (...) başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticarethane ile iç içe olamaz." ibaresinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Serbest muhasebeci mali müşavirlik mesleğini sürdürdüğü bürosunun dört ayrı odasının ve müştemilatların yer aldığı net 125 m² alana sahip bir büro olduğu, 04.03.2010 tarihinde yeğeninin Mersin Barosuna kaydını yaptırarak vergi mükellefiyet kaydını oluşturmasını müteakip aralarında yaptıkları kira sözleşmesi ile serbest muhasebeci mali müşavirlik faaliyetini sürdürdüğü bürosunun bir odasını yeğenine kiraya verdiği, aynı zamanda yeğeninin muhasebe işlemlerinin de kendisi tarafından yürütüldüğü, binanın dış cephesinde, ana giriş kapısında, posta kutusunda, büronun giriş kapısında ve büro içindeki odaların giriş kapılarında ayrı ayrı mesleki tabelalarının mevcut olduğu, dava konusu Yönetmeliklerde geçen "iç içe" ibaresi ile aynı oda içerisinde birbirine çok yakın mesleki faaliyetlerde bulunmanın yasaklanmasının amaç edinildiği, oysa birbirinden bağımsız ve fiziki koşulları uygun bir büroda ayrı odalarda sürdürülen mesleki faaliyetlerin birbiriyle iç içe olduğunun kabulüne hukuken olanak bulunmadığı, bu nedenle dava konusu disiplin cezası tesisinde hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilmiştir.
Öte yandan Türk Ceza Kanununda öngörülen suç ve cezaların kanuniliği ilkesi uyarınca disiplin hukukunda da fiil ile öngörülen cezaların, kıyasa yer bırakmayacak şekilde açıkça Kanunla düzenlenmesi gerektiği, düzenleyici işlemlerle disiplin suçu ihdas edilebilmesinin mümkün olmadığı, 3568 sayılı Kanunda dava konusu disiplin cezasına konu edilen mesleki suça ilişkin herhangi bir düzenlenmenin yer almadığı, yeni bir disiplin suçu ve ceza kategorisi oluşturan dava konusu Yönetmelik hükümleriyle dayanağı Kanun hükümlerini aşan ve genişleten şekilde düzenleme yapıldığından, dava konusu Yönetmelikte geçen ibarelerin iptali gerektiği ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI :
… BAKANLIĞI'NIN SAVUNMASI: Davacının bürosunun bağımsız büro şeklinde olmadığı, başka bir serbest meslek faaliyeti ile iç içe olduğunun tespit edildiği, davacının bu eyleminin Disiplin Yönetmeliği'nin 6. maddesinin (s) bendinde yer alan fiile uygun düştüğünden hakkında tesis edilen uyarma cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan iptali istenilen Yönetmelik hükümleri ile meslek mensuplarının mesleki faaliyetlerini sürdürmelerine ilişkin herhangi bir kısıtlama getirilmesi ve çalışma hakkının ihlal edilmesi söz konusu olmadığı, dava konusu düzenlemelerle mesleğin saygın bir hale getirilmesi, muhasebe ve denetim mesleğine gereken önemin verilmesi, meslekte yüksek kalite ve standardın sağlanması amaçlandığından dava konusu edilen düzenlemelerin iptal edilmesini gerektirir herhangi bir hukuki sebep bulunmadığı, bu sebeple davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
… SAVUNMASI: Bireysel işlem yönünden, davacının aynı büroda serbest avukat ile faaliyet gösterdiği kendi beyanıyla sabit olduğu, Disiplin Yönetmeliği'nin 6/s bendi ile birebir örtüşen eylemi sebebiyle verilen cezada hukuka aykırılık bulunmadığı, düzenleyici işlemler yönünden ise, meslek mensuplarının bürolarının bağımsız büro şeklinde olmasını öngören ve başka bir serbest meslek faaliyeti yahut ticarethane ile iç içe olmasını yasaklayan dava konusu düzenlemelerin, uygulamada bazı sorunların önüne geçmek amacıyla getirildiği, bu sakıncalardan en önemlisinin, meslek odalarınca zorunlu durumlarda mahallinde gerekli denetimlerin yapılamaması olduğu, zira oda denetim komitesi üyelerinin meslek mensubunun iş yerine denetim amacıyla girdiğinde aynı zamanda diğer serbest meslek erbabının bürosuna da girmek durumunda kaldıkları için somut olayda olduğu gibi denetim yapılmasına avukat tarafından izin verilmediği sürece meslek mensubunun bürosunda denetim yapılabilmesinin olanaksız hale geldiği, öte yandan 3568 sayılı Kanun'un 43. maddesinde meslek mensuplarına yönelik sır saklama yükümlülüğünün getirildiği, bu yükümlülüğe aykırı davranışın cezai yaptırıma bağlandığı, aynı büroda faaliyet göstermesi nedeniyle mükellef sırlarına vakıf olabilecek serbest meslek erbabı yahut tacirin, 3568 sayılı Kanun kapsamında bulunmadıkları için bunlar açısından cezai müeyyide uygulanmasının mümkün olamayacağı, diğer taraftan, mesleki faaliyetlerin başka serbest meslek faaliyetleriyle iç içe yürütülmesi durumunda, diğer serbest meslek erbabının müşterilerinin meslek mensubu ile de doğrudan etkileşime girdiği ve birçoğunun aynı büroda çalışan meslek mensubunun da müşterisi haline geldiği, bu durumun ise haksız rekabete neden olduğu, düzenlemelerin tamamen hizmet gerekleri doğrultusunda ve kamu yararı amaçlanarak getirildiği, bu sebeplerle davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.


