Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3513
Karar No: 2016/2570
Karar Tarihi: 16.03.2016

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/3513 Esas 2016/2570 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2015/3513 E.  ,  2016/2570 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
ŞİKAYETÇİ : ...
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
.

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ..."in mahkumiyetine, resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar ... ve ..."in mahkumiyetine, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıklar ..., ... ve ..."ın beraatine, resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar ... ve ..."in beraatine ilişkin hükümler O yer Cumhuriyet savcısı, katılan vekili, şikayetçi ..., sanıklar ... ve ... müdafi, sanıklar ... ve ... müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar ... ve ... ile katılanın ...l Turizm İnşaat Taahhüt Anonim Şirketinin ortakları ve yönetim kurulu üyeleri oldukları, sanıklar ... ve ..."in ise şirketin genel kurul üyesi ve ortağı oldukları, şirketi temsil ve ilzama yönetim kurulu başkanı sanık ... ile başkan yardımcısı sanık ... ya da yönetim kurulu üyesi olan katılandan birisinin atacağı imza ile yetkili oldukları ancak şirketin 18/04/2008, 22/04/2008 ve 24/04/2008 tarihlerinde gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantılarına ve 24/04/2008 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında katılanın iştiraki olmamasına rağmen, katılanın imzalarının sahte olarak atıldığı ve 22/04/2008 tarihli yönetim kurulu toplantısıyla şirketi temsil ve ilzama sanıklar ... ve ..."in müşterek imzası ile yetkili kılındıkları ayrıca şirket ile .... arasında 29/07/2009 tarihli .... düzenlenerek, sanıklar ... ve ... tarafından taahhütnamenin imzalandığı ancak müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla katılanın imzasının sahte olarak atıldığı, bu sözleşmenin banka görevlisi sanık ..."in huzurunda hazırlandığı, bunun haricinde şirket ile .... arasında 30/09/2009 tarihinde tanzim edilen ...Taahhütnamesinde katılanın imzasının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla taklit edilerek atıldığı ve taahhütnameye bağlı olarak düzenlenen 30/09/2009 tarihli ve 1.000.000 TL bedelli emre muharrer senette katılanın aval veren olarak atılan imzasının katılanın eli ürünü olmadığının tespit edildiği, bu sözleşmenin banka görevlileri olan sanıklar ... ve ... tarafından düzenlendiği, bu suretle sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Katılma talebinin reddine karar verilen ..."ın temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanıkların üzerlerine atılı suçlardan doğrudan doğruya zarar görmeyen şikayetçinin kamu davasına katılma hakkı ve hükmü temyiz etme yetkisi olmadığı anlaşılmakla, mevcut temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesİ uyarınca REDDİNE,
2-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümleri ile sanıklar ... ve ... hakkında şirket yönetim kurulu tutanakları nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,
Sanıklar ..., ... ve ..."ın banka görevlisi oldukları ve görevlerinin ifası sırasında suç teşkil eden eylemlerinin varlığı hususunda mahkumiyetlerine yeterli somut delil bulunmadığı, sanıklar ... ve ..."in şirket yönetim kurulu üyesi olmalarıyla birlikte şirket karar defterinin bir süre kaybolması ve daha sonra katılan tarafından .... Müdürlüğüne postalanması, defterde yapılan sahtecilik eylemlerinin sanıkların eli ürünü olduğuna dair yeterli kaligrafik bulgunun da tespit edilememiş olması karşısında, mahkemenin beraate yönelik kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin sanıklar hakkında mahkumiyet hükmü verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
3-Sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ve kredi sözleşmeleri nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,
a)Sanıklar ... ve ..."in, yönetim kurulu üyesi olmadıkları ve yönetim kurulu toplantılarına katılmadıkları, iddianamede de şirketin 18/04/2008, 22/04/2008 ve 24/04/2008 tarihlerinde yönetim kurulu toplantı tutanaklarında gerçekleştirilen sahteciliklerle ilgili sanıklara atılı eylem bulunmadığı, ancak sanıkların şirketin ortağı olarak 24/04/2008 tarihinde gerçekleştirlen genel kurul toplantısına katıldıkları, dosyada bulunan bilirkişi incelemeleri ve kriminal raporlar göz önünde bulundurulduğunda 24/04/2008 tarihinde gerçekleştirlen genel kurul toplantısına ilişkin hazırun cetvelinde atılmış olan sahte katılan imzasının sanıklar tarafından atıldığını gösteren her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı ve sahte imzanın sanıklar elinden çıktığı gösterir kaligrafik ve grafolojik bulgu tespit edilemediği, bunun dışında bu belgelerdeki sahte imza fiillerinin hukuki sonuç doğurmaya elverişli olmadığı, bu itibarla cezanın şahsileştirilemediği katılan dışındaki pay sahiplerinin oyları ile de aynı kararların alınmasının mümkün olduğu, katılanın toplantıya katılarak aksi yönde oy kullanması halinde dahi
çoğunluk hisselerinin diğer sanıklarda olması nedeniyle oylamanın sonucunun etkilenmeyeceği anlaşılmakla, sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan beraat hükmü verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
b)Genel kredi sözleşmeleri bütün normal sözleşmelerde olduğu gibi (BK md 1-10) icap ve kabul irade açıklamaları ile kurulmaktadır. Bu sebeple genel kredi sözleşmelerinin kurulması, taraflarının hak ve borçları, sözleşmenin ihlali, sona ermesi konularında bankacılık mevzuatı ile birlikte Borçlar Kanunu hükümleri de uygulanacaktır. Genel kredi sözleşmesi ile kredi müşterisine belirli bir süre için veya süresiz olarak belirlenen limit içerisinde, limit kadar bir krediyi bir defada, veya kısım kısım kullanma ya da hiç kullanmama hakkı verilmektedir. Bu şekilde genel kredi sözleşmesi de kredi kullanma koşulları belirlenmiş olur. Öyle ki, kredi müşterisi genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kredi kullanma talebinin bankaya ilettiğinde, ayrı bir kredi sözleşmesi kurulur, fakat bu kredi sözleşmesinin koşulları genel kredi sözleşmesindeki koşullar olarak kabul edilir. Genel kredi sözleşmeşmelerinde taraflar arasında uzun süreli bir hukuki ilişki kurulmaktadır. Bu hukuki ilişki kredi kuruluşunu, kredi müşterisinin talep etmesi halinde genel kredi sözleşmesinde belirlenen koşullarda belirli bir limite kadar krediyi kullandırtma yükümlülüğü altına sokmaktadır. Burada da görüldüğü gibi ilk bakışta genel kredi sözleşmelerinin, kredi müşterisinin her kredi kullanma talebi ile ayrı ayrı kurulmuş olan bir sözleşmeler topluğunun, fakat bir bütünlük içerisinde oluşturduğu da bir an için düşünülebilir. Ancak eğer genel kredi sözleşmeleri bir sözleşmeler topluluğu olsaydı, bankanın kullanılan her kredi için ayrı ayrı fesih açıklaması yapması gerekecekti. Oysa uygulamada banka veya müşteri tek bir fesih açıklaması yaparak, genel kredi sözleşmelerini ve kullanılan bütün kredilerle ilgili sözleşmelerin tümünü birden feshetmektedir. Genel kredi sözleşmelerinin imzalanması sadece kredi kuruluşuna bir borç yüklemektedir; bu da eğer bütün koşullar mevcutsa krediyi tamamen veya kısmen kullandırtma borcudur. Kredi müşterisi ise sadece genel kredi sözleşmesini imzalamakla her hangi bir borç altına girmiş olmamaktadır, örneğin genel kredi sözleşmesinde öngörülen krediyi kullanmak zorunluluğu yoktur, faiz ödemek zorunda değildir, kararlaştırılan teminatı (mesela ipotek temini) yerine getirmek zorunda değildir. Kredinin teminatını yerine getirmek, talep edilen kredinin müşteriye ödenebilmesi koşuludur ve ancak kredi kullanılması somut olarak talep edildiğinde yerine getirilecektir. Bu açıklama kapsamında, sanıklar ... ve ... hakkında genel kredi sözleşmelerinde katılan adına sahte imza attıkları kabul edilerek nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuşsa da, sanıkların bu eylemle herhangi bir menfaat temin etmedikleri, bu sözleşmelere bağlı olarak herhangi bir kredi kullanmadıkları, kaldı ki bu sözleşmelerin katılanın imzası olmaksızın da yapılabileceği anlaşılmakla, sanıkların üzerilerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatlerine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde iki kez mahkumiyet hükmü kurulması,
c)Sanıklar ... şirket adına ... ile genel kredi taahhütnamesi imzaladıkları, .... taahhüte ek olarak katılanın müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu 1.000.000 TL değerinde resmi belge niteliğinde olan emre muharrer senet verildiği, her iki sözleşmedeki ve senet üzerindeki katılan adına atılı imzaların katılanın eli ürünü olmadığının tespit edildiği, banka görevlisi sanık ..."ın Cumhuriyet savcısı huzurunda alınan savunmasında, ... ve .... sözleşmeyi katılana imzalatarak getirdiklerini, bu imzanın katılanın daha önceki imzalarına benzemediğini farketmesi üzerine sanıklara durumu sorduğunda, katılanın yaşlı olması nedeniyle bu şekilde imza attığını söylediklerini beyan ettiği anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak, adli emanette bulunan sahte senet ve genel kredi sözleşmesi asıllarının duruşmaya getirtilerek, özelliklerinin zapta yazılması ve aldatma kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığı mahkeme heyeti tarafından tespit edildikten sonra, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 204/1, 43 maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde eksik araştırmayla hüküm kurulması,
Kabule göre de;
aa)Sanıklar ... ve ..."in, katılanın yerine sahte imza kullandıklarının sabit olması halinde dahi, eylemin şirkete ait belgede gerçekleşmiş olması nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 207/1. maddesi gereğince mahkumiyet hükmü verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, suç vasfında hataya düşülerek aynı Kanun"un 204/1. maddesi gereğince mahkumiyet hükmü verilmesi,
bb)Sanıklar ... eylemlerinin sabit olduğu kabul edildiğinde, 5237 sayılı TCK"nın 158/1-j maddesinde belirtilen tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, suç vasfında hataya düşülerek aynı Kanun"un 158/1-f maddesi gereğince mahkumiyet hükmü verilmesi,
cc)Sanıklar ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k )bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK"nın 158/1-f. son maddesi gereğince, adli para cezasının 5 gün olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, O yer Cumhuriyet savcısı, sanıklar müdafileri ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 16/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi