20. Hukuk Dairesi 2014/3367 E. , 2014/5263 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi daalılar Hazien ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2001 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 201 ada 59 parsel sayılı 17803,44 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı, taşınmazın 40 yılı aşkın süreden beri zilyetliklerinde olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescil davası açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.06.2013 tarih ve 2013/2181-7110 karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " Mahkemece, 1990’lı yıllardan dava tarihine kadar davacının taşınmazı kullanmaması ve zilyetliğinin aralıksız olmaması nedeniyle zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin kabulü dosyadaki delillere uygun düşmemektedir. Keşif sırasında dinlenilen tanık ve yerel bilirkişi beyanlarına göre, davacının taşınmazı 45 yıl önce kullanmaya başladığı ve 25 yıl aralıksız kullandığı, 1990’lı yıllarda ise ekonomik durumunun iyi olmaması nedeniyle ...’a göç ettiği, o tarihten sonra kullanmadığı, ziraat bilirkişi ise taşınmazın önceden tarım arazisi olarak kullanıldığını belirttiği, orman bilirkişi raporunda ise, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığının belirtildiği, yine, davacının 1980 yılından 1993 yılına kadar taşınmazın vergisini ödediği, 1994 yılında yapılan imar uygulamasında ise taşınmazın kısmen imar planı kapsamında kaldığı, kuzey yöndeki taşınmazın orman, diğer yönlerden ise arsa ve tarım arazileri ve yol ile çevrili olduğu anlaşılmaktadır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen ve imar - ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıl süre ile kullanılan taşınmazların zilyetleri adına tescil edilmesi kabul edilmiştir. Somut olayda; davacı, yaklaşık olarak 1965 yılından 1993 yılına kadar taşınmazı aralıksız kullanmış, bu tarihe kadar 20 yıllık zilyetlik süresini doldurmuş ve taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkını kazanmıştır. 1993 yılından kadastronun yapıldığı 2001 yılına kadar taşınmazı kullanmamış olması, artık mülkiyet hakkı kazanılmış olduğu için fasıla olarak değerlendirilemeyeceği gibi zilyetliğin terki olarak da kabul edilemez. Bu nedenlerle, davanın kabul edilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek reddedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davacının davasının kabulü ile ... Mahallesi 201 ada 59 parsel sayılı taşınmazın 13.02.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda yeşil renkle gösterilen 17308,44 m2 yüzölçümündeki kısmın mevcut tapu kaydının iptali ile yargılama aşamasında ölen davacı ..."ın mirasçıları adına ve miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca yapılan ve 28.12.2001-28.01.2002 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmamaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 08/05/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.