… ODASI'NIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Serbest muhasebeci mali müşavir olarak görev yapan davacının, bağımsız büro edinme yükümlülüğüne aykırı davranışı sonucu hakkında tesis edilen uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde ve bu işlemin dayanağı Yönetmelik maddelerinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, öte yandan Dairemizin 20.11.2018 tarih ve E:2013/8876 K:2018/7171 sayılı kararı ile dava konusu Yönetmelik hükümleri yönünden davanın reddine, davacıya uygulanan disiplin cezası yönünden ise dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de; davalı Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği tarafından Dairemiz kararının temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 20.01.2020 tarih ve E:2019/1829 K:2020/41 sayılı kararı ile Dairemiz kararının dava konusu bireysel işlemin iptaline dair kısmının bozulmasına karar verildiğinden, bozma kararı doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacının, uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 1. fıkrasının (s) bendinde yer alan "başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile iç içe olması" ibaresi ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 14. maddesinde yer alan "başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticarethane ile iç içe olamaz" ibaresi yönünden ise davanın reddine (İdari Dava Daireleri Kurulu Kararının sonuç kısmında sehven"karar verilmesine yer olmadığı" şeklinde yazılmıştır.) dair Danıştay Sekizinci Dairesi'nce verilen kararın iptale ilişkin kısmı İdari Dava Daireleri Kurulunun 20/1/2020 gün ve E:2019/1829, K:2020/41 sayılı kararıyla bozulmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine göre Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucu bozulan kararlar üzerine Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarının kararlarına uyulması mecburi olduğundan anılan Kurul kararında belirtilen gerekçeyle bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi gerekmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, serbest muhasebeci mali müşavir olarak görev yapan davacı tarafından; aynı büroda serbest avukat ile birlikte faaliyet gösterdiğinden bahisle uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Mersin … Odası Disiplin Kurulu'nun … tarih ve E:… K:… sayılı işlemi ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliği'nin 6. maddesinin (s) bendinde yer alan "(...) başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile iç içe olması (...)" ibaresinin ve Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesinde yer alan " (...) başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticarethane ile iç içe olamaz." ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dairemizin 20.11.2018 tarih ve E:2013/8876 K:2018/7171 sayılı kararı ile muhasebe mesleğinin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi ve belirli kurallar çerçevesinde icrasının temin edilmesi, yeni meslek mensuplarının yetiştirilebilmesi ve kontrolünün gereği gibi sağlanabilmesi ile muhasebecilik faaliyetlerinin daha çağdaş şartlarda yerine getirilmesi sağlanarak hizmet kalitesini yükseltme amaçlarına yönelik dava konusu Yönetmelik maddelerinde kamu yararına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu kısım yönünden reddine; Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliği'nin 6/1-(s) bendinde disiplin yaptırımına bağlanan başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile iç içe olma halinin birbirine çok yakın şekilde, aynı odanın içerisinde birbirinden ayrılmayacak şekilde mesleki faaliyetlerin sürdürülmesi olarak tanımlandığından, aynı büronun farklı odalarında birbirinden bağımsız şekilde çalışma imkanı bulunan davacı ile avukatın, mesleki faaliyetlerini iç içe sürdürdüklerinden söz edilemeyeceğinden davacı hakkında tesis edilen uyarma cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Dairemiz kararının davalı Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 20.01.2020 tarih ve E:2019/1829 K:2020/41 sayılı kararı ile dava konusu uyarma cezasının iptaline ilişkin kısım yönünden kararımız bozulmuş; dava konusu Yönetmelik hükümleri yönünden Dairemizin kısmen ret kararına karşı davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmadığından, bu kısma ilişkin Dairemizin ret kararı ise kesinleşmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Yasanın 38. maddesinde İdari Dava Daireleri Kurulunca idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinin 4. fıkrasında ise; İdare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği öngörülürken, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilmiş, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ise ısrar olanağı tanınmamıştır.
