MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, 2499 sayılı yasaya muhalefet

Resmi belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, 2499 sayılı yasaya muhalefet suçlarından sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya kapsamına, toplanan delillere, tanıklar...., ......"in savunmaları destekleyen ve doğrulayan anlatımlarına, sanıkların aksi sabit olmayan savunmalarına, .... Kurulu tarafından düzenlenen raporda, aracı kurum tarafından alınan hisse senetlerinin (sanıkların) kendisi veya başkası menfaatine kullanılmasının söz konusu olmadığının belirtilmesine ayrıca Dairemizin 13.0l.2014 tarih ve 2012/11956 esas, 2014/53 karar ile 12.09.2013 tarih ve 2013/4364 esas, 2013/13131 K sayılı ilamlarında olduğu gibi, sanıkların eylemlerinin, Aracılık Faaliyetlerinde Belge ve Kayıt Düzeni Hakkındaki Tebliğ, Menkul Kıymetler Borsası Yönetmeliğine ve olay tarihinde mer"i ....sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 47/A maddesine aykırı ise de; anılan hükümlere aykırı davranılması halinde sorumluluğu bulunan aracı şirket adına idari para cezasına hükmedileceğinin düzenlendiği dikkate alındığında; Anayasanın, suç ve cezalara ilişkin esaslar başlığı altında düzenlenen 38. maddesinde; kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği ve hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamayacağının güvence altına alındığı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7. maddesine göre de; hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamayacağının ve aynı şekilde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir cezanın verilemeyeceğinin düzenlenmiş olduğunun anlaşılmasına göre, bir kısım hisse senetlerinin emir formları tanzim edilmeden ve talimat alınmadan yapılması işlemlerinin katılan ile aracı kurum arasında düzenlenen çerçeve sözleşmeye aykırılık teşkil etmesi, bu haliyle sanıklar ile katılan arasındaki ihtilafın hukuki nitelikte olduğu gözetilerek, sanıkların üzerlerine atılı dolandırıcılık, hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma, sermaye piyasası yasasına aykırılık suçlarını işledikleri yönünde kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği gibi sahtecilik suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesine dayanan kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç yönünden gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin beraat hükümlerinin kanuna aykırı olduğuna ve sanıkların birlikte talimat almadan alım satım işlemi ile haksız kazanç elde ettiklerine, bu suretle katılanın zarara uğratıldığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraat hükümlerinin ONANMASINA, 16.03.2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.