12. Ceza Dairesi 2013/290 E. , 2014/2293 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname no : 12 - 2011/360595
Mahkemesi : Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 15/03/2011
Numarası : 2009/703-2011/304
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun, 11/11/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, suça konu taşınmazın tespit harici bırakılmış merkez K. köyünde bulunan kerpiçten yapılmış evini yıkarak tek katlı betonarme ambar yeri inşaatına başladığı, sanığın inşaata başladığı yerin K.Höyüğü"nün üstünde bulunduğunun 13.08.2009 tarihli İl Jandarma Komutanlığı görevlilerince tutulan tutanak ile tespit edildiği, durumun Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"na bildirilmesi üzerine Koruma Bölge Kurulu görevlilerince olay yerinde yapılan 17.09.2009 tarihli incelemede
inşaatın kabasının bittiğinin tespit edildiği, olay yeri olan K. Höyüğü"nün 1. derece arkeolojik sit alanı olduğunun Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"nun 28.09.2009 tarih ve 939 sayılı kararı ile tescil edildiği, bu kararın Kanoğlu köyü muhtarlığınca da 15.10.2009 tarihinde ilan edildiği, sanığın böylece 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilmiş olan K. höyüğü üzerinde izinsiz inşaat yapması nedeniyle eyleminin sabit olduğu, dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, sanığın inşaatı yaptığı K. köyünün höyük üzerine kurulu olduğunun mahallinde bilindiği, olay mahallinde ikamet eden sanığın, inşaat yaptığı höyüğün üzerine bina yapmanın yasak olduğunu bilmediğine dair savunmasına itibar edilemeyeceği, zira suça konu yerin 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında ilan şartı olmaksızın korunması gerekli yerlerden olduğu ve sanığın suça konu binayı yaptığı arazinin tapuda adına kayıtlı olmaması nedeniyle eylemin hukuka uygun hale gelemeyeceği anlaşılmakla, tüm dosya kapsamından sanığın suçunun sabit olduğu, 6498 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1. maddesinde öngörülen yaptırım miktarında sanık lehine herhangi bir değişiklik de olmadığı anlaşılmakla, sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 03/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.