Bu nedenle, davacı hakkında tesis edilen uyarma cezası yönünden Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararında yer alan gerekçeler doğrultusunda yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Serbest muhasebeci mali müşavir olarak görev yapan davacı hakkında, Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasına verilen 04/02/2012 tarihli şikayet dilekçesinde, davacının bürosunu bir avukat ile müşterek kullandığı belirtilmiştir.
Söz konusu şikayet dilekçesi üzerine başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda, … Odası Disiplin Kurulunun … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 1. fıkrasının (s) bendi uyarınca, davacının kınama cezası ile cezalandırılmasına, davacının sicil dosyasının tetkikinde daha önceden herhangi bir cezai yaptırımı bulunmadığından, aynı Yönetmeliğin 11. maddesi uyarınca bir derece alt ceza olan uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bu karara itiraz edilmesi üzerine, … Odaları Birliği Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla, davacının Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 1. fıkrasının (s) bendi uyarınca cezalandırılmasına, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 48. maddesi uyarınca, cezanın bir derece hafifletilerek uyarma cezasına çevrilmesine karar verilmiştir.
Maliye Bakanlığının 12/06/2013 tarihli onayı ile karar kesinleşmiştir.
Bunun üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun "Disiplin cezaları" başlıklı 48. maddesinde; "Mesleğin vakar ve onuruna aykırı fiil ve hareketlerde bulunanlarla, görevlerini yapmayan veya kusurlu olarak yapan yahut da görevinin gerektirdiği güveni sarsıcı hareketlerde bulunan meslek mensupları hakkında, muhasebe ve müşavirlik hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesi maksadı ile durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre aşağıdaki disiplin cezaları verilir.
Disiplin cezaları şunlardır:
a) Uyarma; meslek mensubuna mesleğinin icrasında daha dikkatli davranması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.
b) Kınama; meslek mensubuna görevinde ve davranışında kusurlu sayıldığının yazı ile bildirilmesidir.
c) Geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma; mesleki sıfatı saklı kalmak şartıyla altı aydan az, bir yıldan çok olmamak üzere mesleki faaliyetten alıkoymadır.
d) Yeminli sıfatını kaldırma; yeminli mali müşavirin yeminli sıfatının kaldırılmasıdır.
e) Meslekten çıkarma; meslek mensubunun ruhsatnamesinin geri alınarak bir daha bu mesleği icra etmesine izin verilmemesidir.
Mesleki kurallara, mesleğin vakar ve onuruna aykırı fiil ve harekette bulunanlarla, görevin gerektirdiği güveni sarsıcı harekette bulunan meslek mensupları hakkında, ilk defasında uyarma, tekrarında ise kınama cezası uygulanır.
Görevini bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlükle yapmayan veya kusurlu olarak yapan veyahutta bu Kanunda yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı harekette bulunan meslek mensupları için geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır.
Tasdik yetkisini gerçeğe aykırı olarak kullandığı Maliye Bakanlığınca ilk defa tespit edilen ve rapora bağlanan yeminli mali müşavirler hakkında geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma, bu husus tekerrür edip bunun mahkeme kararıyla kesinleşmesi halinde de yeminli sıfatını kaldırma cezası verilir.
Mükellefle birlikte kasden vergi ziyaına sebebiyet verdikleri mahkeme kararı ile kesinleşen meslek mensuplarına, meslekten çıkarma cezası verilir.
Üç yıllık bir dönem içinde iki veya daha fazla disiplin cezasını gerektiren davranışta bulunan meslek mensubuna, her yeni suçu için bir öncekinden daha ağır ceza uygulanabilir.
Beş yıllık dönem içinde iki defa mesleki faaliyetten alıkoyma cezası ile cezalandırılmasından sonra bu cezayı gerektiren fiili yeniden işleyen meslek mensupları hakkında meslekten çıkarma cezası uygulanır.
Disiplin kurulları bir derece ağır veya bir derece hafif disiplin cezasının uygulanmasına karar verebilirler.
Takibat ve hüküm tesisi disiplin soruşturması yapılmasına ve disiplin cezası uygulanmasına engel değildir.
Meslek mensubu hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Yetkili disiplin kurulunun 10 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde savunma yapmayanlar, savunma hakkından vazgeçmiş sayılırlar.
Disiplin cezaları kesinleşme tarihinden itibaren uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
3568 sayılı Kanun'un "Yönetmelikler" başlıklı 50. maddesinde "Bu Kanunla ilgili olarak aşağıda belirtilen hususlar çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir.
....
k) Disiplin kovuşturması yapılması konusunda karar verecek merci, disiplin cezalarını vermeye yetkili merciler, disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazın usul ve şartları ve disiplinle ilgili diğer hususlar.
...." hükmü yer almıştır.
3568 sayılı Kanun'un 50. maddesine dayanılarak çıkarılan ve 31/10/2000 tarih ve 24216 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliği'nin "Kınama Cezası" başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasının (s) bendinde, "Birlik Genel Kurulunca belirlenen "büro standartları"na uyulmaması, açılan işyerlerinin bağımsız büro şeklinde olmaması, başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile iç içe olması, ev olarak kullanılan ikametgâhların aynı zamanda büro olarak kullanılması, bir meslek mensubunun (ortaklık durumu hariç) birden fazla bürosunun olması" kınama cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmış, "Disiplin Cezalarında Farklı Uygulama" başlıklı 11. maddesinde de, "Üç yıllık bir dönem içinde iki veya daha fazla disiplin cezasını gerektiren davranışta bulunan meslek mensubuna her yeni suçu için bir öncekinden daha ağır ceza uygulanabilir. Ancak, disiplin cezası kesinleşip ilgiliye bildirildikten sonra, aynı cezayı gerektiren bir eylemin yinelenmesi durumunda bir üst ceza uygulanır. Disiplin kurulları, her iki durumda da; yaptıkları incelemeler sonucu bir derece ağır veya bir derece hafif disiplin cezası uygulamasına karar verebilirler." hükmüne yer verilmiştir.
03/01/1990 tarih ve 20391 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in "Büro Edinme Zorunluluğu" başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında, "Her meslek mensubu meslekî faaliyetine başlamadan önce bağlı olduğu oda bilgisinde iş yeri açmak zorundadır." hükmü, 2. fıkrasında ise, "Büro standartları ve buna ilişkin usul ve esaslar Birlik Genel Kurulu’nda belirlenir. Açılan işyerleri bağımsız büro şeklinde olup, başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticarethane ile içiçe olamaz. Meslekî faaliyetler aynı zamanda ev olarak kullanılan ikametgâhlarda yürütülemez. Bir meslek mensubunun birden fazla bürosu olamaz. Birlikte çalışan meslek mensupları da ayrı büro edinemezler." hükmü yer almıştır.

Dava Konusu … Odası Disiplin Kurulu'nun … tarih ve E:… K:… sayılı kararı ile verilen uyarma cezası yönünden yapılan inceleme:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin incelenmesinden, serbest muhasebeci mali müşavirlere ait işyerlerinin bağımsız büro şeklinde olması gerektiği esası benimsenmiş, mesleki faaliyet yürütülen söz konusu büroların başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile iç içe olamayacağı da kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlıkta; serbest muhasebeci mali müşavir olan davacının, kendisine ait büronun bir odasını bir avukata kiraya verdiği ve aynı büroda birlikte faaliyette bulunduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 1. fıkrasının (s) bendinde, aynı büroda faaliyette bulunmanın yasaklandığı, başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticari faaliyet ile iç içe olmama koşulunun ise, ayrı bürolarda yürütülen faaliyetler için geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacıya ait büronun bağımsız büro şeklinde olmadığı, bir avukat ile aynı büroda faaliyet yürütüldüğü görüldüğünden, davacının uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Odası Disiplin Kurulu'nun .. tarih ve E:… K:… sayılı kararı ile verilen uyarma cezasının iptali istemi yönünden, DAVANIN REDDİNE,
2. Dava sonucu itibariyle ret ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen ve ilk aşama ile bozma kararı sonrası davacı tarafından yapılan toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, temyiz aşamasında davalı … ile … Bakanlığı tarafından yapılan toplam … TL yargılama giderinin ise davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
02/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi